Translation of "Studied" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Studied" in a sentence and their turkish translations:

I studied.

Okudum.

- I've studied French.
- I have studied French.

Fransızca öğrendim.

- I've also studied French.
- I studied French, too.

Ben de Fransızca okudum.

- Tom should've studied more.
- Tom should've studied harder.
- Tom ought to have studied harder.

Tom daha çok çalışmalıydı.

He studied abroad.

O, yurt dışında eğitim gördü.

We studied English.

Biz İngilizce eğitimi gördüm.

She studied hard.

O çok çalıştı.

He studied hard.

O sıkı çalıştı.

Tom studied abroad.

Tom yurt dışında okudu.

I studied abroad.

Ben yurtdışında eğitim aldım.

Nancy studied hard.

Nancy çok çalıştı.

We studied French.

- Biz Fransızca çalıştık.
- Biz Fransızca okuduk.

I've studied it.

Onu çalıştım.

I've studied you.

Seni inceledim.

Tom studied hard.

Tom çok çalıştı.

Mary studied sexology.

Mary seksoloji öğrenimi gördü.

I studied hard.

Çok çalıştım.

Fadil studied Islam.

- Fadıl, İslam okudu.
- Fazıl İslam eğitimi aldı.

Tom studied journalism.

Tom gazetecilik okudu.

Tom studied French.

Tom Fransızca okudu.

I studied French.

Fransızca eğitimi aldım.

Sami studied Islam.

- Sami İslam eğitimi aldı.
- Sami İslami eğitim gördü.

Tom studied biology.

Tom biyoloji okudu.

Sami studied harder.

Sami daha sıkı çalıştı.

Tom studied medicine.

Tom tıp okudu.

Tom studied geology.

Tom jeoloji okudu.

- Tom should've studied more.
- Tom should have studied more.

Tom daha çok çalışmalıydı.

- Tom should've studied harder.
- Tom should have studied harder.

Tom daha çok çalışmalıydı.

- I should've studied harder.
- I should have studied harder.

- Daha çok çalışmalıydım.
- Daha sıkı çalışmam gerekirdi.

- I should've studied French.
- I should have studied French.

Fransızca çalışmalıydım.

- You should have studied harder.
- You should've studied harder.

Daha fazla çalışmalıydın.

- I should have studied more.
- I should've studied more.

- Daha fazla çalışmalıydım.
- Daha fazla çalışmam gerekirdi.

- I've never studied French.
- I haven't ever studied French.

Ben hiç Fransızca eğitimi almadım.

- Tom must've studied French.
- Tom must have studied French.

Tom Fransızca okumuş olmalı.

- Tom hasn't studied French yet.
- Tom hasn't yet studied French.

Tom henüz Fransızca okumadı.

- Have you ever studied archeology?
- Have you ever studied archaeology?

Hiç arkoloji eğitimi yaptın mı?

- Tom has never studied French.
- Tom hasn't ever studied French.

Tom hiç Fransızca okumadı.

- We studied French in school.
- We studied French at school.

Okulda Fransızca okuduk.

- I wish that I had studied harder.
- I wish I had studied harder.
- I wish I'd studied harder.
- I wish that I'd studied harder.

- Keşke daha çok çalışsaydım.
- Keşke daha çok çalışsaymışım.
- Daha çok çalışmış olmayı isterdim.

I studied last night.

Ben dün gece çalıştım.

I studied before supper.

Akşam yemeğinden önce çalıştım.

He studied interior decoration.

O, iç dekorasyon eğitimi aldı.

I studied it thoroughly.

- Onu iyice çalıştı.
- Ben tamamen çalıştım.

She studied in Belgium.

O, Belçika'da eğitim gördü.

Yesterday, we studied English.

Dün İngilizce çalıştık.

He studied after dinner.

Akşam yemeğinden sonra çalıştı.

Nobody studied my country.

Hiç kimse ülkemi araştırmadı.

He studied military history.

Askeri tarih okudu.

Tom studied after dinner.

Tom akşam yemeğinden sonra ders çalıştı.

Tom studied very hard.

Tom çok sıkı ders çalıştı.

I've studied your data.

Senin verilerini okudum.

I've studied French, remember?

Fransızca okudum, hatırlıyor musun?

He studied English history.

O İngiliz tarihi okudu.

Tom studied music theory.

Tom müzik teorisi okudu.

I studied very hard.

Çok çalıştım.

Both boys studied hard.

Her iki çocuk çok çalıştı.

Tom also studied law.

Tom da hukuk okudu.

Tom studied at Harvard.

Tom Harvard'ta okudu.

We've studied it thoroughly.

Etraflıca inceledik.

Tom studied the diagram.

Tom diyagramı okudu.

She studied the Bible.

O İncil okudu.

Emily studied some Romanian.

Emily biraz Romence çalıştı.

We studied Japanese pronunciation.

Biz Japonca telaffuz çalıştık.

Have you studied abroad?

Yurtdışında okudun mu?

They studied English yesterday.

Onlar dün İngilizce çalıştılar.

They studied them closely.

Onları yakından incelediler.

Bush studied the problem.

Bush sorunu araştırdı.

Tom studied in Boston.

Tom Boston'da okudu.

Tom studied criminal behavior.

Tom suç davranışı okudu.

Tom studied Mary's face.

Tom, Mary'nin yüzünü inceledi.

Tom studied the menu.

Tom menüyü okudu.

Tom studied her face.

Tom onun yüzünü inceledi.

I studied in Boston.

Ben Boston'da okudum.

He studied the czar.

O, çarı inceledi.

He studied the czarina.

O çariçeyi inceledi.

He studied the czars.

O, çarları inceledi.

Has Tom studied French?

Tom Fransızca eğitimi aldı mı?

I've studied French, too.

Ben de Fransızca okumuştum.

I've also studied French.

Ben de Fransızca okudum.

I studied French today.

Bugün Fransızca çalıştım.

Tom has studied French.

Tom Fransızca okudu.

Sami studied federal law.

- Sami federal yasa okudu.
- Sami federal hukuk okudu.

Tom studied all night.

Tom bütün gece çalıştı.

Tom studied in Australia.

Tom Avustralya'da okudu.

I studied in Australia.

Avustralya'da okudum.

- I should've studied French harder.
- I should have studied French harder.

Fransızcayı daha çok çalışmalıydım.

- I thought you studied French.
- I thought that you studied French.

Fransızca okuduğunu düşündüm.

- Tom probably should've studied harder.
- Tom probably should have studied harder.

Tom muhtemelen daha çok çalışmalıydı.

- Tom must've studied very hard.
- Tom must have studied very hard.

Tom çok sıkı çalışmış olmalıydı.

- You really should've studied harder.
- You really should have studied harder.

Gerçekten daha çok çalışmalıydın.