Examples of using "Miserable" in a sentence and their turkish translations:
Tom mutsuz.
Ben mutsuzum.
Tom perişandı.
O mutsuz görünüyordu.
Sen sefil misin?
O perişan görünüyor.
Tom sefil görünüyor.
Biz mutsuzduk.
Burada mutsuzum.
Sefil değilim.
Tom mutsuz görünüyordu.
Ben çok mutsuzum.
Bu sefil.
Sefil görünüyorsun.
Sefil olduğumu itiraf ediyorum.
Perişansın, değil mi?
Ben kesinlikle perişandım.
Tom çok perişandı.
Sen perişan olmalısın.
Tom oldukça sefil görünüyor.
O zengin ama çok mutsuz.
Oldukça mutsuz görünüyorsun.
Tom perişan olmalı.
Sen hâlâ sefil misin?
Tom'un sefil olduğunu düşünüyorum.
Tom sefil göründüğümü söyledi.
Tom Mary'nin sefil olduğunu düşünüyor.
Tom Mary'nin sefil olduğunu düşünüyor.
Tom sefil gibi görünüyor.
Ben sefil ve mutsuzdum.
Sensiz perişandım.
Sefil bir hayat yaşıyor.
O hayatımı perişan etti.
Hava dün çok kötüydü.
Sonuçlar berbattı.
O sefil bir hayat yaşıyor.
- Zavallı bir durumdayız.
- Perişan bir durumdayız.
Tom aç ve sefildi.
Tom sefil görünüyordu.
Tom muhtemelen hâlâ sefil.
Tom sefil gibi görünüyor.
Tom'un sefil olduğunu sanmıyorum.
Tom bana acınacak halde olduğunu söyledi.
Arkadaşlar, bu çok acı bir şey.
Ekonomi perişan durumdaydı.
O gerçekten perişan bir kız.
Sen sefil miydin?
Tom sefil bir zaman geçiriyor.
Bu sefil.
Tom evliliğinde mutsuz kalmıştır.
Tom, Maria'nın perişan olduğunu fark etti.
Tom muhtemelen perişan olacak.
Sen sefil gibi görünüyordun.
Tom Mary'nin mutsuz olduğunu söyledi.
Tom sefildi ama Mary değildi.
Ölüm için can atan kimse sefildir, ama daha sefil olanı ondan korkan kimsedir.
Tom bana Mary'nin sefil olduğunu düşündüğünü söyledi.
Deney çok kötü bir başarısızlıkla sonuçlandı.
Kendini sefil bir durumda bulacaksın.
Sana ne oldu? Berbat görünüyorsun.
Seni bu kadar perişan görmekten nefret ediyorum.
Neden son zamanlarda bu kadar mutsuzsunuz?
Ben perişan değilim. Sadece mutlu değilim.
Tom muhtemelen hâlâ sefil görünüyor.
Tom Mary'nin muhtemelen sefil olacağını söyledi.
Ben sadece perişan olduğum zaman böyle yerim.
Tom duvarın dibine yığıldı, bitmiş ve zavallı olarak.
Onun yüzünden,sefil bir hayat yaşıyor.
Sadece sefil ve şerefsiz ölüm sizi burada bekliyor.
O çevresindeki herkes için hayatı perişan yapar.
Onlar yüzünden perişan haldeyim.
Tom'un bu kadar perişan olacağını düşünmedim.
Tom ve Mary oldukça sefil, değil mi?
Orada geçirdiği mutsuz günlerde yaşıyordu.
Tom parktaki bankta oturuyor, berbat görünüyor.
Tom biraz mutsuz görünüyor.
O içler acısı.
O yıllarca sefil bir hayat sürdürmek zorunda kaldı.
Oğlunun sefil durumunu görünce kalbi sızladı.
Bu perişan eski kilise ülkemizdeki en eski yapıdır.
Tom perişan görünüyor.
Tom mutsuz.
O zengin ama mutlu değil.
Kate Chris'e baktı ve sonra onu görmezden geldi, bu onu perişan etti.
Tom mutsuz olduğumu biliyordu.
Tom'un göründüğü kadar sefil görünmüyorsun.
Şimdi bunun hakkında düşündüğüm zaman, bizim aile çok sefil bir hayat yaşadı.
Şekerleme veya kafein yok bu arada, yani katılımcıların hâli perişan.
Tom mutsuz görünüyordu.
Tom mutsuz olduğunu söyledi.
Yoksul İrlandalı şimdi yapayalnız bırakıldı ve diğerlerinin nereye gittiğini bilmiyordu, bu yüzden, o sadece çok üzgün ve sefil bir şekilde olduğu yerde kaldı.
Çalışanların alışkanlıklarından biri sarhoş olmak ve ertesi güne kadar sefil hayatlarını unutmak için iş gününün sonunda bir barda ya da restoranda toplanmaktır.