Translation of "Developed" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Developed" in a sentence and their turkish translations:

Continuously developed series

Sürekli seri geliştirdiler

Problems soon developed.

Sorunlar kısa sürede gelişti.

Who developed it?

Onu kim geliştirdi.

Layla developed cancer.

Leyla kansere yakalandı.

A more developed nation,

Daha gelişmiş bir ulus,

He developed his business.

O işini geliştirdi.

French developed from Latin.

Fransızca Latinceden geliştirildi.

Another problem has developed.

Başka bir sorun ortaya çıktı.

China developed very quickly.

Çin çok hızlı gelişti.

Tom developed tongue cancer.

Tom dil kanserine yakalandı.

And developed my abilities more.

hünerlerimi daha da geliştirdim.

He developed his own theory.

O, kendi teorisini geliştirdi.

Darwin developed the evolutionary theory.

Darwin, evrim teorisini geliştirdi.

Israel is a developed country.

İsrail gelişmiş bir ülkedir.

Turkey is a developed country.

- Türkiye gelişmiş bir ülkedir.
- Türkiye gelişmiş bir ülke.

The Japanese economy developed rapidly.

Japon ekonomisi hızla gelişti.

Greece is a developed country.

Yunanistan gelişmiş bir ülke.

She developed a gambling addiction.

O, kumar bağımlılığı geliştirdi.

He developed feelings for her.

O, onun için duygular geliştirdi.

Tom developed his own theory.

Tom kendi teorisini geliştirdi.

Spain is a developed country.

İspanya gelişmiş bir ülkedir.

I even have the curriculum developed,

Hatta geliştirdiğim müfredat var,

Growing exponentially in the developed world,

gelişmiş dünyada görürken

The storm developed into a typhoon.

Fırtına bir tayfuna dönüştü.

Why hasn't this land been developed?

Neden bu arazi geliştirilmedi?

I developed an aversion toward seafood.

Deniz ürünlerine karşı bir isteksizlik geliştirdim.

So we have developed one antidepressant

Bu yüzden mutluluk ve neşenin

Djibouti is a less developed country.

Cibuti az gelişmiş bir ülkedir.

Layla developed a very serious cancer.

Leyla çok ciddi bir kansere yakalandı.

Was a poorer, less developed country than

1980'lerin ortasına kadar Türkiye'den fakir bir ülke,

So she's never developed a safety net,

O yüzden doğa uykuya karşı bir güvenlik önlemi oluşturmadı

Now developed his own  comprehensive, staff organisation:

şimdi kendi kapsamlı personel organizasyonunu geliştirdi:

Why hasn't this land been developed yet?

Neden bu arazi henüz gelişmedi?

Tom quickly developed a friendship with Mary.

Tom Mary ile çabucak bir dostluk geliştirdi.

They developed a treatment for this disease.

Bu hastalığın tedavisini keşfettiler.

Tom developed a taste for French wine.

Tom Fransız şarabı için bir tat geliştirdi.

Fadil and Dania developed a romantic relationship.

Fadil ve Dania romantik bir ilişki geliştirdiler.

Sami and Layla developed a romantic relationship.

Sami ve Leyla romantik bir ilişki geliştirdiler.

developed what he called a "scale of prejudice."

bir ''önyargı ölçeği'' geliştirdi.

Be among the developed countries in the world.

, BAE gökdelenler dikiyor ve dünyanın gelişmiş ülkeleri arasına girmek için devasa projeler inşa ediyor .

To microbeads developed for use in cosmetic products.

...kozmetikte kullanılan mikroboncuklara kadar her şeyden ortaya çıkabiliyorlardı.

I developed an aversion toward the word "awesome".

"Awesome" kelimesine karşı bir isteksizlik geliştirdim.

He developed his talent for painting after fifty.

O ellisinden sonra resim yapma yeteneğini geliştirdi.

Jonas Salk developed the polio vaccine in 1952.

Jonas Salk 1952 yılında çocuk felci aşısını geliştirdi.

I have showed especially Korea and the developed countries.

Kore ile gelişmiş ülkeleri özellikle koydum.

Its theories and models are being developed and refined

Teorileri ve örnekleri, dünya çapında üniversitelerde;

In most of the rest of the developed world,

Gelişmiş dünyanın kalanının çoğunda,

Almost 5 times higher than in the developed countries.

Geliştirilenlerden yaklaşık 5 kat daha yüksek ülkeler.

Other countries like Gabon or Zimbabwe were more developed.

o dönemde Gabon ya da Zimbabve gibi diğer ülkeler daha gelişmişti.

Musical talent can be developed if it's properly trained.

Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.

The best footballers are developed at Peter's football school.

En iyi futbolcular Peter'ın futbol okulundan çıkar.

I want this photograph developed as soon as possible.

Bu fotoğrafın en kısa sürede banyo yapılmasını istiyorum.

Primitive calculating machines existed long before computers were developed.

İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.

Tom has developed a new system for learning English.

Tom İngilizce öğrenme için yeni bir sistem geliştirdi.

Tom has a photographic memory but never developed it.

Tom'un fotoğrafik bir belleği var ama asla onu geliştirmedi.

- He doesn't want to live in a less developed country.
- He does not want to live in a less developed country.

O, az gelişmiş bir ülkede yaşamak istemez.

And I developed some pretty unhealthy habits to work more.

ve daha fazla çalışabilmek için biraz sağlıksız alışkanlıklar geliştirdim.

They just thought that they'd developed the most advanced culture.

Sadece en gelişmiş medeniyeti kendilerinin inşa ettiğini düşünüyorlardı.

In most developed nations, this number is more than half.

Gelişmiş ülkelerin çoğunda, bu sayı yarıdan fazladır.

In those first Erdogan years, new industries like tourism developed.

Erdoğanın ilk yıllarında, turizm gibi yeni endüstriler gelişti

Kazakhstan is one of the developed countries in Central Asia.

Kazakistan, Orta Asya'daki gelişmiş ülkelerden biridir.

Which countries have developed significantly during the past ten years?

Son on yıl boyunca hangi ülkeler önemli ölçüde gelişti?

I gave the film of the trip to be developed.

Gezide çektiğimiz fotoğrafların banyo edilmesi için verdim.

He developed his English skill while he was in America.

Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.

Norway, located in Northern Europe, is a highly developed country.

Kuzey Avrupa'da yer alan Norveç çok gelişmiş bir ülkedir.

And I developed this nagging back pain that wouldn't go away.

ve bir türlü geçmeyen sürekli bir sırt ağrısı başladı.

Even though their brains are more developed than those of children?

sahip olmalarına rağmen çocuklardan daha savunmasız?

They've now developed a new app to help the whole community.

tüm topluluğa yararlı yeni bir uygulama geliştirdiler.

New forms of energy must be developed before oil dries up.

Petrol kurumadan yeni enerji formları geliştirilmelidir.

A developed perception of linguistic beauty is still lacking in her.

Dilsel güzelliğin gelişmiş algısı hâlâ onda eksik.

How do you like these photos? I had them developed today.

Bu fotoğrafları nasıl buluyorsun? Onları bugün banyo etmiştim.

Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.

Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.

Our ancestors developed massive jaws as a result of constant combat.

Atalarımız sürekli mücadele sonucunda büyük çeneler geliştirdiler.

Agriculture is developed in the most fertile lands of the region.

Tarım, bölgenin en verimli alanlarında gelişmiştir.

For a modern, urban lifestyle: high-rise apartment complexes, developed waterfronts, skyscrapers,

Yüksek apartman kompleksleri, gelişmiş liman bölgesi, gökdelenler

It seems the rural area will be developed on a large scale.

Kırsal alan büyük ölçüde gelişecek gibi görünüyor.

In order to overcome the data gap, I developed a simple methodology.

Veri açığının üstesinden gelmek için, basit bir yöntem geliştirdim.

- Tom developed an infatuation with Mary.
- Tom is totally infatuated with Mary.

Tom Mary'ye delicesine aşık oldu.

Sami developed his own language. He had his own words for things.

Sami kendi dilini geliştirdi. Eşyalar için kendi sözleri vardı.

So now, looking back at it, I realize I developed seven different ways

Geçmişe bakıyorum da, bir sözcüğe bakıp hangi sözcük olduğunu belirlemek için

3.600, in developed countries 5.900. What does it show us? Ambition of Korea.

3.600, gelişmiş ülkelerde 5.900. Neyi gösteriyor? Kore'nin hırsını.

Guys, R&D expenditure in developed countries are 2,47 and in Korea, 4.

Arkadaşlar Ar-GE harcaması gelişmiş ülkelerde 2,47, Kore'de 4.

Glass developed dramatically in the Roman era when glass blowing techniques were invented.

Cam üfleme teknikleri icat edildiğinde cam Roma döneminde önemli ölçüde gelişti.

A horrendous situation developed. We hope the government can find a satisfactory solution.

Korkunç bir durum gelişti. Hükümetin tatmin edici bir çözüm bulabileceğini umuyoruz.

- Even though America is a developed country, it still has some very poor people.
- Even though the United States is a developed country, it still has some very poor people.

Gelişmiş bir ülke olsa bile Abd'de hala bazı çok yoksul insanlar var.

Independence, the Emirates developed an elaborate plan for the revival of the economy. Not

Emirlikler ekonominin canlanması için ayrıntılı bir plan geliştirdi. Sadece

At that time, all developed countries were going through a major financial crisis, and

O zaman, tüm gelişmiş ülkeler büyük bir krizdeydi ve

The practice of male circumcision is ancient and developed in parallel amongst different cultures.

Erkek sünnetinin uygulaması farklı kültürler arasında paralel olarak gelişmiştir.

Today, Turkey is a developed nation on the verge of joining the European Union.

Türkiye bugün Avrupa Birliği'ne katılmanın eşiğindeki gelişmiş bir ülkedir.

The first fully electronic computer was developed near the middle of the last century.

İlk tam elektronik bilgisayar geçen yüzyılın ortasına yakın geliştirilmiştir.

He even developed this subject and took photos of all the streets of the Earth.

Hatta bu konuyu geliştirip Dünya'nın bütün sokaklarının fotoğraflarını bile çekti.

Our company's technology has already reached the level of a developed country in the 1990s.

Firmamızın teknolojisi zaten 1990'larda gelişmiş bir ülke seviyesine ulaşmıştı.

New technologies are being developed that will be able to control how genes express themselves.

Genlerin kendilerini nasıl ifade ettiklerini kontrol altına alabilecek yeni teknolojiler geliştiriliyor.

- Our car developed engine trouble on the way.
- The car's engine broke down on the way.

Arabanın motoru yolda bozuldu.

Astronomers believe Saturn's rings developed from particles that resulted from the break-up of naturally occurring satellites.

Gökbilimciler, Satürn'ün halkalarının doğal olarak oluşmuş uyduların parçalanmasından kaynaklanan küçük parçacıklardan oluştuğuna inanıyorlar.

A group of American architects, product designers, engineers and scientists have developed the seven principles of universal design.

Bir grup Amerikalı mimar, ürün tasarımcısı, mühendis ve bilim adamı, evrensel tasarımın yedi ilkesini geliştirmiştir.