Translation of "Dancer" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Dancer" in a sentence and their turkish translations:

- I'm a dancer.
- I am a dancer.
- I'm a professional dancer.

Ben bir dansçıyım.

- I'm a dancer.
- I am a dancer.

Ben bir dansçıyım.

She's a dancer.

O bir dansçıdır.

He's a dancer.

O bir dansçıdır.

Aoi became a dancer.

Aoi bir dansçı oldu.

I'm a terrible dancer.

Ben kötü bir dansçıyım.

She's a belly dancer.

- O bir göbek dansçısı.
- O bir oryantal dansöz.

You're a good dancer.

İyi bir dansçısın.

You're an amazing dancer.

Harika bir dansçısın.

You're a terrible dancer.

Sen berbat bir dansçısın.

Tom is a dancer.

Tom bir dansçı.

Tom became a dancer.

Tom bir dansçı oldu.

I'm a lousy dancer.

Ben berbat bir dansçıyım.

Sami is a dancer.

- Sami bir dansçı.
- Sami bir rakkas.

- Tom is a very good dancer.
- Tom is a great dancer.

Tom çok iyi bir dansçıdır.

- Tom is not a very good dancer.
- Tom isn't a very good dancer.
- Tom isn't much of a dancer.

Tom çok iyi bir dansçı değil.

She is a good dancer.

O iyi bir dansçı.

Tom is a professional dancer.

- Tom profesyonel bir dansçıdır.
- Tom profesyonel bir dansçı.

Mary is a professional dancer.

Mary profesyonel bir dansçıdır.

Mary is a hula dancer.

Mary bir hula dansçısı.

Tom is a lousy dancer.

Tom dandik bir dansçı.

Are you a good dancer?

- İyi bir dansçı mısınız?
- İyi bir dansçı mısın?

I'm a really bad dancer.

Ben gerçekten kötü bir dansçıyım.

Aoi is a good dancer.

Aoi iyi bir dansçıdır.

Tom is a wonderful dancer.

Tom harika bir dansçı.

Tom is a good dancer.

Tom iyi bir dansçı.

The dancer dances a dance.

Dansçı bir dansı dans eder.

Tom is a terrible dancer.

Tom çok kötü dans ediyor.

Tom is a ballet dancer.

Tom bir balerin.

Tom is quite a dancer.

Tom tam bir dansçı.

My mother was a dancer.

Annem bir dansçıydı.

You're a very good dancer.

Sen çok iyi bir dansçısın.

Tom isn't a good dancer.

Tom iyi bir dansçı değil.

Tom married a ballet dancer.

Tom bir balerinle evlendi.

Tom is a horrible dancer.

Tom berbat bir dansçı.

- Tom knows he's a terrible dancer.
- Tom knows that he's a terrible dancer.

Tom berbat bir dansçı olduğunu biliyor.

- I know I'm a bad dancer.
- I know that I'm a bad dancer.

Kötü bir dansçı olduğumu biliyorum.

Aoi is a very good dancer.

Aoi çok iyi bir dansçıdır.

The dancer spun on his toes.

Dansçı ayak parmaklarının üzerinde döndü.

Vaslav Nijinsky was a Russian dancer.

Vaslav Nijinsky bir Rus dansçıydı.

Tom is a really good dancer.

Tom gerçekten iyi bir dansçı.

You're a better dancer than Tom.

Sen Tom'dan daha iyi bir dansçısın.

I'm not much of a dancer.

Pek iyi dans edemem.

I used to be a dancer.

Ben bir dansçıydım.

My girlfriend is a good dancer.

Kız arkadaşım iyi bir dansçı.

Everyone crowded around the fantastic dancer.

Herkes harika dansçının etrafına toplandı.

Tom isn't much of a dancer.

Tom çok iyi bir dansçı değil.

You always were a good dancer.

Sen her zaman iyi bir dansçıydın.

Tom is a very good dancer.

Tom çok iyi bir dansçıdır.

I wanted to be a dancer.

Ben bir dansçı olmak istedim.

How good a dancer is Tom?

Tom ne kadar iyi bir dansçı?

Tom is a pretty good dancer.

Tom oldukça iyi bir dansçı.

Sami wanted to be a dancer.

Sami bir dansçı olmak istiyordu.

Tom wants to become a ballet dancer.

Tom bir balet olmak istiyor.

Tom is a young and talented dancer.

Tom genç ve yetenekli bir dansçı.

Tom never was much of a dancer.

Tom hiçbir zaman iyi bir dansçı değildi.

Dr. Jemison is an excellent jazz dancer.

Dr. Jemison mükemmel bir caz dansçısıdır.

Each movement of the dancer was perfect.

Dansçının her bir hareketi kusursuzdu.

I think she is a good dancer.

Bence o, iyi bir dansçı.

Sadly, I'm not a very good dancer.

Ne yazık ki, ben çok iyi bir dansçı değilim.

Unfortunately, I'm not much of a dancer.

Maalesef, ben çok iyi bir dansçı değilim.

I can't picture myself as a dancer.

Kendimi bir dansçı olarak hayal edemiyorum.

Layla was a hell of a dancer.

- Leyla mükemmel bir dansçıydı.
- Leyla mükemmel bir dansözdü.

Tom is a good dancer, isn't he?

Tom iyi bir dansçı değil mi?

Tom is a ballet dancer, isn't he?

Tom balet, değil mi?

Sami hired Layla as a backup dancer.

- Sami Leyla'yı yedek dansçı olarak çağırdı.
- Sami Leyla'yı yedek rakkase olarak çağırdı.

I want to become a better dancer.

Daha iyi bir dansçı olmak istiyorum.

- I thought you wanted to be a dancer.
- I thought that you wanted to be a dancer.

Bir dansçı olmak istediğini düşündüm.

She earns her living as a ballet dancer.

Bir bale dansçısı olarak hayatını kazanır.

Her ambition is to be a ballet dancer.

Onun tutkusu balerin olmaktır.

Rarely have I met such a graceful dancer.

Onun kadar başarılı bir dansçıyı çok nadir görürüm.

Linda was a popular exotic dancer in London.

Linda, Londra'da popüler bir egzotik dansçıydı.

Tom is the best dancer I've ever seen.

Tom şimdiye kadar gördüğüm en iyi dansçı.

Before Mary got married, she was a dancer.

Mary Evlenmeden önce, o bir dansçı idi.

Last year I met a pretty Swedish dancer.

Geçen sene hoş bir İsveçli dansçısıyla tanıştım.

Tom wasn't a good dancer in high school.

Tom lisede iyi bir dansçı değildi.

Tom isn't a very good dancer, is he?

Tom çok iyi bir dansçı değil, değil mi?

You're a better dancer than Tom, aren't you?

Tom'dan daha iyi bir dansçısın, değil mi?

Tom became a professional dancer in his early thirties.

Tom otuzlu yaşlarının başında profesyonel bir dansçı oldu.

She wrote a book about her life as a dancer.

O bir dansçı olarak hayatı hakkında bir kitap yazdı.

The dancer in the middle of the room is ready to begin.

Odanın ortasındaki dansçı başlamak için hazır.

Tom became a dancer even though his parents didn't want him to.

Tom onun ebeveynlerinin istememesine rağmen bir dansçı oldu.

Tom is the best dancer in the group and he knows it.

Tom gruptaki en iyi dansçıdır ve o bunu biliyor.

Since the accident, Tom has given up hope of becoming a professional dancer.

Tom, kazadan beri profesyonel bir dansçı olma umudundan vazgeçti.

- We're going to have to do that.
- Tom sings well and is a pretty good dancer.

Onu yapmak zorunda kalacağız.

He is an excellent piano player. In addition, he is a good singer and a very good dancer.

O mükemmel bir piyano çalıcı. Ayrıca, iyi bir şarkıcı ve iyi bir dansçı.