Translation of "Angrily" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Angrily" in a sentence and their turkish translations:

- She rang off angrily.
- She hung up angrily.

O öfkeyle telefonu kapadı.

Tom reacted angrily.

Tom öfkeyle tepki gösterdi.

- Tom stared angrily at Mary.
- Tom looked at Mary angrily.

Tom, Mary'ye öfkeyle baktı.

She rang off angrily.

Öfkeyle telefonu kapadı.

Consumer groups reacted angrily.

Tüketici grupları öfkeyle tepki gösterdiler.

- "Let me alone," she said angrily.
- "Leave me alone," she said angrily.

O kızgın şekilde "beni yalnız bırak" dedi.

She looked at me angrily.

Bana kızgınca baktı.

He looked at her angrily.

O, kızgın bir şekilde ona baktı.

He looked at him angrily.

O ona öfkeyle baktı.

He shut the door angrily.

O, öfkeyle kapıyı kapattı.

Tom clenched his fists angrily.

Tom yumruklarını öfkeyle sıktı.

Tom angrily shoved Mary away.

Tom öfkeyle Mary'yi itti.

Tom angrily pushed Mary away.

Tom Mary'yi öfkeyle itti.

Tom angrily closed the door.

Tom öfkeyle kapıyı kapattı.

Tom angrily stared at Mary.

Tom kızgın şekilde Mary'ye baktı.

Tom angrily slammed the door.

Tom öfkeyle kapıyı çarptı.

Tom stared angrily at Mary.

Tom, Mary'ye öfkeyle baktı.

Mary stomped her foot angrily.

Mary kızgın bir şekilde ayağını yere vurdu.

She looked at him angrily.

O, ona öfkeyle baktı.

He angrily closed the door.

Kapıyı sinirli bir şekilde kapattı.

He angrily slammed the door.

O, öfkeyle kapıyı çarptı.

He angrily rattled the locked door.

- Sinirle kapıyı tıklattı.
- Öfkeyle kilitli kapıyı zorladı.

Tom angrily rattled the locked door.

- Tom sinirle kapıyı tıklattı.
- Tom öfkeyle kilitli kapıyı zorladı.

Tom angrily tore up Mary's letter.

Tom öfkeyle Mary'nin mektubunu yırttı.

Tom reacted angrily to the sentence.

- Tom cümleye kızgınca tepki gösterdi.
- Tom hükme öfkeyle tepki gösterdi.

Tom angrily walked out of the room.

Tom öfkeyle odadan ayrıldı.

The actress tore up her contract angrily.

Aktris sözleşmesini öfkeyle yırttı.

Tom and Mary stared at each other angrily.

Tom ve Mary öfkeyle birbirlerine baktılar.

He angrily tore up the letter from her.

Ondan gelen mektubu öfkeyle yırttı.

He shouted angrily, "Hey! You contaminated my water!"

Kızgınlıkla "Hey, suyumu kirlettiniz!" diye bağırdı.

Tom angrily tore up the letter from Mary.

Tom, Mary'den gelen mektubu öfkeyle yırttı.

Sami angrily denied he was in Layla's apartment that night.

Sami o gece Leyla'nın dairesinde olduğunu kızgın bir şekilde yalanladı.

"Just now, you were looking. You Peeping Tom," she said angrily.

O, "Şu anda bakıyorsun. Sen röntgenliyorsun Tom" dedi kızgınlıkla.

At Krasny, when the rearguard got cut-off from the rest of the army, Ney angrily rejected

Krasny'de, arka muhafız ordunun geri kalanından koptuğunda, Ney öfkeyle teslim olma çağrılarını reddetti