Examples of using "Neighbour" in a sentence and their turkish translations:
O benim komşum.
O bizim komşumuzdur.
Komşun seksi mi?
Komşumdan nefret ederim.
- Benim komşum bir doktor.
- Komşum doktor.
Komşunu sev.
Komşu şimdi geldi.
Ev alma, komşu al.
Komşunu kendin gibi sevmelisin.
Komşumuz kendini büyüleyici bir at satın aldı.
Vay, senin komşun anatomik bir bomba!
Komşumuz tekrar kuaförde.
- Komşusundan nefret ediyor.
- Komşularından nefret ediyor.
Komşumdan nefret ediyorum.
- Tom benim komşum.
- Tom benim komşudur.
Komşum evini tamamen yeniledi.
Komşunu, kendini sevdiğin gibi seveceksin.
Tom'un komşusu meraklı Melahat gibi.
Neyse ki, komşum arabamı takviye kablosuyla çalştırmayı başardı.
O bizim komşumuz.
Yeni bir komşumuz var.
Tom, iyi bir komşu.
Komşunu kendin gibi seveceksin.
Yeni komşumuz herhangi bir şekilde yardıma ihtiyacımız olduğunda her zaman oradadır.
Geçen gün kentte eski komşuma rastladım.
"Komşunu kendin gibi sev" cümlesi İncil'den bir alıntıdır.
Komşum olmasına rağmen onu çok iyi tanımıyorum.
Komşum olsa da onu iyi tanımıyordum.
Ne zaman yardıma ihtiyacımız olsa yeni komşumuz her zaman oradadır.
Bizim yeni komşumuz keman çalıyor.
Mary çit konusunda komşusu ile çene çalarak birkaç saat geçirdi.
Komşumun ölmüş olabileceğini düşünüyorum.
Tom'un komşusu o uzaktayken onun için Tom'un evine göz kulak olacağını söyledi.
Buraya gelmeden önce buraya gelme ihtimaline karşı, yanımdaki kapı komşuma bir anahtar bırakacağım.
Ben doğrudan komşumdan duydum.
Komşum beni eski arabasını ondan almama ikna edemediği için bana kızdı.