Examples of using "Confess" in a sentence and their turkish translations:
Söyle!
Tom itiraf etmeyecek.
Onu itiraf ettir!
Tom itiraf etti mi?
Hemen şimdi itiraf et.
Tom itiraf etmeyecek.
Sefil olduğumu itiraf ediyorum.
Ben itirafta bulunmak istiyorum.
Sana ne itiraf ettirdi?
İtiraf edeceğim.
İtiraf etmeye hazırım.
İtiraf etmeyi reddettiler.
Sami itiraf edecek.
Tom itiraf etmeyeceğini düşünmüştüm.
Sanırım Tom itiraf edecek.
Sanırım Tom itiraf edecek.
O, itiraf etmek için zorlandı.
Tom itiraf etmeyecek.
Bir şey itiraf etmeliyim.
İtiraf edecek hiçbir şeyim yok.
Onu itiraf etmeye zorladılar.
Tom itiraf etmesi için Mary'yi ikna etti.
- İtiraf edecek hiçbir şeyim yok.
- İtiraf edecek bir şeyim yok.
Yorgun olduğumu itiraf ediyorum.
Er ya da geç itiraf edecek.
Sanık niçin itiraf etti?
Tom'un itiraf etmesini istedim.
Anne itiraf etmeyi kararlılıkla reddetti.
Numara yapmayı kes ve gerçeği itiraf et.
Tom suçunu itiraf etmek zorunda.
Tom'un itiraf etmesini duymak istedim.
- İtiraf etmeliyim ki horluyorum.
- Horladığımı kabul ediyorum.
Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti mi?
Tom itiraf etme dürtüsü hissetti.
Ben suçlu olduğumu itiraf ediyorum.
Sami, Leyla'nın sonunda itiraf edeceğini umuyordu.
Sanırım Tom itiraf edecek.
Tom'un itiraf etmeyeceğini biliyordum.
Şüpheli sonunda itiraf etmeye başladı.
Benim adımın gerçekten Tom olmadığını itiraf ediyorum.
Çevirimin mükemmel olmadığını itiraf ediyorum.
Tom'u itiraf etmesi için ikna etmelisin.
Katil yakında suçunu itiraf edecek.
Sonunda, itiraf etmedik.
O konuda hatalı olduğumu itiraf ediyorum.
Şimdi itiraf etmeliyim ki
Tom'a itiraf etmek için bir şans vermeliyiz.
Onu henüz okumadığımı itiraf etmeliyim.
Tek başıma gitmeye korktuğumu itiraf ediyorum.
Çok düşündükten sonra, hırsız itiraf etmeye karar verdi.
Bunu kullanışlı bulmadığımı itiraf ediyorum.
Ben suçumu kabul ettim.
Cinayeti kabul etmemi mi istiyorsunuz?
Marcus'un ne itiraf ettiği ne de inkar ettiği duyuldu.
Ona duygularımı itiraf etmek için yeterince kararlı değilim.
İşkence ona işlemediği suçları itiraf ettirdi.
Ona işkence etmek anlamsız, o itiraf etmeyecek.
O, Pierre'in itiraf etmek istediğinden daha fazlasını bildiğine ikna olmuştu.
Tom polise itiraf etmekten başka bir seçeneği olmadığını hissetti.
Odana git ve itiraf etmeye hazır olana kadar orada kal.
Yorgun olduğumu itiraf ediyorum.
Eğer itiraf etmezsen Tom işlemediği bir suç nedeniyle hapishaneye gidecek.
Eğer itiraf etmezsen Tom işlemediği bir suçtan hapse girecek