Examples of using "Blushed" in a sentence and their turkish translations:
O kızardı.
Mary'nin yüzü kızardı.
Kızardım.
Adam kızardı.
Derinden kızardı.
İkisi de kızardı.
O biraz kızardı.
O hafifçe kızardı.
Tom biraz kızardı.
Öfkeyle kızardı.
Mary yine kızardı.
Tom yine kızardı.
Hem Tom hem de Mary kızardı.
O kıpkırmızı oldu.
O, utançla kızardı.
Ben utançla kızardım.
Tom biraz kızardı.
Paul kızardı ve başını çevirdi.
O onu gördü ve yüzü kızardı.
Javier kızardı.
Tom kızardı ve dönüp gitti.
Tom kızardı.
Tom bir kız öğrenci gibi kızardı.
Ne Tom ne de Mary kızardı.
Adam bir çocuk gibi utandı.
O ona baktı ve kızardı.
Tom Mary'ye baktı ve yüzü kızardı.
Mary onu methettiğinde Tom kızardı.
Mary onu öptüğünde Tom kızardı.
İltifat edilince kızardı.
Tom Mary'yi çıplak görünce kızardı.
- Tom, Mary ona gülümseyince kızarmıştı.
- Mary ona gülümsediğinde Tom kızardı.
Mary ona baktığında Tom kızardı.
Ona bakmamı yakaladı ve benim yüzüm kızardı.
Sevinç ve utanç ile o, kulaklarına kadar kızardı.
Ahlefeld'in asil Kontesi kızardı ve beti benzi attı.
Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.
Kızların sokakta ona ıslık çalmasından sonra onun yüzü kızardı.
Tom'un yüzü kızardı.
Yanakları kızardı.