Examples of using "Upon" in a sentence and their turkish translations:
"Selamünaleyküm." "Ve aleykümselam."
Bilim gözleme dayanır.
Bunun üzerine oturmayın.
Kader bana gülümsedi.
Ben ona rastladım.
Ben ona rast geldim.
Akıncıların dağılmasının ardından Macarlar, biçimlenmiş
Sami peygambere salavat getirdi.
dış koşullardan bağımsız olarak
Her üye davet edildi.
Her şey sizin kararınıza bağlı.
Kendi kendine yaptın.
Tom'a güvenilebilir mi?
Ona bağlı olamazsın.
Üzerinize empoze edilmiştir.
Birkaç değişkene bağlıdır.
O, ona övgü yağdırdı.
kötü olarak görülür.
Tartışma karşılıklı saygıya dayalıdır.
- Herkesin gözleri ona dikildi.
- Herkesin gözleri ona sabitlendi.
O, asla diğerlerine tepeden bakmaz.
İstek üzerine bir harita mevcuttur.
O suçu üzerime attı.
Oturacak hiç sandalye yok.
Vardığında bana bir rapor ver.
Onu görünce kızardı.
Tom'un aklına güzel bir fikir geldi.
Onun hepsini dinledikten sonra, o ağladı.
hatta kararlaştırılmış bir ada bile sahip olmasa da
onlar kalbin mecazi anlamlarıyla ilgileniyorlar
Biz New York'ta onlara rastladık.
Anlam sonunda kafama dank etti.
O zaman güzel bir fikir aklıma geldi.
Annem yemekler arasında yememize karşı çıkar.
Aklına iyi bir fikir geldi.
Onun dakik olmasına güvenebilirsin.
Gökkubbe onun üzerine düşmesin.
Ailemizi rezil ettin.
O, ailesine utanç getirdi.
Yağmur ormanın üzerine sessizce düştü.
Onun yüzünde keder izi gördüm.
Sebep ve sonuç birbirlerine tepki yaparlar.
Bir zamanlar her şey daha iyiydi.
İleride, bir eve rastladık.
Böylesine bir insana güvenilemez.
Onun nasihatına göre davransan iyi olur.
Ben bir arkadaşıma rastladım.
Sami, kızı Leyla'ya bağımlıydı.
Çünkü, eğer mutluluğumuz bu duruma bağlıysa--
toprağa gelir.
Dün tesadüfen bir lokantada Bernhard ile karşılaştım.
Ona harika gözüyle bakmamalısın.
Yanardağ patlamasını kıtlık izledi.
Bu yaşamlarımız üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Soruşturmada onun dışarıda olduğunu öğrendim.
O, güvenebileceğin bir adamdır.
Başkalarına bağlı olmak sık sık gereklidir.
Mükemmelliğin iyileştirilmesi kolay bir iş değildir.
Allah'ın bereketi üzerinize olsun.
Haberi duyunca ruhen yıkıldı.
Allah sana bereket versin.
Haberi duyduğunda, gözyaşlarına boğuldu.
Anne babanın tavsiyesini küçümsememelisin.
Konuşmamız her zamanki gibi hava üzerine açıldı.
Tom kararlaştırılan zamanda gelmedi.
Mary kararlaştırılan zamanda gelmedi.
Onun cesaretini takdir ettim ve ona güveniyorum.
Müzakere ciddi bir aşamaya girdi.
Ona hizmet edecek hiç kimsesi yok.
dünyaya izimizi bu şekilde bırakıyoruz.
Radyonun sesi kulaklarımızın üzerinde patladı.
Sonunda kendi sorununa bir çözüm buldu.
Sendika üzerine yaptırımlar uygulanması uygunsuz.
O mağazada nadir bir pula rastladım.
Beni korkuttun! Arkamdan gizlice yaklaşma.
Bir ülkenin refahı vatandaşlarına bağlı.
Ne olduğunu görünce gitmeye karar verdik.
Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Savaşta binlerce asker öldü.
Bir zamanlar güzel bir prenses varmış.
Onu iyice düşünmek için biraz zamana ihtiyacım var.
Dedektif suç mahalline geldi.
Girişte, itfaiye yanan evi keşfetti.
Bir zamanlar kötü bir adam vardı.
Bir zamanlar, güzel bir prenses yaşıyordu.
Bir zamanlar, bir zalim kral yaşarmış.
Polise telefon etmeyi görev edindim.
Sami ve Leyla birbirlerine gerçekten bağımlı hale geldiler.
Sami Hz. Muhammed'e salatuselam getirdi.
uğrunda çabalayan herkes kahraman olarak görülür.
Karşı çıkan herkes kötü olarak görülürdü.
Bunlar, benim en güvendiğim
gıda teminimizde çok büyük etkiye sahip olabilir.
Bu değirmen hayvanlarına ulaştıklarında lejyonerler şaşkınlıkla kalakaldılar
Sizin başarınız, sıkı çalışıp çalışmamanıza bağlıdır.
Zenginler fakirleri hor görme eğilimindedir.
Otobüste bir arkadaşıma rastladım.