Examples of using "Bracelet" in a sentence and their turkish translations:
O güzel bir bilezik.
Bileziğini tak.
Bileziği tak.
Tom bileziği sattı.
Bileziğini sevdim.
O bileziği sana alacağım.
Tom'un tıbbi uyarı künyesi var.
O bileziği satamayız.
Mary bileziğini çıkardı.
Bu bilezik çok ucuz.
O bir makrome bilezik yaptı.
Lütfen bana şu bileziği al.
Tom Mary'ye pahalı bir bilezik aldı.
Tom, Mary'ye elmas bir bilezik verdi.
Genç kız bileziğini kaybetti.
Tom Mary'ye altın bir bilezik verdi.
Mary halhal takıyor.
Bu bileziği bileğine tak.
En sevdiğim bileziğimi kırdım.
Ona elmas bir bilezik verdi.
- Mary, Tom'un ona verdiği bilekliği sattı.
- Mary, Tom'un ona verdiği bileziği sattı.
Tom Mary'nin kolundak bileziği fark etti.
Mary bileziğini bileğinden çıkardı.
Fadıl bileziğin Leyla'ya ait olduğunu farz etti.
Bu bileziğin çalındığına dair herhangi bir fikrim yoktu.
Sanırım Mary için bu bileziği alacağım.
O bileziği Mary'ye veren Tom değildi.
Tom Mary'ye doğum günü için bir bilezik verdi.
Bu bilezik ondan daha pahalı.
Bu taktığın çok tuhaf görünen bir bileklik.
- Karım için altın bir bilezik almak niyetindeyim.
- Karıma bir altın bilezik satın almayı tasarlıyorum.
Sana verdiğim bileziği neden takmıyorsun?
Bir bilezik, kız kardeşim için iyi bir hediyedir.
Ona doğum günü için bir bilezik hediye ediyorum.
Tom Mary'nin yeni bir bilezik taktığını fark etti.
- Doğum günü için ona bir bilezik veriyorum.
- Doğum günü için ona bir bilezik hediye ediyorum.
Mary ayak bileğine bir bilezik taktı.
Tom Mary'nin bileziğini çalan kişi olduğunu itiraf etti.
Bileziği dolabımdaki bir ayakkabıya sakladım.
Tom evlilik yıldönümü için Mary'ye bir elmas bilezik verdi.
"Bracelet" İngilizce ve Fransızca'da aynı anlama gelmektedir.
Tom, kefaletle çıktığı sırada ayak bileği monitör bileziği takmak zorundadır.
Tom masada Mary'nin bileziğini fark etti ve onu niçin takmadığını merak etti.
Ne zaman bir kaza olsa doktorların aradığı ilk şey hasta hakkında bazı bilgiler sağlayan bir bilezik, bir kolye, veya bir aksesuardır.