Translation of "Uncle" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Uncle" in a sentence and their turkish translations:

- He is my uncle.
- He's my uncle.

- O benim amcam.
- O benim dayım.

My uncle might

Amcam da olabilir

Bob's your uncle.

Bob senin amcan.

I'm Tom's uncle.

- Ben Tom'un amcasıyım.
- Ben Tom'un dayısıyım.
- Ben Tom'un eniştesiyim.

Who's your uncle?

- Amcan kim?
- Dayın kim?

- My uncle plays guitar.
- My uncle plays the guitar.

Amcam gitar çalar.

Uncle Tom and Uncle John are my mother's brothers.

Tom dayı ve John dayı annemin erkek kardeşleri.

- My uncle has three children.
- My uncle has 3 children.

- Amcamın üç çocuğu var.
- Dayımın üç çocuğu var.

- I am seeing my uncle tomorrow.
- I will see my uncle tomorrow.
- I'm seeing my uncle tomorrow.

Yarın amcamı göreceğim.

Uncle Ha Noi returns,

Ha Noi Amca geri döner,

My uncle is angry.

Amcam kızgın.

His uncle appeared rich.

Onun amcası zengin görünüyordu.

My uncle is rich.

Amcam zengin.

She met her uncle.

O, amcası ile tanıştı.

Tom is your uncle.

Tom senin amcan.

Tom is my uncle.

- Tom benim amcam.
- Tom amcamdır.
- Tom dayımdır.
- Tom eniştemdir.
- Tom emmimdir.
- Tom emmim olur.
- Tom eniştem olur.
- Tom dayım olur.
- Tom amcam olur.

He is my uncle.

- O benim amcam.
- O benim dayım.

My uncle plays guitar.

Amcam gitar çalar.

Tom is Mary's uncle.

Tom, Mary'nin amcasıdır.

My uncle died there.

Amcam orada öldü.

Tom isn't my uncle.

Tom benim amcam değil.

My uncle is deaf.

- Amcam sağır.
- Dayım sağır.
- Eniştem sağır.

- I am living with my uncle.
- I'm living with my uncle.

Amcamla birlikte yaşıyorum.

- I am seeing my uncle tomorrow.
- I'm seeing my uncle tomorrow.

Yarın amcamla görüşüyorum.

- I am staying with my uncle.
- I'm staying with my uncle.

Ben amcam ile birlikte kalıyorum.

- My uncle gave me a present.
- My uncle gave me a gift.

- Amcam bana bir hediye verdi.
- Dayım bana bir hediye verdi.
- Dayım ona bir hediye verdi.

- Tom will be an uncle.
- Tom is going to be an uncle.

Tom bir amca olacak.

- My uncle yielded his car to me.
- My uncle gave his car to me.
- My uncle gave me his car.

Amcam bana arabasını verdi.

My uncle lives in Tashkent.

Amcam Taşkent'te yaşıyor.

Is your uncle still abroad?

Amcan hâlâ yurt dışında mı?

Where does your uncle live?

Amcan nerede yaşıyor?

He's considering visiting his uncle.

Amcasını ziyaret etmeyi düşünüyor.

My uncle made a fortune.

Amcam bir servet yaptı.

He will visit his uncle.

O, amcasını ziyaret edecek.

He's staying with his uncle.

O, amcası ile kalıyor.

My uncle lives in Germany.

Amcam Almanya'da yaşıyor.

My uncle drives a Ford.

Amcam bir Ford sürer.

How old is your uncle?

Amcan kaç yaşında?

My uncle collects Chinese fans.

Amcam Çin yelpazeleri biriktirir.

He visited his uncle yesterday.

O, dün amcasını ziyaret etti.

Her uncle lives in Switzerland.

Amcası İsviçre'de yaşıyor.

I stayed with my uncle.

Amcamla birlikte kaldım.

My uncle never writes letters.

Amcam asla mektup yazmaz.

My uncle died of cancer.

Amcam kanserden öldü.

My uncle keeps a dog.

Amcam bir köpek besliyor.

My uncle has three children.

- Amcamın üç çocuğu var.
- Dayımın üç çocuğu var.

My uncle can speak German.

Amcam almanca konuşabilir.

My uncle deals in fish.

Amcam balık ticareti yapar.

My uncle would build everything.

Amcam her şeyi inşa ederdi.

I live with my uncle.

- Amcamla yaşıyorum.
- Amcamla yaşarım.
- Dayımla yaşıyorum.
- Dayımla yaşarım.
- Eniştemle yaşıyorum.
- Eniştemle yaşarım.

This is Uncle Tom's farm.

Bu Uncle Tom'un çiftliğidir.

My uncle runs a hotel.

Amcam bir otel çalıştırıyor.

Tom has a rich uncle.

Tom'un zengin bir amcası var.

Tom isn't really my uncle.

Tom gerçekten benim amcam değil.

I have a rich uncle.

Benim zengin bir amcam var.

My uncle lives in Australia.

Amcam Avustralya'da yaşıyor.

- My uncle lives near the school.
- My uncle lives next to the school.

Amcam okulun yakınında yaşıyor.

- I thought that you were Tom's uncle.
- I thought you were Tom's uncle.

- Sizi Tom'un amcası sanmıştım.
- Sizi Tom'un dayısı sanmıştım.

- My uncle lives in New York.
- My uncle lives in New York City.

Amcam New York'ta yaşıyor.

- My uncle is not young, but healthy.
- My uncle isn't young, but he's healthy.

Amcam genç değil ama sağlıklı.

- Father visited my uncle in hospital.
- My father visited my uncle in the hospital.

Babam hastanedeki amcamı ziyaret etti.

- My father's brother is my uncle.
- The brother of my father is my uncle.

Babamın erkek kardeşi benim amcamdır.

- I want to talk with your uncle.
- I want to talk to your uncle.

- Dayınla konuşmak istiyorum.
- Amcanla konuşmak istiyorum.

- My uncle and aunt live in France.
- My aunt and uncle live in France.

Dayım ve teyzem Fransa'da yaşıyor.

I thought back to my uncle,

Amcamı hatırladım

Helen visits her uncle every Sunday.

Helen her Pazar amcasını ziyaret eder.

Uncle Tom is my mother's brother.

Dayı Tom benim annemin erkek kardeşidir.

They are seeing their uncle tomorrow.

Yarın amcaları ile görüşecekler.

His uncle died five years ago.

Onun amcası beş yıl önce öldü.

My uncle lives in New York.

Amcam New York'ta yaşıyor.

My uncle died a year ago.

Amcam bir yıl önce öldü.

My uncle lived a happy life.

Amcam mutlu bir hayat yaşadı.

My uncle bought me this book.

Amcam bana bu kitabı aldı.

Her uncle is a famous doctor.

Onun amcası ünlü bir doktordur.

My uncle lives in an apartment.

- Amcam bir apartman dairesinde yaşamaktadır.
- Amcam bir dairede yaşıyor.

Was her uncle staying in London?

Onun amcası Londra'da mı kalıyordu?

My uncle gave me a book.

Amcam bana bir kitap verdi.

I'll visit my uncle next week.

Önümüzdeki hafta amcamı ziyaret edeceğim.

Now I live with my uncle.

Şimdi amcamla yaşıyorum.

I like to visit my uncle.

Amcamı ziyaret etmeyi seviyorum.

My uncle works in this office.

Amcam bu ofiste çalışıyor.

My uncle gave me this watch.

- Amcam bana bu kol saatini verdi.
- Dayım bana bu kol saatini verdi.
- Eniştem bana bu kol saatini verdi.