Translation of "Kissing" in Turkish

0.088 sec.

Examples of using "Kissing" in a sentence and their turkish translations:

They're kissing.

Onlar öpüşüyor.

Kissing is fun.

Öpmek eğlencelidir.

They started kissing.

Öpüşmeye başladılar.

They stopped kissing.

- Öpüşmeyi kestiler.
- Öpüşmeyi bıraktılar.

They're still kissing.

Hâlâ öpüşüyorlar.

Were you kissing?

Öpüyor muydun?

We were kissing.

Öpüşüyorduk.

- Tom is kissing Mary.
- Tom has been kissing Mary.

Tom, Mary'yi öpüyor.

- I saw someone kissing Tom.
- I saw somebody kissing Tom.

Birini Tom'u öperken gördüm.

I caught them kissing.

Onları öpüşürken yakaladım.

Tom saw them kissing.

Tom onları öpüşürken gördü.

We ended up kissing.

Öpüşmeyi bitirdik.

I saw them kissing.

Onları öpüşürken gördüm.

Tom is kissing Mary.

Tom, Mary'yi öpüyor.

I regret kissing you.

Seni öpmeyi özlüyorum.

I regret kissing him.

Onu öptüğüm için pişmanım.

I regret kissing her.

Ben onu öptüğüme pişmanım.

I regret kissing Tom.

Tom'u öptüğüm için pişmanım.

She is kissing him.

O onu öpüyor.

Layla was kissing Sami.

Leyla, Sami'yi öpüyordu.

Layla liked the kissing.

Leyla öpüşmekten hoşlandı.

Tom started kissing Mary.

Tom Mary'yi öpmeye başladı.

Tom wasn't kissing Mary.

Tom, Mary'yi öpmüyordu.

Tom isn't kissing Mary.

Tom, Mary'yi öpmüyor.

Tom was kissing Mary.

Tom, Mary'yi öpüyordu.

- Tom may be kissing Mary now.
- Tom might be kissing Mary now.

Tom şimdi Mary'yi öpüyor olabilir.

Tom is kissing his wife.

Tom karısına gülüyor.

Tom and Mary stopped kissing.

Tom ve Mary öpüşmeye son verdiler.

Tom and Mary are kissing.

Tom ve Mary öpüşüyor.

Tom saw Mary kissing John.

Tom Mary'nin John'u öptüğünü gördü.

They are hugging and kissing.

Onlar sarılıyorlar ve öpüşüyorlar.

I saw you kissing Tom.

Tom'u öperken gördüm seni.

Have you two been kissing?

Siz ikiniz öpüşüyor muydunuz?

Kissing Tom was a mistake.

Tom'u öpmek bir hataydı.

They won the kissing contest.

Öpüşme yarışmasını kazandılar.

Tom and Mary started kissing.

Tom ve Mary öpüşmeye başladı.

I saw you kissing him.

Onu öptüğünü gördüm.

I saw you kissing her.

Onu öpüşünü gördüm.

I saw two girls kissing.

İki kızın öpüştüğünü gördüm.

Layla and Sami started kissing.

Leyla ve Sami öpüşmeye başladılar.

Tom and I stopped kissing.

Tom ve ben öpüşmeyi bıraktık.

Tom and I started kissing.

Tom ve ben öpüşmeye başladık.

Tom saw you kissing Mary.

Tom sizi Mary ile öpüşürken gördü.

Who's that woman kissing Tom?

Tom'u öpen o kadın kim?

I really regret kissing Tom.

Gerçekten Tom'u öptüğüme pişmanım.

I dreamed about kissing Tom.

Tom'u öpmeyi hayal etmiştim.

I don't regret kissing Tom.

Tom'u öptüğüme pişman değilim.

We saw Tom kissing Mary.

Tom'un Mary'yi öptüğünü gördük.

Tom saw me kissing Mary.

Tom beni Mary'yi öperken gördü.

She dreamed about kissing him.

Onu öpmeyi hayal etti.

Tom dreamed about kissing Mary.

Tom, Mary'yi öpmeyi hayal etti.

Mary dreamed about kissing Tom.

Mary, Tom'u öpmeyi hayal etti.

I can't believe I'm kissing you.

Seni öptüğüme inanamıyorum.

I saw him kissing another girl.

Onu başka bir kızı öperken gördüm.

Tom saw Mary and John kissing.

Tom Mary ve John'un öpüştüğünü gördü.

I just saw Tom kissing Mary.

Ben sadece Tom'un Mary'yi öptüğünü gördüm.

I saw Tom kissing John's wife.

Tom'un John'ın eşini öptüğünü gördüm.

I saw you and Tom kissing.

Dün sen ve Tom'un öpüştüğünü gördüm.

We accidentally bumped teeth while kissing.

Öpüşürken kazara dişleri çarptık.

Tom stopped himself from kissing Mary.

Tom, Mary'yi öpmekten vazgeçti.

I saw Santa Claus kissing Mommy.

Noel Baba'yı anneyi öperken gördüm.

What's wrong with my kissing technique?

- Öpüşme tekniğimin nesi var?
- Öpüşme tekniğimin nesi yanlış?

I saw Tom kissing another girl.

Tom'un başka bir kızla öpüştüğünü gördüm.

I saw her kissing another guy.

Onun başka bir erkekle öpüştüğünü gördüm.

Tom saw Mary kissing John yesterday.

Dün Tom Mary'nin John'u öptüğünü gördü.

Tom didn't see Mary kissing John.

Tom, Mary'nin John'u öptüğünü görmedi.

I saw Tom kissing Mary yesterday.

- Dün Tom'un Mary'yi öptüğünü gördüm.
- Dün Tom'u Mary'yi öperken gördüm.

- Tom said he saw Mary kissing John.
- Tom said that he saw Mary kissing John.

Tom, Mary'yi John'la öpüşürken gördüğünü söyledi.

- I hope no one saw me kissing Tom.
- I hope nobody saw me kissing Tom.

Umarım kimse benim Tom'u öptüğümü görmedi.

- Tom told me that he saw someone kissing Mary.
- Tom told me he saw someone kissing Mary.
- Tom told me he saw somebody kissing Mary.
- Tom told me that he saw somebody kissing Mary.

Tom bana Mary'yi öpen birini gördüğünü söyledi.

Just tell Tom to stop kissing Mary.

Sadece Tom'a Mary'yi öpmeyi kesmesini söyle.

And then he started kissing me again.

Ve sonra o beni tekrar öpmeye başladı.

Kissing her was a magical, unforgettable moment.

Onu öpmek büyülü, unutulmaz bir andı.

Did you really see Tom kissing Mary?

Tom'um Mary'yi öptüğünü gerçekten gördün mü?

After kissing Mary, Tom left for work.

Mary'yi öptükten sonra, Tom işe gitti.

You need to improve your kissing technique.

Senin öpüşme tekniğini geliştirmen gerekir.

Did you actually see Tom kissing Mary?

Gerçekten Tomun Mary'yi öptüğünü gördün mü?

I saw them kissing behind the barn.

Onların ahırın arkasında öpüştüğünü gördüm.

Sami and Layla were hugging and kissing.

Sami ve Leyla sarılıp öpüşüyorlardı.

Tom and Mary are kissing each other.

Tom ve Mary birbirleriyle öpüşüyor.

Tom and Mary are kissing right now.

Tom ve Mary şu anda öpüşüyorlar.

- I could have sworn I saw Tom kissing Mary.
- I could've sworn I saw Tom kissing Mary.

Tom'un Mary'yi öptüğünü gördüğüme yemin edebilirdim.

- Tom told me he saw you two kissing.
- Tom told me that he saw you two kissing.

Tom bana ikinizin öpüştüğünü gördüğünü söyledi.

- I thought I saw Tom kissing Mary yesterday.
- I thought that I saw Tom kissing Mary yesterday.

Dün Tom'un Mary'yi öptüğünü gördüğümü düşündüm.

- Tom got angry when he saw Mary kissing John.
- When Tom saw Mary kissing John, he got angry.

Tom, Mary'nin John'u öptüğünü gördüğünde sinirlendi.

- It's not uncommon to see Americans kissing in public.
- It isn't uncommon to see Americans kissing in public.

Amerikalıların halk içinde öpüşmesini görmek nadir değildir.

"I said no kissing!" "Sorry, I couldn't resist."

"Öpmek yok dedim!" "Affedersin, dayanamadım."

Tom came downstairs, so we stopped kissing immediately.

Tom aşağıya geldi, bu yüzden hemen öpüşmeyi bıraktık.

Kissing a smoker is like licking an ashtray.

Bir sigara içenle öpüşmek bir kül tablasını yalamak gibi bir şeydir.

Maybe Tom really did see Mary kissing John.

Belki Tom gerçekten Mary'nin John'u öptüğünü gördü.

Do you think Tom saw Mary kissing John?

Tom'un Mary'nin John'u öptüğünü gördüğünü düşünüyor musun?

Mononucleosis is also known as the kissing disease.

Mononükleoz da öpüşme hastalığı olarak bilinir.

Don't bullshit me. I saw you kissing her.

Saçmalama. Seni onu öperken gördüm.

I wonder who that woman kissing Tom is.

Tom'u öpen kadının kim olduğunu merak ediyorum.