Translation of "Crashed" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Crashed" in a sentence and their turkish translations:

They crashed.

Onlar çarptı.

Tom crashed.

Tom şiddetle çarptı.

- My computer crashed.
- My computer has crashed.

Bilgisayarım çöktü.

My computer crashed.

Bilgisayarım çöktü.

Tom's plane crashed.

Tom'un uçağı kaza yaptı.

The plane crashed.

Uçak kaza yaptı.

My laptop crashed.

Dizüstüm çöktü.

Sami's plane crashed.

- Sami'nin uçağı düştü.
- Sami'nin uçağı kaza yaptı.

The plane crashed suddenly.

Uçak aniden düştü.

Who crashed the party?

Partiye kim katıldı?

I crashed Tom's party.

Tom'un partisine katıldım.

Tom crashed Mary's party.

Tom, Mary'nin partisine davetsiz olarak gitti.

The two cars crashed.

İki araba çarpıştı.

- I fell.
- I crashed.

Ben düştüm.

Her blood sugar crashed.

Onun kan şekeri düştü.

Tom crashed his car.

Tom arabasını çarptı.

- My computer crashed.
- My computer has crashed.
- My computer broke down.

Bilgisayarım çöktü.

Dan crashed into a tree.

Dan bir ağaca çarptı.

Tom crashed into a tree.

Tom bir ağaca çarptı.

The stock market has crashed.

- Borsa çöktü.
- Borsa battı.

The ship crashed on the rocks.

Gemi kayalara çarptı.

His airplane crashed in the mountains.

Uçağı dağlarda kaza yaptı.

Two passenger trains crashed in Shanghai.

İki yolcu treni Şangay'da çarpıştı.

You almost crashed into my car.

Neredeyse arabama çarpıyordun.

I heard you crashed Tom's party.

Tom'un partisine davetsiz katıldığını duydum.

The boat crashed into the pier.

Tekne iskeleye çarptı.

The car crashed into the truck.

Araba, kamyona çarptı.

The car crashed into the wall.

Araba duvara çarptı.

The plane crashed into the house.

Uçak eve çarptı.

Tom crashed his brand-new Lexus.

Tom gıcır gıcır Lexusunu çarptı.

"What's wrong?" "My computer just crashed."

"Ne oldu?" "Benim bilgisayar çöktü."

Tom and Mary crashed John's party.

Tom ve Mary John'un partisine izinsiz girdiler.

The motorcycle crashed into a car.

Motosiklet bir arabaya çarptı.

A plane crashed into a mountain.

Bir uçak dağa çarptı.

The cars crashed into each other.

Arabalar birbirlerine çarptılar.

I wonder why my computer crashed.

Bilgisayarımın neden yere düştüğünü merak ediyorum.

Investigators understood why the jet crashed.

Jetin neden düştüğünü müfettişler anladı.

Our plane crashed into the sea.

Uçağımız denize çakıldı.

The waves crashed against the rocks.

Dalgalar kayalara çarptılar.

The glass crashed to the ground.

Bardak yere düştü.

- Tom had an accident.
- Tom crashed.

Tom bir kaza geçirdi.

The plane Tom was on crashed.

Tom'un bulunduğu uçak düştü.

Tom's car crashed into a wall.

Tom'un arabası bir duvara çarptı.

Sami's plane crashed in the field.

- Sami'nin uçağı araziye düştü.
- Sami'nin uçağı tarlaya düştü.

Sami's car crashed into a truck.

Sami'nin arabası bir kamyona çarptı.

The flower pot crashed to the sidewalk.

Çiçek saksısı kaldırıma düştü.

I found out where Tom's airplane crashed.

Tom'un uçağının nereye çarptığını öğrendim.

I heard that Tom crashed the party.

Tom'un davetsiz olarak partiye gittiğini duydum.

My computer crashed and I lost everything.

Bilgisayarım çöktü ve her şeyi kaybettim.

When the rock crashed through her ceiling

kaya tavandan düştüğünde

Tom knows who crashed into Mary's car.

Tom Mary'nin arabasına kimin çarptığını biliyor.

Tom crashed his car into Mary's fence.

Tom, arabasını Mary'nin çitine çarptı.

Tom crashed his car into a lamppost.

Tom arabasını bir lamba direğine çarptı.

- Someone crashed into me on my way home yesterday.
- Somebody crashed into me on my way home yesterday.

Dün eve giderken biri bana çarptı.

The car crashed because the driver was careless.

Sürücü dikkatsiz olduğu için araba çarptı.

I'm not the one who crashed the car.

Arabaya çarpan kişi ben değilim.

The pilot bailed out before the plane crashed.

Pilot uçak yere çakılmadan önce paraşütle atladı.

The aircraft crashed because of a pilot error.

Uçak bir pilot hatası nedeniyle düştü.

A cab crashed into a train this Wednesday.

Bu çarşamba bir taksi ve bir tren çarpıştı.

The self-driving car crashed into a wall.

Kendi kendine giden araba bir duvara çarptı.

The car he was riding crashed into a train.

Onun sürdüğü araba bir trene çarptı.

My computer crashed and now it won't start up.

Bilgisayarım çöktü ve o şimdi çalışmayacak.

My computer crashed and now it won't boot up.

Bilgisayarım çöktü ve şimdi çalışmayacak.

Tom was probably drunk when he crashed his car.

Tom arabasını çarptığında muhtemelen sarhoştu.

Tom says he saw who crashed into Mary's car.

Tom Mary'nin arabasına kimin çarptığını gördüğünü söylüyor.

Tom's helicopter crashed on the edge of the town.

Tom'un helikopteri kasabanın kenarına düştü.

Tom died when his truck crashed into a tree.

Tom, kamyonu bir ağaca çarptığında öldü.

The vase fell from the table and crashed to pieces.

Vazo masadan düştü ve paramparça oldu.

The pilot ejected his seat seconds before the plane crashed.

Uçak kaza yapmadan saniyeler önce pilot koltuğunu fırlattı.

The plane turned sharply to the right just before it crashed.

- Uçak parçalanmadan az önce, keskin bir şekilde sağa döndü.
- Uçak gürültüyle yere çakılmadan hemen önce, keskin bir şekilde sağa döndü.

Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.

Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti.

The plate slipped from her hand and crashed to the floor.

Tabak elinden kaydı ve yere düştü.

It was determined that the plane crashed due to pilot error.

Uçağın pilot hatası nedeniyle düştüğü belirlendi.

Tom lost control of his car and crashed into a wall.

Tom arabasının kontrolünü kaybetti ve bir duvara çarptı.

We had to rescue a skier who crashed into a tree.

Bir ağaca çarpan bir kayakçıyı kurtarmak zorundaydık.

The car crashed into the guard-rail and rolled down the hill.

Araba korkuluğa çarptı ve tepeden aşağıya yuvarlandı.

Tom lost control of his car and crashed it into a tree.

Tom arabasının kontrolünü kaybetti ve bir ağaca çarptı.

Harrison Ford was seriously injured after he crashed his plane into a golf course.

Harrison uçağını golf sahasına çarptıktan sonra ciddi şekilde yaralandı.

Two years ago, in the Atlantic Ocean, parts of the crashed plane were found.

İki yıl önce düşen uçağın parçaları Atlantik Okyanusunda bulundu.

Tom was admiring my new car at the time the truck crashed into it.

Tom, kamyon yeni arabama çarptığı zaman ona hayran oluyordu.

The driver of the car that crashed into the wall was a blonde woman.

Duvara çarpan arabanın şoförü sarışın bir kadındı.

The guy driving the truck that crashed into our car didn't have a driver's license.

Bizim arabamıza çarpan kamyonu süren adamın ehliyeti yoktu.

Tom was the driver of the car that crashed into the supermarket on Park Street.

Park Caddesinde süpermarkete çarpan arabanın sürücüsü Tom'du.

The truck Tom was driving slid on the icy road and crashed into a tree.

Tom'un sürdüğü kamyon buzlu bir yolda kaydı ve bir ağaca çarptı.

He would still be alive if he had been wearing his seat belt when the car crashed.

Araba çarptığında o, emniyet kemerini takıyor olsaydı hala hayatta olurdu.

We know the plane crashed somewhere within this 50 square miles of brutal desert known as "Hell's Canyon."

Uçağın, Hells Canyon adındaki bu acımasız çölde, dört bin kilometrelik alanda bir yere düştüğünü biliyoruz.

The speeding vehicle skidded and crashed head-on into the rear-end of a truck before the driver could say Jack Robinson.

Hız aracı Jack Robinson diyemeden önce kaydı ve bir kamyonun arkasına direkt çarptı.