Translation of "Brave" in Turkish

- You are very brave.
- You're very brave.
- You're really brave.

Çok cesursun.

Forever brave

Sonsuza kadar cesur

Be brave.

Cesur ol.

I'm brave.

Ben cesurum.

You're brave.

Sen cesursun.

They're brave.

Onlar cesur.

- Prove you're brave.
- Show me you're brave.

Bana cesur olduğunu göster.

- You're a brave man.
- You're a brave guy.

Sen cesur bir adamsın.

He was brave.

O cesurdu.

She was brave.

O cesurdu.

That was brave!

O cesurdu!

Let's be brave.

Cesur olalım.

I'm not brave.

Cesur değilim.

You were brave.

Cesurdun.

Are you brave?

Sen cesur musun?

That's pretty brave.

- Bu çok cesurca.
- Bu, epey cesurca.

That's so brave.

O çok cesur.

Prove you're brave.

Cesur olduğunu kanıtla.

They're brave people.

Onlar cesur insanlar.

Tom felt brave.

Tom kendini cesur hissediyordu.

Lifeguards are very brave.

Can kurtaranlar çok cesur.

How brave you are!

Sen ne kadar cesursun!

He's brave and honest.

O cesur ve dürüst.

She's brave and honest.

O cesur ve dürüsttür.

Tom was very brave.

Tom çok cesurdu.

Tom is very brave.

Tom çok cesur.

That was very brave.

O çok cesurdu.

He is very brave.

O çok cesurdur.

You're a brave woman.

Sen cesur bir kadınsın.

You were very brave.

Sen çok cesurdun.

You're a brave man.

Sen cesur bir adamsın.

I'm not so brave.

Ben o kadar cesur değilim.

You're a brave person.

Sen cesur bir kişisin.

Try to be brave.

Cesur olmaya çalış.

You are so brave!

Çok cesursun!

I was never brave.

Asla cesur değildim.

That was extremely brave.

O son derece cesur idi.

Tom is so brave.

Tom çok cesur.

I'm not very brave.

Ben çok cesur değilim.

I'm a brave person.

Ben cesur bir kişiyim.

Tom wasn't very brave.

Tom çok cesur değildi.

- You are very brave.
- You are very courageous.
- You're very brave.

Çok cesursun.

- I think Tom is brave.
- I think that Tom is brave.

Tom'un cesur olduğunu düşünüyorum.

- I know you'll be brave.
- I know that you'll be brave.

Ben senin cesur olacağını biliyorum.

- I know you're very brave.
- I know that you're very brave.

Senin çok cesur olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is brave.
- I know Tom is brave.

Tom'un cesur olduğunu biliyorum.

Who's brave to speak out,

cesurca ne düşündüğünü açıkça söyleyen

He is a brave man.

O cesur bir adam.

He was a brave soldier.

O, cesur bir askerdi.

Mary is a brave girl.

Mary cesur bir kız.

Try to be brave, Tom.

Cesur olmaya çalış, Tom.

Tom is a brave person.

Tom cesur bir kişidir.

Tom was a brave soldier.

Tom cesur bir askerdi.

He is a brave lad.

O cesur bir delikanlı.

You're very brave, aren't you?

Çok cesursun, değil mi?

Tom is being very brave.

Tom çok cesur oluyor.

Not all policemen are brave.

Tüm polisler cesur değildir.

Tom is a brave skydiver.

Tom cesur bir gökyüzüdalıcısıdır.

She is a brave woman.

O cesur bir kadındır.

Not all police are brave.

Bütün polisler cesur değildir.

Tom is a brave man.

Tom cesur bir adam.

He was a brave sentry.

O cesur bir nöbetçiydi.

You're really brave, aren't you?

Gerçekten cesursun, değil mi?

Mary was a brave woman.

Mary cesur bir kadındı.

Tom was a brave man.

Tom cesur bir erkekti.

Tom is a brave warrior.

Tom cesur bir savaşçıdır.

Tom did a brave thing.

Tom cesurca bir şey yaptı.

We need more brave soldiers.

Daha cesur askerlere ihtiyacımız var.

Tom is a brave lad.

Tom cesur bir delikanlı.

Mary is a brave woman.

Mary cesur bir kadındır.

I think I'm quite brave.

Ben oldukça cesur olduğumu düşünüyorum.

You're a very brave person.

- Sen çok cesur bir kişisin.
- Sen çok cesur bir adamsın.

I'm trying to be brave.

Cesur olmaya çalışıyorum.

Tom is brave and courageous.

Tom cesur ve yiğittir.

She was a brave soldier.

O cesur bir askerdi.

Tom wasn't a brave man.

Tom cesur bir adam değildi.

Tom isn't a brave man.

Tom cesur bir adam değil.

Sami is a brave man.

Sami yiğit bir adamdır.

He is a brave skydiver.

Cesur bir serbest paraşütçü.

- I don't think Tom is brave.
- I don't think that Tom is brave.

Tom'un cesur olduğunu sanmıyorum.

I was born to be brave

Cesur olmak için doğdum

When we're young, we're innocently brave,

Gençken masum bir cesaretimiz olur,

It isn't just you who's brave.

Cesur olan yalnızca siz değilsiniz.

The brave captain saved his ship.

Cesur kaptan gemisini kurtardı.

They were not brave at all.

Onlar hiç cesur değillerdi.

The Japanese are a brave people.

Japonlar cesur insanlardır.

- Be bold!
- Have courage.
- Be brave.

Cesur ol!