Examples of using "Metropolitan" in a sentence and their turkish translations:
O, metropol alanında işine odaklandı.
Amerika'da Metropolitan Müzesi'nde gezen bir Türk gazeteci
Ama Metropolitan Müzesi bunu 1.2 milyon dolara satın almıştı
Çünkü Metropolitan Müzesi daha fazla dayanamayıp
Tom, metropol polisiyle kan sıçraması analisti olarak çalışıyor.
New York'un Metropolitan Sanat Müzesi aynı zamanda The Met olarak da bilinir.
Dünyanın ilk yeraltı demiryolu Londra Metropolitan Demiryoluydu. 1863'te açıldı.
Bu dört genç, metropol bölgesinde bir daireyi paylaşıyorlar.