Translation of "Visiting" in Turkish

- I am visiting my friends.
- I'm visiting my friends.

Arkadaşlarımı ziyaret ediyorum.

- Who are we visiting today?
- Who is visiting us today?

Bugün bizi kim ziyaret ediyor?

Who is visiting us?

Bizi kim ziyaret edecek?

Kyoto is worth visiting.

Kyoto ziyaret etmeye değer.

Tom is visiting Boston.

Tom Boston'u ziyaret ediyor.

Tom is visiting Australia.

Tom Avustralya'yı ziyaret ediyor.

I love visiting Boston.

Boston'u ziyaret etmeyi seviyorum.

They are visiting relatives.

Onlar akrabaları ziyaret ediyorlar.

Tom is just visiting.

Tom sadece ziyaret yapıyor.

My parents are visiting.

Ebeveynlerim ziyaret ediyor.

She is visiting Paris.

O, Paris'i ziyaret ediyor.

I regret visiting Boston.

Boston'u ziyaret ettiğime pişmanım.

I enjoy visiting Boston.

Ben Boston'u ziyaret etmekten hoşlanırım.

Boston is worth visiting.

Boston ziyaret etmeye değerdir.

Tom is visiting relatives.

Tom akrabalarını ziyaret ediyor.

I enjoyed visiting Boston.

Boston'u ziyaret etmekten zevk aldım.

When are visiting hours?

Ziyaret saatleri ne zaman?

- Why isn't anyone visiting my website?
- Why isn't anybody visiting my website?
- Why is no one visiting my website?
- Why is nobody visiting my website?

- Web sitemi neden kimse ziyaret etmiyor?
- Siteme niye hiç kimse girmiyor?

- The place is worth visiting twice.
- That place is worth visiting twice.

Bu yer iki defa ziyaret etmeye değer.

So firstly, visiting past traumas;

İlk deneyim geçmiş travmalara geri dönüştü.

Kyoto is worth visiting once.

Kyoto bir kez ziyaret etmeye değer.

New York is worth visiting.

New York ziyaret etmeye değer.

The museum is worth visiting.

Müze ziyaret etmeye değer.

The ruins are worth visiting.

Kalıntılar görülmeye değerler.

He's considering visiting his uncle.

Amcasını ziyaret etmeyi düşünüyor.

Why are you visiting us?

Sen neden bizi ziyaret ediyorsun?

Her dream is visiting Paris.

Onun hayali Paris'i ziyaret etmek.

That museum is worth visiting.

O müze ziyaret etmeye değer.

The man is visiting Moscow.

Adam Moskova'yı görüyor.

The empress is visiting Australia.

İmparatoriçe, Avustralya'yı ziyaret ediyor.

I always enjoy visiting Tom.

Ben her zaman Tom'u ziyaret etmeyi severim.

She was visiting me regularly.

O beni düzenli olarak ziyaret ediyordu.

Why are you visiting Australia?

Neden Avustralya'yı ziyaret ediyorsunuz?

I always enjoy visiting Boston.

Boston'u ziyaret etmekten her zaman zevk alırım.

Visiting hours are almost over.

Ziyaret saatleri neredeyse bitti.

Kuala Lumpur is worth visiting.

Kuala Lumpur ziyaret etmeye değer.

The castle is worth visiting.

Kale, görülmeye değer.

Visiting Tom was a mistake.

Tom'u ziyaret etmek bir hataydı.

Thank you for visiting us.

Bizi ziyaret ettiğiniz için teşekkürler.

Who are we visiting today?

Bugün kimi ziyaret ediyoruz?

I'll be visiting Tom soon.

Yakında Tom'u ziyaret ediyor olacağım.

Do you enjoy visiting museums?

Müzeleri ziyaret etmekten hoşlanıyor musun?

They stopped visiting their relatives.

Akraba ziyaretlerini bıraktılar.

- I'm visiting my grandmother in the hospital.
- I'm visiting my grandmother in hospital.

Büyükannemi hastanede ziyaret ediyorum.

- Tom has been visiting family in Boston.
- Tom is visiting his family in Boston.

Tom, Boston'da ailesini ziyaret ediyor.

Rome is a city worth visiting.

Roma ziyaret etmeye değer bir şehirdir.

It is worthwhile visiting the museum.

Müzeyi ziyaret etmek faydalıdır.

The president put off visiting Japan.

Başkan Japonya ziyaretini erteledi.

That place is worth visiting twice.

O yer iki kez ziyaret etmeye değer.

I don't like visiting big cities.

Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.

My hobby is visiting old temples.

Hobim eski tapınakları ziyaret etmektir.

It's worthwhile visiting the old castles.

Eski kaleler ziyaret etmeye değerdir.

I'm looking forward to visiting Boston.

Boston'u ziyaret etmeyi dört gözle bekliyorum.

I was visiting Tom in Boston.

Boston'da Tom'u ziyaret ediyordum.

I'm visiting my boyfriend in Canada.

Kanada'da sevgilimi ziyaret ediyorum.

I think Boston is worth visiting.

Sanırım Boston ziyaret etmeye değer.

This place is worth visiting twice.

Bu yer iki kez ziyaret etmeye değer.

Tom is visiting Mary in Boston.

Tom Boston'da Mary'yi ziyaret ediyor.

He was visiting his foster mother.

O, üvey annesini ziyaret ediyordu.

A circus is visiting the town.

Bir sirk, kenti ziyaret ediyor.

I understand you're visiting from America.

Amerika'dan ziyaret ettiğinizi anlıyorum.

The new museum is worth visiting.

Yeni müze ziyaret etmeye değer.

Visiting Tom was a good idea.

Tom'u ziyaret etmek iyi bir fikirdi.

It is worthwhile visiting that museum.

O müzeyi ziyaret etmek faydalıdır.

Do you like visiting porn websites?

Porno web sitelerini ziyaret etmekten hoşlanıyor musunuz?

Tom is visiting family in Boston.

Tom, Boston'daki aileyi ziyaret ediyor.

Sami started visiting Layla in jail.

Sami, Leyla'yı hapiste ziyaret etmeye başladı.

Sami was visiting Layla every day.

Sami her gün Leyla'yı ziyaret ediyordu.

Tom and Mary are visiting relatives.

Tom ve Mary akrabalarını ziyaret ediyor.

Tom is visiting friends in Boston.

Tom Boston'da arkadaşlarını ziyaret ediyor.

Why isn't anybody visiting my website?

- Web sitemi neden kimse ziyaret etmiyor?
- Siteme niye hiç kimse girmiyor?

- I am looking forward to visiting your school.
- I'm looking forward to visiting your school.

Okulunu ziyaret etmek için sabırsızlanıyorum.

Visiting people is nicer than being visited.

İnsanları ziyaret etmek ziyaret edilmekten daha hoştur.

Visiting a foreign country must be expensive.

Yabancı bir ülkeyi ziyaret etmek pahalı olmalı.

Why are you visiting the United Kingdom?

Neden İngiltere'yi ziyaret ediyorsun?

You're visiting a factory tomorrow, aren't you?

Yarın bir fabrikayı ziyaret edeceksin, değil mi?

She made a point of visiting me.

Beni ziyaret etmeyi ilke edindi.

The president was visiting France that month.

Başkan o ay Fransa'yı ziyaret ediyordu.

Tom is visiting his girlfriend in Boston.

Tom, Boston'daki kız arkadaşını ziyaret ediyor.

Tom made a point of visiting me.

Tom beni ziyaret etmeye özen gösterir.

Can I tell them you'll be visiting?

Ziyaret edeceğini onlara söyleyebilir miyim?

I've been looking forward to visiting Boston.

Boston'u ziyaret etmeyi dört gözle bekliyorum.

Boston is worth visiting more than once.

Boston bir kereden daha fazla ziyaret etmeye değer.

The Tanakas are visiting us this afternoon.

Tanaka ailesi bu öğleden sonra bizi ziyaret edecek.

I'll never forget visiting Paris last summer.

Geçen yaz Paris'i ziyaret ettiğimi asla unutmayacağım.

The Jacksons are visiting us tomorrow afternoon.

Jacksonlar yarın öğleden sonra bizi ziyaret ediyorlar.

We'll be at the hospital, visiting Tom.

Tom'u ziyaret etmek için hastanede olacağız.

She is contemplating visiting Europe this summer.

O, bu yaz Avrupayı ziyaret etmeyi düşünüyor.

Switzerland is a beautiful country worth visiting.

İsviçre ziyaret etmeye değer güzel bir ülke.

What's your purpose in visiting this country?

Bu ülkeyi ziyaret amacınız nedir?

Visiting Tom was a lot of fun.

Tom'u ziyaret etmek çok eğlenceliydi.

Tom is in Boston visiting his grandmother.

Tom, Boston'da büyükannesini ziyaret ediyor.

Mary is visiting her boyfriend in Boston.

Mary Boston'da sevgilisini ziyaret ediyor.

- That museum is worth visiting.
- It is worthwhile visiting that museum.
- This museum is worth a visit.

O müzeyi ziyaret etmeye değer.