Examples of using "Bumped" in a sentence and their turkish translations:
İki kamyon çarpıştı.
- Tom, Mary ile karşılaştı.
- Tom, Mary'ye rastladı.
Benim dizimi çarptım.
Tom'la karşılaştım.
Sen bana çarptın.
Ben onlarla karşılaştım.
Ben onunla karşılaştım.
Onlar birbirleriyle çarpıştılar.
Tom neredeyse Mary'ye çarpıyordu.
- Araba ağaca çarptı.
- Araba, ağaca tosladı.
Ben pencereye çarptım.
- Az daha Tom'a çarpıyordum.
- Az kalsın Tom'la çarpışıyordum.
Kamyon bir arabaya çarptı.
Kamyon arabamıza çarptı.
Ben dün sizin babanıza rastladım.
Ben dün sizin babanıza rastladım.
Öpüşürken kazara dişleri çarptık.
Garsonlar birbirlerine çarptılar.
Boston'da Tom'a rastladım.
Ona Londra'da rastladım.
İstasyonda ona çarptım.
Başını bir sütuna çarptı.
Başını tavana çarptı.
Tom kazara Mary'ye çarptı ve özür diledi.
Tom ve Mary birbirleriyle çarpıştılar.
Geçen gece tesadüfen Tom'la karşılaştım.
Tom havaalanında Mary ile karşılaştı.
Ona kütüphanede rastladım.
Tom kafasını çarptı.
Dün süpermarkette Tom'la karşılaştım.
Tom tren istasyonunda Mary ile karşılaştı.
Tom'a çarptım ve onu yere devirdim.
Otobüste eski bir arkadaşa rastladım.
Tom okul yolunda Mary ile karşılaştı.
Jean? Evet, dün şehirde ona rastladım.
Tom Mary'ye çarptı ve içkisini ona döktü.
Garsonlar birbirlerine çarptılar ve tepsilerini düşürdüler.
Tom kafasını arabanın çatısına çarptı.
Tom kafasını arabasının tavanına çarptı.
Tom geçen gün süpermarkette Mary'ye rastladı.
Tom okula giderken Mary diye birine çarptı.
Buraya gelirken eski bir arkadaşımla karşılaştım.
Ben dün sizin babanıza rastladım.
Tom bu sabah okula giderken Mary'ye rastladı.
Dün Tom'a rastladığımda o oldukça bitkin görünüyordu.
Tom ve Mary dün öğleden sonra kütüphanede birbiriyle karşılaştı.
Tom nereye gittiğine bakmadığı için Mary'ye çarptı.
Geri giderken başka bir arabaya çarptım ve onun alarmı çaldı.
Tom otururken, masaya çarptı ve kahvesi masa örtüsüne döküldü.
Geçen yıl Shikansen'de on yıldır ilk kez eski bir arkadaşla karşılaştım.
Tom arabanın çatısına başını çarptı.