Examples of using "Hell" in a sentence and their turkish translations:
- Lanet olsun.
- Kahretsin.
- Cehenneme hoş geldin!
- Cehenneme hoş geldiniz!
- Cehenneme git!
- Canın cehenneme!
Yok artık!
- Lanet olsun!
- Kahretsin!
Cehennem sizi bekliyor.
Cehennemde görüşürüz!
nasıl yahu!
Savaş cehennemdir.
Cehenneme git!
Diğerleri cehennemdir.
- Cehenneme hoş geldin.
- Cehenneme hoş geldiniz.
Bu ne lan?
Onun krallığı senin cehennemindir.
Onu azarladı.
Cehenneme hoş geldin, Muammer!
Sakin ol.
Cehennemi gördün mü?
Bu tamamen panikti.
Fiziğin canı cehenneme!
Cehennem, diğer insanlardır!
Sınırların canı cehenneme!
Allah aşkına benden uzak dur.
Kimsin ya sen?
- O da neydi?
- Bu da neydi böyle?
Cehennemde görüşürüz.
Hepinizin canı cehenneme!
Bu da ne böyle?
Demin neler oldu?
- Tom kim be?
- Tom da kim oluyor?
- Hangi cehennemdeydin?
- Allah aşkına sen neredeydin?
- Onlar cehenneme gitmeli!
- Onların cehenneme gitmeleri gerek!
Cehennem vaatlerle döşelidir.
Ve kızılca kıyametin koptuğu an!
Kapa çeneni, cehennemin kulu!
Cehenneme gitmeyeceksin.
Sami cehenneme gidecek.
Sami cehennem kadar suçludur.
Onun krallığı senin cehennemindir.
Odamdan defol git.
Muhteşem bir manzara!
Defol git buradan!
Ne bileyim ben?
Hangi cehennemdeydin?
O galiba cehennemde yanıyor.
Cehenneme düşmek kolaydır.
Cehennem iyi niyetlerle döşelidir.
Siktir!
Bir cehennem olduğunu düşünüyor musun?
Cehennemin Kralı bu gece dönüyor.
- Ne halt ediyorsun?
- Yine ne işler çeviriyorsun?
Cehennemde daha fazla yer yok.
Neler oluyor?
- Benden uzak dur.
- Bana yaklaşma.
- Yanıma yaklaşma.
Tom ne halt düşünüyordu?
O ne halt düşünüyordu?
O ne halt düşünüyordu?
Ne halt düşünüyordunuz?
Senin ruhun cehenneme düştü.
Bu pepperoni, cehennem gibi baharatlı.
Leyla sadece cehenneme hoş geldin dedi.
Doğruca cehenneme gidiyorlar.
İkiniz de cehennemde yanabilirsiniz.
Cehennemin dibine kadar yolun var.
Babası Mary'ye hayatı zindan etti.
Bu da ne böyle?
Ondan uzak dur!
Ne halt oluyor burada?
Neye bakıyorsun lan?
Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemidir.
Allah'ım! Bu ne acı!
Yaşam cehennemin kendisinden daha korkunç.
Burada ne halt ediyorsun?
O, hayatımı bir cehennem yapar.
Bir sepet içinde cehenneme gidiyoruz.
- Çekeceğimiz var.
- Kıyamet kopacak.
- Beni çok korkuttun!
- Ödümü patlattın!
Ruhun cehenneme gitmeye mahkûm.
Siz ikiniz ne halt ediyorsunuz yahu?
Cehennem bir mazoşist için cennet olurdu.
O ve ben birlikte cehennemden geçtik.
- Leyla mükemmel bir dansçıydı.
- Leyla mükemmel bir dansözdü.
Benim için cennet mi cehennem mi?
Cennete giden yol cehennemden geçer.
Cehenneme gitmek istemiyorum.
Sami cehennemde çürüyecek.
- Ne geceydi be.
- Amma geceydi ha.
İki yıl boyunca çok sıkıntılar çektim.
Bu ne biçim bir film?
Buradan defolup gitme zamanı.
Öldü ve ruhu cehenneme gitti.
Tom o konuda ne biliyor?
O konuda ne biliyorsun?
O, o konuda ne biliyor?
O, o konuda ne biliyor?