Translation of "Nagoya" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Nagoya" in a sentence and their turkish translations:

- He's gone to Nagoya on business.
- He went to Nagoya on business.

O iş için Nagoya'ya gitti.

What's the stop after Nagoya?

Nagoya'dan sonraki durak nedir?

They once lived in Nagoya.

Onlar bir zaman Nagoya'da yaşıyorlardı.

- At one time they lived in Nagoya.
- They were living in Nagoya then.

O zaman Nagoya'da yaşıyorlardı.

Nagoya is between Tokyo and Osaka.

Nagoya Tokyo ve Osaka arasındadır.

He's gone to Nagoya on business.

O iş için Nagoya'ya gitti.

I reached Nagoya early this morning.

Bu sabah Nagoya'ya erken vardım.

This train runs nonstop to Nagoya.

Bu tren Nagoya'ya direkt gider.

Nagoya lies between Tokyo and Osaka.

Nagoya Tokyo ve Osaka arasında yer almaktadır.

This expressway connects Tokyo with Nagoya.

Bu otoban Tokyo'yu Nagoya ile bağlar.

Nagoya is famous for its castle.

Nagoya kalesi ile ünlüdür.

The Tomei Expressway connects Tokyo with Nagoya.

Tomei Otoyolu, Nagoya ile Tokyo'yu bağlar.

I went to elementary school in Nagoya.

Nagoya'da ilköğretim okuluna gittim.

Nagoya is to the east of Kyoto.

Nogoya Kyoto'nun doğusundadır.

- I lived for more than a month in Nagoya.
- I lived in Nagoya for over a month.

Bir aydan daha fazla bir süre Nagoya'da yaşadım.

- Nagoya is a city famous for its castle.
- Nagoya is a city that's famous for its castle.

Nagoya kalesi ile ünlü bir şehirdir.

Can you stand the summer heat in Nagoya?

Nagoya'daki yaz sıcağına dayanabilir misin?

Nagoya is a city famous for its castle.

Nagoya, kalesi ile ünlü bir şehir.

My father lived in Nagoya for 30 years.

Babam 30 yıl Nagoya'da yaşadı.

A bicycle race was held in Nagoya last year.

Geçen yıl Nagoya'da bir bisiklet yarışı düzenlendi.

My father has lived in Nagoya for 30 years.

Babam otuz yıldır Nagoya'da yaşamaktadır.

Speaking of Nagoya, have you ever been to Seto?

Nagoya'dan bahsetmişken... Seto'ya hiç gittin mi?

I intend to stay in Nagoya for three days.

Nagoya'da üç gün kalmayı düşünüyorum.

My father has been living in Nagoya for 30 years.

Babam 30 yıldır Nagoya'da yaşıyor.

I am planning to make an overnight trip to Nagoya.

Nagoya'ya bir gecelik gezi yapmayı planlıyorum.

The papers say that there was a big fire in Nagoya.

Gazeteler Nagoya'da büyük bir yangın olduğunu söylüyorlar.

My father has lived in Nagoya for more than fifteen years.

Babam on beş yıldan daha fazla bir süre Nagoya'da yaşadı.

They used to go for a drive to Nagoya Port on weekends.

Hafta sonları arabayla Nagoya Limanı'na giderlerdi.

On September 26, 1959, the strongest typhoon in Japan's recorded history hit Nagoya.

26 Eylül 1959'da, Japonya'nın kaydedilen tarihinde en güçlü tayfun Nagoya'yı vurdu.

He has three sisters; one is in Tokyo and the others are in Nagoya.

Onun üç kız kardeşi var; biri Tokyo'da ve diğerleri Nagoya'dadır.

I have two children. One in is Beijing and the other one is in Nagoya.

İki çocuğum var, biri Pekin'de diğeri Nagoya'da.

Finding one's way around Nagoya is very simple. All you do is look at the signs.

Nagoya çevresinde birinin yolunu bulması çok basittir. Tek yapmanız gereken işaretlere bakmak.

My son who is in the fifth grade has transferred from Shizuoka to an elementary school in Nagoya.

Beşinci sınıfta olan oğlum Shizuoka'dan Nagoya'daki bir ilkokula transfer oldu.

I usually have to change my clothes two or three times a day during the hot summer in Nagoya.

Ben genellikle Nagoya'da sıcak yaz boyunca elbiselerimi günde iki ya da üç kez değiştirmek zorundayım.