Examples of using "Crashed" in a sentence and their turkish translations:
Onlar çarptı.
Tom şiddetle çarptı.
Bilgisayarım çöktü.
Bilgisayarım çöktü.
Tom'un uçağı kaza yaptı.
Uçak kaza yaptı.
Dizüstüm çöktü.
- Sami'nin uçağı düştü.
- Sami'nin uçağı kaza yaptı.
Uçak aniden düştü.
Partiye kim katıldı?
Tom'un partisine katıldım.
Tom, Mary'nin partisine davetsiz olarak gitti.
İki araba çarpıştı.
Ben düştüm.
Onun kan şekeri düştü.
Tom arabasını çarptı.
Bilgisayarım çöktü.
Dan bir ağaca çarptı.
Tom bir ağaca çarptı.
- Borsa çöktü.
- Borsa battı.
Gemi kayalara çarptı.
Uçağı dağlarda kaza yaptı.
İki yolcu treni Şangay'da çarpıştı.
Neredeyse arabama çarpıyordun.
Tom'un partisine davetsiz katıldığını duydum.
Tekne iskeleye çarptı.
Araba, kamyona çarptı.
Araba duvara çarptı.
Uçak eve çarptı.
Tom gıcır gıcır Lexusunu çarptı.
"Ne oldu?" "Benim bilgisayar çöktü."
Tom ve Mary John'un partisine izinsiz girdiler.
Motosiklet bir arabaya çarptı.
Bir uçak dağa çarptı.
Arabalar birbirlerine çarptılar.
Bilgisayarımın neden yere düştüğünü merak ediyorum.
Jetin neden düştüğünü müfettişler anladı.
Uçağımız denize çakıldı.
Dalgalar kayalara çarptılar.
Bardak yere düştü.
Tom bir kaza geçirdi.
Tom'un bulunduğu uçak düştü.
Tom'un arabası bir duvara çarptı.
- Sami'nin uçağı araziye düştü.
- Sami'nin uçağı tarlaya düştü.
Sami'nin arabası bir kamyona çarptı.
Çiçek saksısı kaldırıma düştü.
Tom'un uçağının nereye çarptığını öğrendim.
Tom'un davetsiz olarak partiye gittiğini duydum.
Bilgisayarım çöktü ve her şeyi kaybettim.
kaya tavandan düştüğünde
Tom Mary'nin arabasına kimin çarptığını biliyor.
Tom, arabasını Mary'nin çitine çarptı.
Tom arabasını bir lamba direğine çarptı.
Dün eve giderken biri bana çarptı.
Sürücü dikkatsiz olduğu için araba çarptı.
Arabaya çarpan kişi ben değilim.
Pilot uçak yere çakılmadan önce paraşütle atladı.
Uçak bir pilot hatası nedeniyle düştü.
Bu çarşamba bir taksi ve bir tren çarpıştı.
Kendi kendine giden araba bir duvara çarptı.
Onun sürdüğü araba bir trene çarptı.
Bilgisayarım çöktü ve o şimdi çalışmayacak.
Bilgisayarım çöktü ve şimdi çalışmayacak.
Tom arabasını çarptığında muhtemelen sarhoştu.
Tom Mary'nin arabasına kimin çarptığını gördüğünü söylüyor.
Tom'un helikopteri kasabanın kenarına düştü.
Tom, kamyonu bir ağaca çarptığında öldü.
Vazo masadan düştü ve paramparça oldu.
Uçak kaza yapmadan saniyeler önce pilot koltuğunu fırlattı.
- Uçak parçalanmadan az önce, keskin bir şekilde sağa döndü.
- Uçak gürültüyle yere çakılmadan hemen önce, keskin bir şekilde sağa döndü.
Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti.
Tabak elinden kaydı ve yere düştü.
Uçağın pilot hatası nedeniyle düştüğü belirlendi.
Tom arabasının kontrolünü kaybetti ve bir duvara çarptı.
Bir ağaca çarpan bir kayakçıyı kurtarmak zorundaydık.
Araba korkuluğa çarptı ve tepeden aşağıya yuvarlandı.
Tom arabasının kontrolünü kaybetti ve bir ağaca çarptı.
Harrison uçağını golf sahasına çarptıktan sonra ciddi şekilde yaralandı.
İki yıl önce düşen uçağın parçaları Atlantik Okyanusunda bulundu.
Tom, kamyon yeni arabama çarptığı zaman ona hayran oluyordu.
Duvara çarpan arabanın şoförü sarışın bir kadındı.
Bizim arabamıza çarpan kamyonu süren adamın ehliyeti yoktu.
Park Caddesinde süpermarkete çarpan arabanın sürücüsü Tom'du.
Tom'un sürdüğü kamyon buzlu bir yolda kaydı ve bir ağaca çarptı.
Araba çarptığında o, emniyet kemerini takıyor olsaydı hala hayatta olurdu.
Uçağın, Hells Canyon adındaki bu acımasız çölde, dört bin kilometrelik alanda bir yere düştüğünü biliyoruz.
Hız aracı Jack Robinson diyemeden önce kaydı ve bir kamyonun arkasına direkt çarptı.