Translation of "Danced" in Turkish

- Everybody danced.
- Everyone danced.

- Herkes dans etti.
- Herkes dans ediyordu.

Tom danced.

Tom dans etti.

They danced.

Onlar dans etti.

I danced.

Dans ettim.

Y'all danced.

Hepiniz dans ettiniz.

You danced.

Sen dans ettin.

Sami danced.

Sami dans etti.

I danced yesterday. I danced before too.

- Dün dans ettim. Ben de daha önce dans ettim.
- Dün dans ettim. Daha önce de dans ettim.

Laura danced gracefully.

Laura incelikle dans etti.

We danced, we danced, we gave ourselves up to joy."

dans ettik ve kendimizi zevke teslim ettik.

- They danced until around midnight.
- They danced until about midnight.

Yaklaşık gece yarısına kadar dans ettiler.

Lola danced with grace.

Lola zerafetle dans etti.

She danced with joy.

O, neşeyle dans etti.

Tom danced with me.

Tom benimle dans etti.

You danced wonderfully tonight.

Bu gece mükemmel dans ettin.

They danced awkwardly together.

Onlar birlikte acemice dans ettiler.

He danced while naked.

O çıplakken dans etti.

We danced until midnight.

Gece yarısına kadar dans ettik.

She danced with him.

O onunla dans etti.

Tom danced with Mary.

Tom, Mary ile dans etti.

Fadil sang and danced.

Fadıl şarkı söyledi ve dans etti.

Tom sang and danced.

Tom şarkı söyledi ve dans etti.

They danced for hours.

- Saatlerce dans ettiler.
- Saatler boyunca dans ettiler.

- Tom should've danced with Mary.
- Tom should have danced with Mary.

Tom, Mary ile dans etmeliydi.

- She has never danced with him.
- She's never danced with him.

O, onunla asla dans etmedi.

The girl danced for joy.

Kız eğlenmek için dans etti.

The girls danced to music.

Kızlar müziğe göre dans ettiler.

We danced to the music.

Biz müzik eşliğinde dans ettik.

We danced about the fire.

Biz ateş etrafında dans ettik.

He danced in the fire.

O, ateşte dans etti.

I danced all night long.

Bütün gece boyunca dans ettim.

We danced all night long.

Tüm gece boyunca dans ettik.

They danced all night long.

Onlar bütün gece boyunca dans etti.

He danced all night long.

O bütün gece dans etti.

She danced all night long.

Bütün gece dans etti.

We danced the whole night.

Biz bütün gece dans ettik.

They danced the whole night.

Onlar bütün gece dans ettiler.

Tom and Mary danced together.

Tom ve Mary birlikte dans etti.

They danced cheek to cheek.

Onlar yanak yanağa dans ettiler.

- They danced.
- They were dancing.

Onlar dans ediyordu.

- I was dancing.
- I danced.

Dans ettim.

People danced in the streets.

İnsanlar sokaklarda dans etti.

Tom sang and Mary danced.

Tom şarkı söyledi ve Mary dans etti.

Tom should've danced with Mary.

Tom, Mary ile dans etmeliydi.

Tom and I danced together.

Tom ve ben birlikte dans ettik.

They danced around the campfire.

Kamp ateşi etrafında dans ettiler.

Sami and Layla danced together.

Sami ve Leyla birlikte dans ettiler.

We danced in the subdued lighting.

Loş ışıkta dans ettik.

The girls danced in the gym.

Kızlar spor salonunda dansetti.

We danced to the disco music.

Disko müzik eşliğinde dans ettik.

She has never danced with him.

O, onunla asla dans etmedi.

The fairies danced in the moonlight.

Periler ay ışığında dans ettiler.

Tom and Mary danced close together.

Tom ve Mary birlikte yakın dans etti.

Tom watched Mary as she danced.

Tom Mary'yi dans ederken izledi.

Tom has never danced with Mary.

Tom Mary ile asla dans etmedi.

The fairies danced in wispy gowns.

Periler incecik önlükle dans etti.

Tom danced alone on the deck.

Tom güvertede yalnız dans etti.

Three dancers danced the difficult dance.

Üç dansçı zor dansı dans etti.

Her fingers danced over the keyboard.

Onun parmakları klavyenin üzerinde dans etti.

Tom and Mary danced all evening.

Tom ve Mary bütün akşam dans etti.

I haven't danced in a while.

Bir süredir dans etmedim.

I haven't danced since high school.

Liseden beri dans etmedim.

Tom danced with you, didn't he?

Tom seninle dans etti, değil mi?

Tom danced with Mary all evening.

Tom bütün akşam Mary ile dans etti.

Have you ever danced in a party?

Hiç partide dans ettin mi?

When was the last time you danced?

En son ne zaman dans ettin?

Tom danced on top of the bar.

Tom barın üstünde dans etti.

We sang, danced and chatted after dinner.

Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.

Tom and Mary danced with each other.

Tom ve Mary birbirleriyle dans ettiler.

Mary has danced since she was five.

Mary beş yaşından beri dans etmektedir.

They danced merrily together on the grass.

Onlar çimenlerin üzerinde birlikte neşeyle dans ettiler.

I've danced so much that I'm dizzy.

O kadar çok dans ettim ki başım dönüyor.

They danced until six in the morning.

Onlar sabah altıya kadar dans ettiler.

Tom and Mary danced all night long.

Tom ve Mary bütün gece dans ettiler.

Tom played the accordion while Mary danced.

Mary dans ederken Tom akerdeon çaldı.

I don't like the way Tom danced.

Tom'un dans etme tarzını sevmiyorum.

Haven't you and Tom ever danced together?

Sen ve Tom hiç birlikte dans etmediniz mi?

I haven't danced since I was thirteen.

On üç yaşından beri dans etmedim.

Haven't Tom and Mary ever danced together?

Tom ve Mary hiç birlikte dans etmediler mi?

They danced to the sound of the music.

Onlar müziğin sesine göre dans ettiler.

Mary danced in the forest in the moonlight.

Mary ay ışığında ormanda dans etti.

Yoko danced with a grace that surprised us.

Yoko bizi şaşırtan bir zarafetle dans etti.

Tom danced with the hostess of the party.

Tom partinin hostesiyle dans etti.

Linda danced with other men to provoke Dan.

Linda Dan'ı kışkırtmak için başka adamlarla dans etti.

We were in the room, and we danced.

Biz salondaydık ve dans ettik.

Tom and Mary danced together all night long.

Tom ve Mary birlikte bütün gece dans ettiler.

She danced in tune with my piano-playing.

O benim piyano çalmamla uyum içinde dans etti.

We danced in the middle of the road.

Yolun ortasında dans ettik.

- I knew Tom wouldn't like the way Mary danced.
- I knew that Tom wouldn't like the way Mary danced.

Tom'un Mary'nin dans etme şeklini sevmeyeceğini biliyordum.

- I know that Tom and Mary have never danced together.
- I know Tom and Mary have never danced together.

Tom ve Mary'nin hiç birlikte dans etmediğini biliyorum.

She danced with a grace that surprised us all.

O, hepimizi şaşırtan bir zerafetle dans etti.

Is that not the castle that Cinderella danced in?

Sinderella'nın dans ettiği kale o değil mi?

He danced like a leaf in the autumn wind.

O sonbahar rüzgardaki bir yaprak gibi dans etti.