Examples of using "Laptop" in a sentence and their turkish translations:
O dizüstü bilgisayarı bana ver.
Dizüstüm çöktü.
Sami'nin dizüstü bilgisayarı kayboldu.
O benim dizüstü bilgisayarım değil.
Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
Bu laptop hafif.
Benim bir dizüstü bilgisayarım var.
Tom dizüstü bilgisayarını kapattı.
Benim bir dizüstü bilgisayara ihtiyacım var.
Dizüstü bilgisayarım bozuk.
- Laptop çalışmayı durdurdu.
- Dizüstü bilgisayar çalışmayı durdurdu.
Laptopumu çaldı.
Bilgisayarımda Linux işletiyorum.
Benim diz üstü bilgisayarım çalındı.
- Bu laptop bana ait.
- Bu dizüstü bilgisayar bana ait.
Benim bir Asus dizüstüm var.
Laptopunu ödünç alabilir miyim?
- Hangi dizüstü bilgisayara ihtiyacım var?
- Bana hangi dizüstü bilgisayar lazım?
Tom'a bir dizüstü bilgisayar aldım.
- O laptop ne kadar?
- O dizüstü bilgisayar ne kadar?
- Bu laptop ne kadar?
- Bu dizüstü bilgisayar ne kadar?
Bu dizüstü bilgisayar çok ince.
Yeni bir dizüstü bilgisayara ihtiyacım var.
Tom dizüstü bilgisayarını çıkardı.
Dizüstü bilgisayarımı tamir edebilir misin?
Dizüstü bilgisayarım tamir ediliyor.
Bu bir dizüstü bilgisayara sahip olmak pratiktir.
Bu dizüstü bilgisayar çok incedir.
Bu dizüstü bilgisayar ince ve hafif.
- Geçen cumartesi bir laptop satın aldım.
- Geçen cumartesi bir dizüstü bilgisayar satın aldım.
- Geçen cumartesi bir dizüstü bilgisayar aldım.
Tom dizüstü bilgisayarını evde bıraktı.
Bu dizüstü bilgisayarın fiyatı nedir?
Benim dizüstü bilgisayarı nereye sakladın?
Senin bir dizüstü bilgisayar aldığını duydum.
Bu laptopta parmak izi okuyucu var.
Laptopum açıkken uykuya daldım.
Onun dizüstü zaten beş yıllık.
Senin yanında dizüstü bilgisayarın var mı?
Oturdum ve dizüstü bigisayarımı açtım.
Tom'un dizüstü bilgisayarını kimin çaldığını biliyor musun?
Bir dizüstü, bir masaüstünden daha iyidir.
- Dizüstü bilgisayarımı almaya gitmem gerekiyor.
- Dizüstü bilgisayarımı almaya gitmeliyim.
- Tom dizüstü bilgisayarını kapatıp ayağa kalktı.
- Tom laptopunu kapattı ve ayağa kalktı.
Damlacıklar dizüstü bilgisayarımın üstüne düşüyorlar.
O akşamlarını dizüstü bilgisayarının önünde geçirir.
Benim dizüstü bilgisayar son zamanlarda çok yavaş çalışıyor.
Kendine ne zaman yeni bir dizüstü bilgisayar satın alacaksın?
Laptopumu banyoda kullanabilir miyim?
Laptopumda dahili bir kart okuyucu bulunuyor.
Tom dizüstünü açtı.
Dizüstü bilgisayarımda optik disk sürücüsü yok.
Dizüstü bilgisayarınızı bir süre ödünç alabilir miyim?
O akşamlarını dizüstü bilgisayarının önünde geçirir.
Tom diz üstü bilgisayarına bir bardak süt döktü.
Mary dizüstü bilgisayarını her zaman yanında bulundurur.
Benim laptopum çalışmayı durdurdu.
Tom yatağına oturdu ve dizüstü bilgisayarını açtı.
"Neden yeni bir dizüstü bilgisayar aldın?" "Dayanamadım"
Mary onun dizüstü bilgisayarını sormadan aldığı için Tom kızgın.
O, pijamasının içinde dizüstü bilgisayarının önünde oturdu.
Oğlum için bir dizüstü bilgisayar almayı karşılayamıyorum.
Yeni dizüstü bilgisayarım eskisinden daha ince ve daha hafif.
"Laptopumu banyoda kullanabilir miyim?" "Hayır, kullanamazsın."
- Tom kafama dizüstü bilgisayarımla vurdu. O da çatladı!
- Tom dizüstü bilgisayarımla kafama vurdu. O şimdi çatlak!
Tom yatağında bağdaş kurmuş oturuyordu, bilgisayarında yazı yazıyordu.
laptopumu açtım ve sınıfımda yaptığım bir şey için oluşturduğum
Oturdum ve bilgisayarımı açtım.
Diz üstü bilgisayarımı masanın kenarına o kadar yakın koymamalıydım.
Windows yüklü laptopun mavi ekran verdi sanırım.
İçinde ne kadar karmaşık parçalar olduğunu fark ettikten sonra dizüstünü söktüğüne anında pişman oldu.
Telefon ve laptop bataryalarında kullanılan kobaltın bir kısmı Kongo'da elle aranarak bulunur.
'ay canım ne olacak bankacılık programı kullanıyorsan telefonundan kaldır laptopta kullan' dedi