Translation of "Experiences" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Experiences" in a sentence and their turkish translations:

- He's had many bad experiences.
- He's had many unhappy experiences.

Onun çok sayıda mutsuz deneyimleri oldu.

And hearing their experiences,

ve deneyimlerini duyunca,

He likes new experiences.

O yeni deneyimleri sever.

She likes new experiences.

Yeni deneyimleri sever.

We had terrible experiences.

Korkunç deneyimler yaşadık.

I've had similar experiences.

Benzer deneyimler yaşadım.

= creation of your life experiences."

=hayatının biçimlenmesi" dir.

He recounted his unusual experiences.

Sıradışı deneyimlerini anlattı.

He's had many bad experiences.

O birçok kötü deneyimler yaşadı.

He talked about his experiences.

O, deneyimleri hakkında konuştu.

Tom talked about his experiences.

Tom deneyimleri hakkında konuştu.

Tom has had many bad experiences.

Tom'un çok kötü deneyimleri olmuştur.

Tom has had many unhappy experiences.

Tom'un çok şanssız deneyimleri olmuştur.

Different experiences lead to different choices.

Farklı deneyimler farklı seçeneklere öncülük eder.

Tom had some very unusual experiences.

Tom'un bazı çok olağandışı deneyimleri vardı.

And all the experiences that they bring.

ve getirdikleri tüm tecrübeleri kutlamak istiyoruz.

Our experiences won't resonate in the mainstream,

bizim deneyimlerimiz kitlelerinki ile örtüşmüyor,

I had some interesting experiences while traveling.

Seyehat ederken bazı ilginç deneyimlerim oldu.

He had various experiences in his life.

Onun, hayatında çeşitli deneyimleri vardı.

She talked long of her experiences abroad.

Onun yurtdışında yaşadıkları hakkında uzun zaman konuştuk.

And those, in turn, connect to sensory experiences,

Sonuç olarak duyusal deneyimler ile ilişkililer;

We had many bitter experiences during the war.

Savaş sırasında pek çok acı deneyimlerimiz oldu.

Tom has had a lot of bad experiences.

Tom birçok kötü deneyim yaşadı.

Tom encouraged Mary to write about her experiences.

Tom, deneyimleri hakkında yazması için Mary'yi teşvik etti.

Tom was talking to Mary about his experiences.

Tom, Mary'yle deneyimleri hakkında konuşuyordu.

In each of these experiences, I learned a lot.

Bu tecrübelerin her birinden çok şey öğrendim.

In a way that's complementary with our own experiences.

geliştirmeye başlamak için harika bir yerdeyiz demektir.

And it drew on the experiences of Admiral Stockdale,

Vietnam Savaşı sırasında savaş esiri olmuş

You get more wisdom as you have more experiences.

Daha fazla deneyime sahip olduğunuzdan dolayı daha fazla bilgelik kazanırsınız.

And thirdly, these experiences of harmony and connection and unity.

Üçüncüsü ise uyum, bağ ve birlikten oluşan bir deneyimdi.

And that moment and a few other key life experiences

Bu olay ve yaşadığım birkaç önemli şey daha

I want to talk about some of my own experiences.

kendi bazı tecrübelerimden bahsetmek istiyorum.

So they can really make these vape experiences their own,

Yani içme deneyimlerini kişiselleştirebilirler

Are by creating experiences that force me to be vulnerable.

gelmeye zorlayacak tecrübeler yaratmaktı.

My father told me about his experiences during the war.

Babam bana savaş sırasında yaşadıklarını anlattı.

It was one of the best experiences of my life.

Hayatımın en iyi tecrübelerinden biriydi.

And creates positive shared experiences that bring people closer together.

ve insanları birbirine daha da yaklaştıran olumlu ortak deneyimler oluşturur.

It was one of the worst experiences of my life.

Bu, hayatımın en kötü deneyimlerinden biriydi.

She would like to publish her experiences in a book.

Başından geçenleri kitaplaştırmak istiyor.

And think, how can I help them talk about traumatic experiences

Travmatik deneyimleri hakkında konuşmalarını nasıl sağlayacağımı,

It was one of the most incredible experiences of my life.

Hayatımın en inanılmaz deneyimlerinden biriydi.

It was one of the most rewarding experiences of my life.

Yaşamımın en değerli deneyimlerinden biriydi.

Did you have a lot of happy experiences in your childhood?

- Çocukluğunda bolca mutlu anın oldu mu?
- Çocukluğunuzda bolca mutlu anınız oldu mu?

New experiences and new friends are going to enrich your life.

Yeni deneyimler ve yeni arkadaşlar hayatınızı zenginleştirecek.

And in their psilocybin experiences, they were able to process these things.

Fakat psilosibin sayesinde olanları etraflıca düşünebiliyorlardı.

What fisherman or hunter doesn't like to talk about his happy experiences?

Hangi balıkçı ya da avcı onun mutlu deneyimleri hakkında konuşmayı sevmez?

- I had a similar experience.
- I've had a similar experience.
- I've had similar experiences.

Benzer bir deneyimim vardı.

He draws on his childhood experiences for the material of most of his stories.

O, öykülerinin çoğunun materyali için çocukluk deneyimlerinden yararlanır.

When you have that connection with an animal and have those experiences, it's absolutely mind-blowing.

Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.

I was just wondering if you have any experiences you would like to share with us.

Sadece bizimle paylaşacak deneyiminiz olup olmadığını merak ediyordum.

He started to tell us his experiences during his stay in America. We were all ears.

Amerika'da kaldığı süredeki deneyimlerini bize anlatmaya başladı. Biz dikkat kesildik.

Of the great number of bad experiences, continues to be a vice of many Latin American governors.

kötü deneyimlerin çok sayıda, devam ediyor birçok Latin Amerika valisinin yardımcısı olmak.

Since I cannot speak about Tom's entire life, I will speak about my own experiences with him.

Tom'un tüm yaşamı hakkında konuşamadığım için onunla olan kendi deneyimlerim hakkında konuşacağım.

To make up for his unpleasant experiences in the hospital, he drank more than he should have.

Hastanede geçirdiği nahoş süreci telafi etmek için içmesi gerekenden fazla içki içti.

- To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
- To make up for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than he should have.

Hastanedeki kötü deneyimlerini telafi etmek için, Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.

To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.

- Hastanedeki tatsız deneyimleri telafi etmek için, Tom onun için faydalı olandan biraz daha fazla içti.
- Hastanedeki hoş olmayan deneyimlerini telafi etmek için Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.

His first military experiences took place in the war between the British colonial empire and the Boers, who sought independence.

Onun İlk askeri deneyimleri İngiliz sömürge imparatorluğu ve bağımsızlık arayan Boerler arasındaki savaşta yer aldı.