Translation of "Foreign" in Turkish

0.022 sec.

Examples of using "Foreign" in a sentence and their turkish translations:

Attracted foreign

yabancı sermayeyi ülkeye çekti ve

- I like foreign languages!
- I like foreign languages.

Yabancı dilleri seviyorum!

On foreign oil.

yabancı petrol üzerinde

Tom looks foreign.

Tom yabancı görünüyor.

- He speaks two foreign languages.
- She speaks two foreign languages.

İki yabancı dil konuşur.

Foreign people intrigue me.

Yabancı insanlar benim ilgimi çekiyor.

Foreign people are amusing.

Yabancı insanlar eğlenceli.

We encourage foreign investment.

Yabancı yatırımları teşvik ediyoruz.

Tom understands foreign affairs.

Tom dış ilişkileri anlıyor.

- I am learning two foreign languages.
- I'm learning two foreign languages.

İki yabancı dil öğreniyorum.

- Speaking foreign languages is not easy.
- Speaking foreign languages isn't easy.

Yabancı dilleri konuşmak kolay değildir.

- It's difficult to learn a foreign language.
- It's hard to learn a foreign language.
- Studying a foreign language is hard.
- Studying a foreign language is difficult.

- Bir yabancı dil eğitimi zordur.
- Bir yabancı dil okumak zordur.

- She has traveled in foreign parts.
- She has traveled in foreign countries.

O, yabancı ülkelerde dolaştı.

- It's difficult to learn a foreign language.
- It's hard to learn a foreign language.
- Studying a foreign language is hard.

Yabancı bir dil öğrenmek zordur.

Our domestic and foreign policy.

iç ve dış politikamız.

...foreign companies and military organizations.

...yabancı şirketleri ve askerî kuruluşları soyuyorlardı.

Against foreign trade targeting imports.

yabancı ticarete engeller koymak istiyordu. Özellikle ithalatı hedef alıyordu.

Japan depends on foreign trade.

Japonya dış ticarete bağlıdır.

He's a foreign exchange student.

O bir yabancı değişim öğrencisi.

Learning foreign languages is boring.

Yabancı dilleri öğrenme sıkıcıdır.

I like them, foreign languages.

- Onları severim, yabancı dilleri.
- Yabancı dilleri severim.

He has a foreign car.

Onun yabancı bir arabası var.

He speaks two foreign languages.

O iki yabancı dil konuşuyor.

Tom has two foreign friends.

Tom'un iki yabancı arkadaşı var.

I'm speaking a foreign language.

Ben yabancı bir dil konuşuyorum.

Tom speaks two foreign languages.

Tom iki yabancı dil konuşur.

Foreign countries have beautiful architecture.

Yabancı ülkeler güzel bir mimariye sahip.

He's from a foreign country.

O, yabancı bir ülkeden.

I speak two foreign languages.

Ben iki tane yabancı dil konuşuyorum.

Mary speaks two foreign languages.

Mary iki yabancı dil konuşuyor.

We speak two foreign languages.

İki yabancı dil konuşuyoruz.

They speak two foreign languages.

Onlar iki tane yabancı dil konuşurlar.

Tom lost his foreign accent.

Tom yabancı aksanını kaybetti.

I have two foreign friends.

İki yabancı arkadaşım var.

Libya's foreign minister has defected.

Libya'nın dışişleri bakanı iltica etti.

Tom has a foreign car.

Tom'un bir yabancı arabası var.

Learning foreign languages is hard.

Yabancı dilleri öğrenmek zordur.

Will this affect foreign tourism?

Bu dış turizmi etkileyecek mi?

Laughter has no foreign accent.

Kahkahanın hiçbir yabancı aksanı yoktur.

- Learning a foreign language is difficult.
- It's difficult to learn a foreign language.

Yabancı dil öğrenmek zordur.

- Can foreign students be in the club?
- Can foreign students join this club?

Yabancı öğrenciler bu kulübe girebilirler mi?

- Learning a foreign language is interesting.
- It's interesting to learn a foreign language.

Yabancı bir dil öğrenmek ilgi çekicidir.

- It's hard to learn a foreign language.
- Learning a foreign language is hard.

Yabancı bir dili öğrenmek zor.

There is no foreign land; it is the traveller only that is foreign.

Yabancı bir arazi yok; yalnızca yabancı olan seyyah budur.

- Tom has lots of foreign stamps.
- Tom has a lot of foreign stamps.

Tom'un bir sürü yabancı pulu var.

- How many foreign languages do you speak?
- How many foreign languages do you know?

Kaç tane yabancı dil biliyorsun?

Case, the foreign sector is essential.

durum, yabancı sektör şarttır.

And these foreign companies need providers.

Ve bu yabancı şirketlerin tedarikçilere ihtiyacı var.

Foreign investment has fallen by half.

Dış yatırımlar yarı yarıya düştü

The foreign minister attended the talks.

Dışişleri bakanı görüşmelere katıldı.

Do you have any foreign stamps?

Hiç yabancı pullarınız var mı?

We face competition from foreign suppliers.

Yabancı firmalardan kaynaklanan bir rekabetle karşı karşıyayız.

The firm is under foreign management.

Firma yabancı yönetim altında.

He was established as Foreign Minister.

O, Dışişleri bakanı olarak atandı.

He is engaged in foreign trade.

O dış ticaretle ilgileniyor.

He has experience of foreign travel.

Onun yurtdışı seyahat deneyimi var.

Which foreign language are you learning?

Hangi yabancı dili öğreniyorsun?

We like to learn foreign languages.

Yabancı dilleri öğrenmekten hoşlanırız.

Learning a foreign language is fun.

Bir yabancı dil öğrenmek eğlencelidir.

He often travels to foreign countries.

O sık sık yabancı ülkelere seyahat eder.

Are you interested in foreign languages?

Yabancı dillere ilgi duyuyor musun?

Do you study any foreign language?

Herhangi bir yabancı dil öğreniyor musun?

Have you ever recruited foreign workers?

Hiç yabancı işçileri işe aldın mı?

She can speak three foreign languages.

Üç yabancı dil konuşabilir.

It's useful to study foreign languages.

Yabancı dil öğrenmek yararlıdır.

Do you have a foreign beer?

Yabancı bir biran var mı?

Do you have any foreign books?

Hiç yabancı kitaplarınız var mı?

I find foreign languages very interesting.

Yabancı dilleri çok ilginç buluyorum.

My hobby is collecting foreign stamps.

Hobim yabancı pullar toplamaktır.

Children have to learn foreign languages.

Çocuklar yabancı diller öğrenmek zorundalar.

Learning a foreign language requires perseverance.

Bir yabancı dil öğrenmek azim gerektirir.

I will visit foreign countries someday.

Bir gün yabancı ülkeleri ziyaret edeceğim.

I don't care for foreign food.

Ben yabancı yemekten hoşlanmam.

Learning a foreign language is interesting.

Yabancı bir dil öğrenmek ilginçtir.

Is this your first foreign trip?

Bu senin ilk yurt dışı seyahatin mi?

I like to study foreign languages.

Yabancı dillere çalışmayı severim.

Mastering a foreign language is difficult.

Bir yabancı dili iyice öğrenmek zordur.

Tom can speak three foreign languages.

Tom üç tane yabancı dil konuşabilir.

Esperantists often travel to foreign countries.

Esperantistler sık sık yabancı ülkelere seyahat eder.

He studied at a foreign university.

O, yabancı bir üniversitede okudu.

He enlisted in the Foreign Legion.

O, Yabancı Lejyonuna yazıldı.

Where can I exchange foreign currency?

Dövizi nerede değiştirebilirim?

This letter bears a foreign stamp.

Bu mektup bir yabancı damgası taşımaktadır.

What foreign languages have you studied?

Hangi yabancı dilleri öğrendin?

It's important to know foreign languages.

Yabancı diller bilmek önemlidir.

He seemed to understand foreign policy.

Dış politikadan anlıyor gibi görünüyordu.

The Foreign Minister was a puppet.

Dışişleri bakanı bir kuklaydı.

Japan trades with many foreign countries.

Japonya birçok yabancı ülkeyle ticaret yapar.

I am learning two foreign languages.

Ben, iki yabancı dil öğreniyorum.

Mastering a foreign language isn't easy.

Bir yabancı dili iyice öğrenmek kolay değildir.

Tom is from a foreign country.

Tom yabancı bir ülkeden.