Examples of using "Bacon" in a sentence and their turkish translations:
pastırma parçacıkları
Pastırmayı kokladım.
Pastırma kokusu alıyorum.
Kim daha fazla pastırma istiyor?
Bacon domuzlardan gelir.
Benim domuz pastırmam hazır.
Pastırma kokuyor muyum?
Burnuma domuz pastırması kokusu gelir gibi oldu.
Pastırma ve yumurta yedik.
O domuz pastırması gibi kokmuyor mu?
Pastırma ve yumurta pişireceğim.
Kanadalı pastırma sever misin?
Tom bütün pastırmayı yedi.
Pastırma nereden gelir?
Domuz pastırması ve yumurta yedik.
- Jambon ya da sosis ister misin?
- Pastırma veya sosis ister misiniz?
Onun siparişi pastırma ve yumurtadır.
- Biraz daha domuz pastırması ister misin?
- Biraz daha domuz pastırması ister misiniz?
Tom pastırmalı yumurta yiyor.
Sadece biraz domuz pastırması istiyorum, bu kadar.
Biraz beykın ve yumurta istiyor musun?
BLT beykın, marul ve domates anlamına gelir.
Kahvaltı için domuz pastırmalı sahanda yumurta istiyor musun?
Sabah kahvaltısı için pastırma ve yumurta yedin değil mi?
Tom pastırma yemek kokusuna uyandı.
Tom bana kahvaltıda domuz pastırması ve yumurta olduğunu söyledi.
Sen domuz pastırması sevmeyen tanıdığım tek Kanadalısın.
Annem, yağlı yumurtalı noodle ile birlikte
"BLT ne anlama geliyor?" "Sanırım pastırma, marul ve ... Tom mu anlamına geliyor?"
Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.
Bir BLT sandviçi, ekmek, beykın, marul, domates ve mayonezden oluşur.
Tom benim pastırmalı, marullu ve domatesli sandviçimi yedi.
Pastırmamı benim için ayırdın.
Dün biraz domuz pastırması şeritleri kızartıyorken tava aniden alev aldı.
Ben her zaman balığa çıkıyor olamam, eve domuz pastırması getirmek zorundayım.
Takımın en iyi adamı yaralanmasaydı, takımımız kolayca başarabilirdi.