Translation of "Fucking" in Turkish

0.039 sec.

Examples of using "Fucking" in a sentence and their turkish translations:

- Fucking hell.
- Fucking hell!

- Lanet olsun.
- Kahretsin.

- Fucking damn it!
- God fucking dammit!

Lanet olsun!

Fucking whore.

Kahrolası fahişe.

That's fucking cool.

O çok harika.

It's fucking hot.

Çok pis sıcak.

Big fucking deal!

Kim takar!

I'm fucking pissed.

Ben çok kızgınım.

Fucking heat wave!

Lanet sıcak hava dalgası!

Are you fucking stupid?

Katıksız salak mısın?

Today is fucking cold.

Bugün aşırı soğuk.

You're a fucking genius.

Sen lanet bir dahisin.

You're a fucking idiot!

Sen aptalın tekisin!

I'm a fucking economist.

Ben lanet olası bir ekonomistim.

This is fucking cool.

Bu feci soğuk.

Read the fucking manual!

Lanet kılavuzu okuyun!

Are you fucking serious?

Sen kahrolası ciddi misin?

They're all fucking mental.

- Onların hepsi kahrolası kaçık.
- Onların hepsi kahrolası akıl hastası.

You’re fucking with me.

Benimle kafa buluyorsun.

It's so fucking cold!

Hava çok şiddetli soğuk.

I don't fucking care.

Umurumda değil.

- I'm always in a fucking hurry.
- I'm busy all the fucking time.

Ben bütün lanet zaman meşgulüm.

It makes no fucking sense.

Bu lanet olası hiç mantıklı değil.

Are you fucking kidding me?

Benimle dalga mı geçiyorsun?

Man, you're a fucking dupe.

Adam, sen kahrolası bir enayisin.

I don't need no fucking help.

Lanet yardımına ihtiyacım yok.

I don't understand a fucking thing.

Hiçbir bok anlamıyorum.

- It's bitter cold.
- It's so fucking cold!

Hava çok şiddetli soğuk.

Are you fucking crazy or just stupid?

Sen lanet bir deli misin yoksa sadece aptal mısın?

- I'm fucking pissed.
- I'm so pissed off.

Ben çok öfkeliyim.

That fucking whore took my credit card.

O siktiğimin orospusu kredi kartımı almış.

That's the craziest fucking thing I've ever heard!

Bu, bugüne kadar duyduğum en aptalca şey.

Take your fucking hands off me, you bastard!

Çek o boktan ellerini üzerimden, seni göt kafa!

- Close the damn door!
- Close the fucking door!

Kapat şu lanet kapıyı!

I'm going to find and burn your fucking children!

Senin lanet çocuklarını bulup yakacağım.

You'd better go find a job instead of fucking around.

Vakit geçirme yerine bir iş bulmaya gitsen daha iyi.

- You are stupid.
- You're a fucking moron.
- You're a moron.

Sen siktiğimin moronu!

- This fucking traffic is killing me!
- This bloody traffic is killing me!

Bu lanet trafik beni öldürüyor!

A fucking menopausal old bitch was complaining about me for no reason.

Bir menopozlu lanet yaşlı fahişe, hiç neden yokken benim hakkımda şikayetçi oldu.

Tom was fucking Mary while translating this sentence on his Android device.

Tom bu cümleyi Android cihazında çevirirken Mary'yi beceriyordu.

Fucking hell, what idiot dare phone me in the middle of the night?

Canı cehenneme, hangi gerizekalı gecenin bir yarısı beni arıyor?

- Fucking damn it!
- Shit!
- Bloody hell!
- For fuck's sake!
- God damn it!
- Damned!

Lanet olsun!

The meaning of an average man's life consists in three things: eating, drinking, and fucking.

Sıradan bir erkeğin yaşam amacı üç şeyden oluşur: yeme, içme ve yiyişme.

- You're pulling my leg.
- You're kidding me.
- You are pulling my leg.
- You’re fucking with me.

- Benimle dalga geçiyorsun.
- Benimle kafa buluyorsun.

I fucking don't know how to translate this sentence, translate it yourself, everybody deal with their own shit.

Bu kahrolası cümleyi nasıl tercüme edeceğimi bilmiyorum, kendin tercüme et, herkes kendi bokunu temizlesin.

Truth is, the group is full of a bunch of members with fucking superiority complex, who are unable to get rid of it, because they absorbed it in the place they were born.

Hakikat şu ki, grup üstünlük taslayan üyelerle dolu ve bunu yetiştikleri ortamdan edindikleri için üstlerinden atamıyorlar.