Translation of "Orphan" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Orphan" in a sentence and their turkish translations:

I'm an orphan.

Ben bir yetimim.

Tom is an orphan.

Tom bir yetim.

Tom was an orphan.

Tom bir öksüzdü.

Tom adopted an orphan.

Tom bir yetimi evlat edindi.

They adopted the orphan.

Onlar kimsesiz çocuğu evlat edindi.

He adopted the orphan.

O, yetimi evlatlık kabul etti.

He received an orphan.

O bir yetim aldı.

He is a war orphan.

O, bir savaş yetimidir?

Maria adopted an orphan child.

Maria yetim bir çocuğu evlat edindi.

People took pity on the orphan.

İnsanlar yetime acıdı.

The couple decided to adopt an orphan.

Çift bir yetimi evlat edinmeye karar verdi.

He became an orphan when he was ten.

O on yaşındayken yetim oldu.

The orphan children were told to behave themselves.

Yetim çocuklara yaramazlık yapmamaları söylendi.

Success has many fathers, but failure is an orphan.

- Başarının bir sürü babası vardır, ama başarısızlık yetimdir.
- Başarıdan kendine pay çıkaran çok olur, ama başarısızlığı kimse sahiplenmez.

A child whose parents are dead is called an orphan.

Ebeveynleri ölü olan bir çocuğa bir yetim denilir.

Love? What's that? I'm an orphan. I've never known love.

Sevgi mi? O da ne? Ben bir yetimim. Sevgiyi hiç tadamadım ki.

She sympathized with the orphan and gave him some money.

O, öksüze yakınlık gösterdi ve ona biraz para verdi.

She felt sympathy for the orphan and gave him some money.

O kimsesiz çocuğa acıdı ve ona biraz para verdi.

She was an orphan who lost her parents in a plane crash.

O uçak kazasında ebeveynlerini kaybeden bir yetimdi.

Being an orphan, my father had to start earning money at ten.

Bir yetim olan babam on yaşında para kazanmaya başlamak zorunda kalmıştı.

A child who has lost both his parents is called an orphan.

Her iki ebeveynini kaybetmiş bir çocuğa yetim denir.

The orphan met up with his two sisters when he was five years old.

Yetim, iki kız kardeşiyle beş yaşındayken bir araya geldi.