Translation of "Hydrant" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Hydrant" in a sentence and their turkish translations:

I didn't see the fire hydrant.

Yangın musluğunu görmedim.

You shouldn't park in front of a fire hydrant.

Yangın musluğunun önüne park etmemelisin.

Tom parked his car in front of a fire hydrant.

Tom, arabasını bir yangın musluğunun önünde park etti.

Because on summer days in New York City, the fire hydrant blasted,

çünkü New York'un sıcak günlerinde yangın musluğu patlardı

Absorbing information on the internet is like drinking water from a fire hydrant.

İnternette bilgi çekmek yangın musluğundan su içmek gibidir.

There was a yellow school bus parked in front of the fire hydrant.

Yangın musluğunun önünde park etmiş sarı bir okul otobüsü vardı.

You'll get a ticket if you park the car in front of a fire hydrant.

Arabayı yangın musluğunun önünde park edersen bir bilet alacaksın.

Tom parked his car in front of a fire hydrant even though he knew he shouldn't.

Tom etmemesi gerektiğini bilmesine rağmen, arabasını yangın musluğunun önüne parketti.