Translation of "Complain" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Complain" in a sentence and their turkish translations:

Don't complain.

Şikâyet etmeyin.

I would complain.

Şikâyet ederdim.

I can't complain.

Şikâyet edemiyorum.

They always complain.

- Mütemadiyen şikâyet etme hâlindeler.
- Yakınmaları sonsuza dek sürecek gibi.

Warriors never complain!

Savaşçılar asla şikayet etmez!

Tom wouldn't complain.

Tom şikayet etmedi.

You cannot complain.

Şikâyet edemezsin.

Tom will complain.

Tom şikâyet edecek.

Tom didn't complain.

Tom şikâyet etmedi.

Tom doesn't complain.

Tom şikâyet etmez.

I shouldn't complain.

Şikâyet etmemeliyim.

You can't complain.

Şikâyet edemezsin.

We shouldn't complain.

- Şikayet etmemeliyiz.
- Biz şikayet etmemeliyiz.

We can't complain.

Şikayet edemiyoruz.

You shouldn't complain.

Şikayet etmemelisin.

Let's not complain.

Şikayet etmeyelim.

Don't complain, Jamal.

Şikayet etme, Jamal.

I rarely complain.

Ben nadiren şikayet ederim.

- Tom said he'd complain.
- Tom said that he'd complain.

Tom şikayet edeceğini söyledi.

- All you do is complain!
- All you do is complain.

- Tüm yapabileceğin şikâyet etmektir.
- Bütün yaptığın şikayet etmek.

Complain about these curses

Bu küfürlerden şikayetçi olup

How dare he complain?

Ne cüretle şikayet ediyor?

I hate to complain.

Şikâyet etmekten nefret ediyorum.

Don't complain, don't explain.

Şikayet etme, açıklama!

I'll complain about you.

Senden şikayetçi olacağım.

People complain too much.

İnsanlar çok fazla şikayet ediyorlar.

We complain too much.

Biz çok fazla yakınıyoruz.

My customers never complain.

Müşterilerim asla şikayet etmez.

You complain too much.

Çok fazla şikayet ediyorsun.

I can't really complain.

Ben gerçekten şikayet edemiyorum.

Tom didn't complain once.

Tom bir defa yakınmadı.

She didn't complain once.

O bir defa şikayet etmedi.

We must not complain.

Şikayet etmemeliyiz.

Don't complain so much.

Bu kadar çok şikayet etme.

I complain a lot.

- Çok şikayet ediyorum.
- Ben çok yakınıyorum.

I don't complain often.

Ben sık sık şikayet etmem.

I hardly ever complain.

Neredeyse hiç şikayet etmem.

You hardly ever complain.

Neredeyse hiç şikayet etmiyorsun.

- There is nothing to complain about.
- There's nothing to complain about.

Şikâyet edecek bir şey yok.

- I have never heard him complain.
- I've never heard him complain.

Onun şikayet ettiğini hiç duymadım.

- You sure do complain a lot.
- You sure complain a lot.

Sen kesinlikle çok şikayet ediyorsun.

- It's not like you to complain.
- It isn't like you to complain.

Bu senin şikayet etmen gibi değil.

We complain about our neighbors.

Biz komşularımız hakkında yakınıyoruz.

They do nothing but complain.

Onlar şikâyet etmekten başka bir şey yapmıyorlar.

Tom isn't one to complain.

Tom şikâyet edecek biri değil.

I've never heard her complain.

Ben onun şikayet ettiğini hiç duymadım.

I've never heard Tom complain.

Tom'un yakındığını hiç duymadım.

Why complain about it now?

Neden şimdi bu konuda şikayet ediyorsun?

I guess I shouldn't complain.

Sanırım şikâyet etmemeliyim.

I'm sure Tom will complain.

Tom'un şikâyet edeceğinden eminim.

I can't help but complain.

Şikayet etmekten başka çarem yok.

Did you complain about it?

Onun hakkında şikayet ettin mi?

I've never heard you complain.

Onun şikayet ettiğini hiç duymadım.

Would people complain about that?

İnsanlar o konuda şikayet eder mi?

Tom doesn't complain about much.

Tom fazla şikayet etmiyor.

Who could complain about that?

Onun hakkında kim şikayet edebilir?

We didn't complain about it.

Biz onun hakkında şikayet etmedik.

Tom didn't complain, did he?

Tom şikayet etmedi, değil mi?

I'm not going to complain.

Ben şikayet etmeyeceğim.

I didn't complain at all.

Ben hiç şikayet etmedim.

Who am I to complain?

Ben kimim ki şikayet edeceğim?

Tom didn't complain about anything.

Tom bir şey hakkında şikayet etmedi.

We didn't complain at all.

Biz hiç şikayet etmedik.

Don't your neighbors ever complain?

Komşuların hiç şikayet etmiyor mu?

Please don't complain so much.

Lütfen bu kadar çok şikayet etme.

Do you wish to complain?

Şikayet etmek istiyor musun?

I've never heard them complain.

Onların şikayet ettiğini hiç duymadım.

There's no reason to complain.

Şikayet etmek için hiçbir neden yok.

You didn't complain, did you?

Şikayet etmedin, değil mi?

She does nothing but complain.

O, şikâyet etmekten başka bir şey yapmaz.

Tom did nothing but complain.

Tom şikâyet etmekten başka bir şey yapmadı.

Tom does nothing but complain.

Tom şikâyet etmekten başka bir şey yapmaz.

All Tom does is complain.

Tom'un tek yaptığı şikayet etmek.

I can't complain about that.

Onun hakkında şikayet edemem.

I rarely complain about anything.

Nadiren bir şey hakkında şikayet ederim.

You sure complain a lot.

Sen kesinlikle çok şikayet ediyorsun.

I didn't complain about anything.

Hiçbir şeyden şikayet etmedim.

Tom is going to complain.

Tom şikayet edecek.

Tom and Mary didn't complain.

Tom ve Mary şikayet etmedi.

I won't complain about that.

Bundan şikayetçi olmayacağım.

He didn't complain about anything.

Hiçbir şeyden şikayet etmedi.

- Tom has nothing to complain about.
- Tom doesn't have anything to complain about.

Tom'un şikâyet edecek bir şeyi yok.

- Tom said Mary would likely complain.
- Tom said that Mary would likely complain.

Tom, Mary'nin muhtemelen şikayetçi olacağını söyledi.

You've got nothing to complain of.

Şikâyet etmekten başka yapacak bir şeyin yok.

They have nothing to complain about.

Şikâyet edecekleri bir şeyleri yok.

We have nothing to complain about.

Şikâyet edecek bir şeyimiz yok.

Farmers always complain about the weather.

Çiftçiler sürekli havadan şikayet eder.

Many wives complain about high prices.

- Birçok kadın eş yüksek fiyatlardan şikayetçi.
- Birçok hanım yüksek fiyatlardan şikayetçi.

You always complain about the weather.

Hava hakkında her zaman şikayet ediyorsun.

Many housewives complain about high prices.

Birçok ev hanımları yüksek fiyatlardan şikayet ediyor.

I'll complain if I want to.

- Canım isterse söyleneceğim.
- İstersem şikâyet ederim.

I have never heard him complain.

Onun yakındığını hiç duymadım.

I'm not going to complain anymore.

Artık şikayet etmeyeceğim.

People always complain about the weather.

İnsanlar her zaman hava hakkında şikayet ediyor.

I have nothing to complain about.

Şikâyet edecek bir şeyim yok.

People often complain about the weather.

İnsanlar genelde havadan şikayet eder.