Examples of using "Angrily" in a sentence and their turkish translations:
O öfkeyle telefonu kapadı.
Tom öfkeyle tepki gösterdi.
Tom, Mary'ye öfkeyle baktı.
Öfkeyle telefonu kapadı.
Tüketici grupları öfkeyle tepki gösterdiler.
O kızgın şekilde "beni yalnız bırak" dedi.
Bana kızgınca baktı.
O, kızgın bir şekilde ona baktı.
O ona öfkeyle baktı.
O, öfkeyle kapıyı kapattı.
Tom yumruklarını öfkeyle sıktı.
Tom öfkeyle Mary'yi itti.
Tom Mary'yi öfkeyle itti.
Tom öfkeyle kapıyı kapattı.
Tom kızgın şekilde Mary'ye baktı.
Tom öfkeyle kapıyı çarptı.
Tom, Mary'ye öfkeyle baktı.
Mary kızgın bir şekilde ayağını yere vurdu.
O, ona öfkeyle baktı.
Kapıyı sinirli bir şekilde kapattı.
O, öfkeyle kapıyı çarptı.
- Sinirle kapıyı tıklattı.
- Öfkeyle kilitli kapıyı zorladı.
- Tom sinirle kapıyı tıklattı.
- Tom öfkeyle kilitli kapıyı zorladı.
Tom öfkeyle Mary'nin mektubunu yırttı.
- Tom cümleye kızgınca tepki gösterdi.
- Tom hükme öfkeyle tepki gösterdi.
Tom öfkeyle odadan ayrıldı.
Aktris sözleşmesini öfkeyle yırttı.
Tom ve Mary öfkeyle birbirlerine baktılar.
Ondan gelen mektubu öfkeyle yırttı.
Kızgınlıkla "Hey, suyumu kirlettiniz!" diye bağırdı.
Tom, Mary'den gelen mektubu öfkeyle yırttı.
Sami o gece Leyla'nın dairesinde olduğunu kızgın bir şekilde yalanladı.
O, "Şu anda bakıyorsun. Sen röntgenliyorsun Tom" dedi kızgınlıkla.
Krasny'de, arka muhafız ordunun geri kalanından koptuğunda, Ney öfkeyle teslim olma çağrılarını reddetti