Examples of using "Fortune" in a sentence and their turkish translations:
Şans cesurdan yanadır.
Talih yüzüne gülsün.
Bir servet yapacağız.
Bir servete değer.
Talih yüzüne güldü.
Bir servet yaptım.
Şans cüretkarın yanında.
Onlar bir servete mal oluyorlar.
Biz falcı değiliz.
Leyla bir servet edindi.
Tom bir servet kazanmıştı.
Bir servet edinebilirdik.
Bu bir servete mal olmuş olmalı.
O, bir servet kazanmadı, servet onu kazandı.
Tom bir servet harcamış olmalı.
O, oğluna bir servet bıraktı.
Geleceğini kumarda yedi.
Amcam bir servet yaptı.
O büyük bir servet biriktirdi.
O bana servete mal oldu.
Tom büyük bir servet biriktirdi.
Fal kurabiyelerini açmayı seviyorum.
Ben falıma baktırdım.
Mary bir falcı kadın.
Iyi şans sayesinde onlar kaçtı.
O bana bir servete mal oldu.
John büyük bir serveti miras olarak aldı.
Bu elmas servet tutar.
Tom falını anlattırdı.
Tom muazzam bir servet toplamış.
Şimdi şans kurabiyeni aç.
Tom büyük bir servet miras aldı.
- Sami servetini kaybediyordu.
- Sami şansını kaybediyordu.
Bu bize bir servete mal oldu.
Çarkıfelek dönüyor.
Bahtın açık olsun.
Bu ona bir servete mal olmuş olmalı.
Bu küçük bir servete mal olmuş olmalı.
bu onlara küçük bir servete mal olur.
ve servetine servet katıyor
52 şirket burada bulunuyor.
Bir falcı elimi okudu.
- Benim hatam benim servetime mal oldu.
- Hatam bana servete mal oldu.
O, oldukça büyük bir servete sahiptir.
O, petrolde bir servet yaptı.
Onlar bir falcıya gitti.
Mary Kene başka bir falcı gösterdi.
Tom eşine bir servet bıraktı.
Ben bunun için bir servet ödedim.
Melanie falcı değildir.
Bu cep telefonu, bir servete mal olur.
Tom bir falcıya gitti.
O bütün servetini bağışladı.
Dan kumarda servetini kaybetti.
Yeni bir tablet bir servete mal olmaktadır.
Bu araba bana bir servete mal oldu.
Bu kitap bana bir servete mal oldu.
Tom petrolde bir servet yaptı.
- Bu bizim için bir şanstır.
- Bu bizim için bir servettir.
Çocuk yetiştirmek, bir servete mal oluyor.
Tom oğluna bir servet bıraktı.
Büyük bir mirasa kondum.
Mary iyi şansına inanamadı.
Tom iyi şansına inanamadı.
Bu elmas yüzük bir servete mal oluyor.
Kayıp ün ve servet var.
Tom muhtemelen bir servet kazanacak.
Bunun bir servete mal olmalı!
Tom bunun için bir servet ödemiş olmalı.
Tom oğluna büyük bir servet bıraktı.
Adam büyük bir servet yaptı.
Büyük bir servete konacak.
Oğluna büyük bir servet bıraktı.
Büyükannem bize büyük bir servet bıraktı.
Fred eşine büyük bir servet bıraktı.
O benim iyi servetimi kıskanıyor.
Karısına çok büyük bir servet bıraktı.
Servetini çok çalışarak biriktirdi.
Tom muhtemelen servet yapacak.
Bu sana bir servete mal olmuş olmalı.
Bunu yaparak bir servet kazanabilirdim.
Kızına büyük bir servet bıraktı.
O büyük bir servetin (kadın) mirasçısıdır.
O akıllıca yatırım yaparak, bir servet biriktirmiş.
O akıllıca yatırım yaparak bir servet biriktirmiş.
Tom bütün servetini hayır için bağışladı.
Hiç falını anlattırdın mı?
Babam bana büyük bir servet bıraktı.
Sami tüm servetini hayır kurumuna bıraktı.
B sana bir servete mal oldu, değil mi?