Translation of "Rang" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Rang" in a sentence and their turkish translations:

- The telephone rang.
- The phone rang.

Telefon çaldı.

It rang.

O çaldı.

It rang loudly.

O yüksek sesle çaldı.

Tom's cellphone rang.

Tom'un cep telefonu çaldı.

The telephone rang.

Telefon çaldı.

Tom's doorbell rang.

Tom'un kapı zili çaldı.

Tom's phone rang.

Tom'un telefonu çaldı.

The bell rang.

Zil çaldı.

My phone rang.

Telefonum çaldı.

The alarm rang.

Alarm çaldı.

Sami's phone rang.

Sami'nin telefonu çaldı.

Tom rang the doorbell.

Tom kapı zilini çaldı.

He rang the doorbell.

O, kapı zilini çaldı.

The telephone rang repeatedly.

Telefon defalarca çaldı.

Someone rang the doorbell.

Birisi kapı zilini çaldı.

The telephone rang again.

Telefon tekrar çaldı.

A shot rang out.

Bir silah atışı çınladı.

I rang the bell.

Zili çaldım.

I rang the doorbell.

Kapı zilini çaldım.

Tom rang the bell.

Tom zili çaldı.

The phone rang again.

Telefon tekrar çaldı.

Who rang the bell?

Kim zili çaldı?

Master rang the bell.

Öğretmen zili çaldı.

Finally, the bell rang.

Nihayet zil çaldı.

My phone rang again.

Telefonum tekrar çaldı.

Suddenly the telephone rang.

Aniden telefon çaldı.

She rang off angrily.

Öfkeyle telefonu kapadı.

The doorbell just rang.

Az önce kapı zili çaldı.

The bell rang again.

- Zil yine çaldı.
- Çan yine çaldı.

Sami's phone rang again.

- Sami'nin telefonu tekrar çaldı.
- Sami'nin telefonu yine çaldı.
- Sami'nin telefonu bir daha çaldı.

Yanni rang the bell.

Yanni zili çaldı.

- Just then the phone rang.
- At that moment the phone rang.

O anda telefon çaldı.

Just then, the telephone rang.

Tam o sırada, telefon çaldı.

The telephone rang several times.

Telefon birçok kez çaldı.

Tom rang the bell again.

Tom zili tekrar çaldı.

Just then the phone rang.

Tam o anda telefon çaldı.

Her cellphone rang during class.

Ders süresince telefonu çaldı.

- The telephone rang a few minutes later.
- Several minutes later, the telephone rang.

Birkaç dakika sonra telefon çaldı.

- A few minutes later the telephone rang.
- The telephone rang a few minutes later.

Birkaç dakika sonra telefon çaldı.

The doorbell rang during the meal.

Yemek sırasında kapı zili çaldı.

Tom rang one of the bells.

Tom zillerden birini çaldı.

I rang the bell and waited.

Zili çaldım ve bekledim.

Tom arrived after the bell rang.

Tom zil çaldıktan sonra geldi.

I rang the bell six times.

Zili altı kez çaldım.

He persistently rang my house's doorbell.

O ısrarla evimin kapı zilini çaldı.

He arrived after the bell rang.

O, zil çaldıktan sonra geldi.

Someone rang you ten minutes ago.

On dakika önce biri seni aradı.

I rang the bell several times.

Zili birkaç kez çaldım.

- I was watching TV when the telephone rang.
- I was watching television when the telephone rang.
- I was watching TV when the phone rang.

Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.

The name rang a bell in me.

Ad bana bir çan çaldı.

Your cell phone rang a minute ago.

Bir dakika önce cep telefonun çaldı.

The telephone rang while I was reading.

Ben okuyorken telefon çaldı.

Tom's cellphone rang and he answered it.

Tom'un cep telefonu çaldı ve o, onu yanıtladı.

The phone rang and Tom answered it.

Telefon çaldı ve Tom onu yanıtladı.

The phone rang, but nobody answered it.

Telefon çaldı, ama kimse onu yanıtlamadı.

The telephone rang, but no one answered.

Telefon çaldı ama kimse cevap vermedi.

Tom rang Mary with some great news.

Tom harika bir haberle Mary'yi telefonla aradı.

The alarm rang and everyone rushed out.

Alarm çaldı ve herkes dışarı fırladı.

Tom was sleeping when the doorbell rang.

Kapı zili çaldığında Tom uyuyordu.

I woke up when the phone rang.

Telefon çalınca uyandım.

Where were you when the doorbell rang?

Kapı zili çaldığında neredeydin?

The phone rang, but I didn't answer.

Telefon çaldı ama yanıt vermedim.

Tom was asleep when the doorbell rang.

Tom zil çaldığında uyuyordu.

While I was reading, the phone rang.

Ben okurken telefon çaldı.

Someone rang the doorbell, it's the maid.

Birisi kapı zilini çaldı, hizmetçi.

Tom's phone rang, but he ignored it.

Tom'un telefonu çaldı ama o aldırmadı.

Tom woke up when the telephone rang.

Telefon çaldığında Tom uyandı.

The phone rang for a long time.

Telefon uzun zaman çaldı.

- I was taking a bath when the telephone rang.
- I was having a bath when the telephone rang.
- I was in the bath when the phone rang.

Telefon çaldığında banyo yapıyordum.

- I was taking a bath when the telephone rang.
- I was having a bath when the telephone rang.

Telefon çaldığında banyo yapıyordum.

My phone rang before I saw this comment

Ben bu yorumu görmeden önce telefonum çaldı

The bell rang and the train moved off.

Zil çaldı ve tren hareket etti.

We were watching TV when the bell rang.

Zil çaldığında TV izliyorduk.

I was watching TV when the telephone rang.

Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.

- The door bell has rung.
- The doorbell rang.

- Kapı çaldı.
- Kapı zili çaldı.

- She rang off angrily.
- She hung up angrily.

O öfkeyle telefonu kapadı.

As I was having lunch, the phone rang.

Öğle yemeği yerken, telefon çaldı.

Tom rang the doorbell a couple more times.

Tom kapı zilini birkaç kez daha çaldı.

Tom rang the doorbell a couple of times.

Tom kapı zilini birkaç kez çaldı.

The phone rang when I was having lunch.

Ben öğle yemeği yerken telefon çaldı.

I was watching television when the telephone rang.

Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.

When I pressed the button, the bell rang.

Butona bastığımda zil çaldı.

Tom was sleeping when Mary rang the doorbell.

Mary kapı zilini çaldığında Tom uyuyordu.

I was eating lunch when the phone rang.

Telefon çaldığında öğle yemeği yiyordum.

Tom was fast asleep when the telephone rang.

Tom telefon çaldığında derin uykudaydı.

At last, the bells of victory rang out.

Sonunda zafer çanları çaldı.

The telephone rang while I was having supper.

Ben akşam yemeği yerken telefon çaldı.

I was still eating when the doorbell rang.

Kapı çaldığında hâlâ yemek yiyordum.