Translation of "Email" in Turkish

- Here's my email address.
- Here is my email address.

İşte benim e-posta adresim.

- I forgot my email address.
- I've forgotten my email address.

E-posta adresimi unuttum.

Thanks for your email!

E-postan için teşekkürler!

You sent an email.

Bir e-posta gönderdin.

What's your email address?

E-posta adresin ne?

- I sent you an email.
- I sent an email to you.

Sana bir elektronik posta gönderdim.

- I sent an email to her.
- I sent her an email.

Ona bir e-posta gönderdim.

- Tom sent an email to Mary.
- Tom sent Mary an email.

Tom Mary'ye bir e-posta gönderdi.

- Tom hasn't yet answered my email.
- Tom hasn't answered my email yet.

Tom henüz E-postama cevap vermedi.

And that email said, "Congratulations!

E-postada şöyle yazıyordu "Tebrikler!

I keep getting spam email.

- İstenmeyen e-postaları almaya devam ediyorum.
- İstemediğim e-postaları almaya devam ediyorum.

I just got your email.

Az önce elektronik postanı aldım.

I forgot my email address.

E-posta adresimi unuttum.

Tom, tell me your email.

Tom, e-mail adresini söyle bana.

Can I email from here?

Buradan bir e-posta gönderebilir miyim?

I got a weird email.

Garip bir e-posta aldım.

Why don't you email me?

Niye bana e-posta göndermiyorsun?

I sent Tom an email.

Tom'a bir e-posta gönderdim.

Tom changed his email address.

Tom e-posta adresini değiştirdi.

Tom ignored Mary's email messages.

Tom Mary'nin e-posta mesajlarını görmezden geldi.

Tell me Tom's email address.

- Bana Tom'un e-posta adresini söyle.
- Bana Tom'un elektronik posta adresini söyle.

I've lost your email address.

E-posta adresini kaybettim.

Did you get my email?

E-postamı aldın mı?

Thank you for your email.

E-postan için teşekkürler.

Tom has my email address.

Tom benim e-posta adresime sahip.

I sent her an email.

Ona bir e-posta gönderdim.

I've forgotten my email address.

Ben e-posta adresimi unuttum.

Tom deleted Mary's email message.

Tom Mary'nin e-posta mesajını sildi.

I'll answer my email later.

E-postamı daha sonra cevaplayacağım

I sent him an email.

Ona bir e-posta gönderdim.

I received an email message.

Ben bir e-posta iletisi aldım.

What's your favorite email client?

En sevdiğin e-posta istemcisi hangisi?

This is my email address.

- İşte benim e-postam.
- Bu benim e-mail adresim.
- Bu benim e-posta adresim.
- Bu benim e-posta adresi.

Please don't send email attachments.

Lütfen e-posta ekleri göndermeyin.

Tom replied to Mary's email.

Tom, Mary'nin e-postasını yanıtladı.

My email address has changed.

E-posta adresim değişti.

I'll email you in Chinese later.

Ben sana daha sonra Çince bir e-mail gönderirim.

The specified email is already registered.

- Belirtilen e-posta adresi zaten kayıtlı.
- Belirtilen e-posta adresi zaten kaydedilmiş.

I think I'll email my friends.

Sanırım arkadaşlarıma e-posta gönderirim.

She doesn't have an email address?

Onun bir e-posta adresi yok mu?

Do you want my email address?

E-posta adresimi istiyor musunuz?

Tom still hasn't answered my email.

Tom hâlâ e-postamı cevaplamadı.

Tom might be writing email now.

Tom şimdi e-posta yazıyor olabilir.

I have a new email address.

Yeni bir e-posta adresim var.

Please enter a valid email address.

Lütfen geçerli bir e-posta adresi giriniz.

My email address is [email protected].

Benim e-posta adresim [email protected]'tir

Did anyone else receive this email?

Bu e-postayı başka biri aldı mı?

Have you checked your email today?

Bugün e-postanızı kontrol ettiniz mi?

You have my email address, right?

E-posta adresim sende var, değil mi?

Could you send it by email?

Onu e-posta ile gönderebilir misiniz?

Tom, tell me your email address.

Tom, bana e-posta adresini söyle.

Can you send that by email?

Onu e-posta ile gönderebilir misin?

Don't give Tom your email address.

E-posta adresini Tom'a verme.

May I have your email, please?

Senin e-posta adresini alabilir miyim, lütfen?

Tom just sent me an email.

Tom az önce bana bir e-posta gönderdi.

I sent an email to them.

Onlara bir e-posta gönderdim.

I sent an email to him.

Ona bir-posta gönderdim.

Dan didn't even email Linda back.

Dan, Linda'nın e-postasını yanıtlamadı bile.

I shouldn't have sent that email.

O e-postayı göndermemeliydim.

Rachel sent an email to Tom.

Rachel, Tom'a bir e-posta gönderdi.

Do you know his email address?

Onun e-posta adresini biliyor musunuz

Do you know Tom's email address?

Tom'un e-posta adresini biliyor musunuz?

You don't have an email address?

Senin bir e-posta adresin yok mu?

Tom can be reached by email.

Tom'a e-posta ile ulaşılabilir.

Tom can be contacted by email.

Tom'la e-posta yoluyla temas kurmak mümkün.

I sent an email to Tom.

Tom'a bir e-posta gönderdim.

Tom gave me your email address.

Tom bana e-posta adresini verdi.

Can you email me the location?

Bana mekanı e-postayla gönderir misin?

I've already written Tom an email.

Ben zaten Tom'a bir e-posta yazdım.

I haven't received any email today.

Bu gün bana hiç email gelmedi.

- I'm sorry that I didn't email you sooner.
- I'm sorry I didn't email you sooner.

Sana daha önce e-posta göndermediğim için üzgünüm.

- You should assume that email messages aren't private.
- You should assume email messages aren't private.

E-posta mesajlarının mahrem olmadığını farz ederek hareket etmelisiniz.

- Could you send me more information by email?
- Could you send me more details by email?

Bana e-posta ile daha fazla ayrıntı gönderir misin?

I subscribed to a new email magazine.

Yeni bir e-posta dergisine abone oldum.

How often do you check your email?

Ne sıklıkta e-postanı kontrol edersin?

I forgot to sent her an email.

Ona bir e-posta göndermeyi unuttum.

Tom still hasn't responded to my email.

Tom hâlâ e-postamı yanıtlamadı.

Would you tell me your email address?

- Bana e-posta adresini verir misin?
- Bana e-posta adresini söyler misin?

I just wanted to check my email.

Sadece e postamı kontrol etmek istedim.

Have you checked your email this morning?

Bu sabah e-postanı kontrol ettin mi?

How frequently do you check your email?

Ne sıklıkta e-postanı kontrol edersin?

Please print this email only if necessary.

Bu e-postayı lütfen sadece gerekirse yazdırın.

Do you spend much time writing email?

E-posta yazmak için çok zaman harcıyor musun?

Tom has changed his email address recently.

Tom son zamanlarda e-posta adresini değiştirdi.

Tom didn't reply to Mary's email message.

- Tom, Mary'nin e-posta mesajına cevap vermedi.
- Tom, Mary'nin e-mailine yanıt vermedi.

I email my pen pal every Saturday.

Her cumartesi mektup arkadaşıma e-posta gönderirim.

I was going to email Tom today.

Bugün Tom'a e-posta gönderecektim.

I still haven't responded to Tom's email.

Tom'un e-postasına hâlâ cevap vermedim.

I wrote a long email to Tom.

Tom'a uzunca bir e-posta yazdım.

- I sent you an e-mail.
- I sent you an email.
- I sent an email to you.

Sana bir e-posta gönderdim.