Examples of using "Hydrant" in a sentence and their turkish translations:
Yangın musluğunu görmedim.
Yangın musluğunun önüne park etmemelisin.
Tom, arabasını bir yangın musluğunun önünde park etti.
çünkü New York'un sıcak günlerinde yangın musluğu patlardı
İnternette bilgi çekmek yangın musluğundan su içmek gibidir.
Yangın musluğunun önünde park etmiş sarı bir okul otobüsü vardı.
Arabayı yangın musluğunun önünde park edersen bir bilet alacaksın.
Tom etmemesi gerektiğini bilmesine rağmen, arabasını yangın musluğunun önüne parketti.