Examples of using "Belly" in a sentence and their turkish translations:
- O bir göbek dansçısı.
- O bir oryantal dansöz.
Karnınızdan nefes alın.
Tom'un bira göbeği var.
Bira göbeğim var.
- Tom'un göbeği var.
- Tom göbek yapmış.
Göbeğin küçülüyor.
Göbekli Tepe, 'göbekli tümsek' anlamına geliyor.
Onun midesine vurdum.
O, göbeğini deldirdi.
Fadıl'ın büyük bir göbeği yoktu.
Tom'un köpeği karnının okşanmasından hoşlanıyor.
oh karınını doyuruyor böyle
Mary göbek dansında çok iyidir.
Bir insanın karnı doyar ama gözü doymaz.
Adama karnından vurdum.
- Tom'un biraz göbeği var.
- Tom'un hafif göbeği var.
böyle göbeğine doğru biraz tombul
göbeklitepeyi asıl önemli yapan şey ise şu
Sami canavarın karnındaydı.
gövdesini göbeği üzerinde çevirebilmişti.
Tom gömleğini yukarı kaldırdı ve karnını açtı.
Tom hamile karısının karnına elini koydu.
Gözlerin midenden daha büyük olmamalı.
bu ise ismin sebebi olan tepenin göbeği.
Bak, bir çiçek dövmesi yaptırdım. İşte, göbeğimin üzerinde.
peki göbeklitepede çıkan şeyler ne için yapıldı?
- Midesi dolu olan bir insan kimsenin aç olduğunu düşünmez.
- Tok, açın halinden anlamaz.
Onun göbeği bana Japonya'dan gelen düz ve güzel kartpostalları hatırlatıyor.
Mary göbeğini deldirmek istiyor.
"Dolaba koyduğum pasta nerede biliyor musun?" "Oho, midemde o."
Son zamanlarda top gibi bir göbek büyütüyorum. Bu orta yaş olmalı.
Küçük kedi yavruları süt üretmeye teşvik etmek için annelerinin karnını ovarlar, bu yüzden yetişkin kediler seni ovduklarında bu seninle mutlu ve rahat oldukları anlamına gelir- tıpkı sen onların anneleriymişsin gibi.