Translation of "Alone" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Alone" in a sentence and their turkish translations:

- Tom's alone.
- Tom is alone.

Tom yalnız.

- They're alone.
- They are alone.

Yalnızlar.

- She is alone.
- She's alone.

O yalnızdır.

- We're not alone.
- We aren't alone.
- We are not alone.

Biz yalnız değiliz.

- Leave her alone.
- Leave her alone!

Onu yalnız bırakın.

- Leave that alone.
- Leave that alone!

Onu yalnız bırak.

- You're not alone.
- You aren't alone.

Yalnız değilsin.

- Leave me alone!
- Leave me alone.

Beni yalnız bırak!

- Let me alone.
- Let me alone!

Beni yalnız bırak.

- I'm travelling alone.
- I'm traveling alone.

Ben yalnız seyahat ediyorum.

- I'm alone now.
- I'm now alone.

Şimdi yalnızım.

- We're here alone.
- We're alone here.

Burada yalnızız.

- Leave it alone!
- Leave it alone.

Onu yalnız bırak.

- Leave him alone.
- Leave him alone!

Onu yalnız bırak.

- He is alone.
- She is alone.

O yalnızdır.

Eating alone is like dying alone.

Tek başına yemek yemek, tek başına ölmek gibidir.

We're alone.

Evrende yalnızız.

We're alone.

Yalnızız.

I'm alone.

Yalnızım.

Come alone.

Yalnız gel.

- We're all alone.
- We are all alone.

Hepimiz yalnızız.

- Tom wasn't alone.
- Tom was not alone.

Tom yalnız değildi.

- Tom ate alone.
- Tom was eating alone.

Tom yalnız yiyordu.

- I am still alone.
- I'm still alone.

Hâlâ yalnızım.

- Please leave me alone.
- Leave me alone, please.
- Please leave me alone!

Lütfen beni yalnız bırak.

- Let my things alone.
- Leave my stuff alone.

Benim şeylerime dokunma.

- Let my things alone.
- Leave my things alone.

Eşyalarıma dokunmayın.

- Leave my family alone.
- Leave my family alone!

Ailemi yalnız bırak.

- Don't leave me alone!
- Don't leave me alone.

- Beni yalnız bırakma.
- Beni yalnız bırakmayın.

- Tom is all alone.
- Tom is completely alone.

Tom tamamen yalnız.

- You were never alone.
- They were never alone.

Asla yalnız değildin.

- Please leave us alone.
- Please leave us alone!

Lütfen bizi yalnız bırak.

- You're not alone, Tom.
- You aren't alone, Tom.

Yalnız değilsin, Tom.

- Please leave Tom alone.
- Leave Tom alone, please.

Lütfen Tom'u yalnız bırak.

- You're not alone anymore.
- You aren't alone anymore.

Artık yalnız değilsin.

Leave me alone and I'll leave you alone.

Beni yalnız bırak ve ben seni yalnız bırakacağım.

Leave us alone and we'll leave you alone.

Bizi yalnız bırak ve biz seni yalnız bırakırız.

Leave them alone, and they'll leave you alone.

Onları yalnız bırakın, onlar sizi yalnız bırakacaklardır.

- Tom may be alone.
- Tom might be alone.

Tom yalnız olabilir.

- I'll be alone.
- I'm going to be alone.

Yalnız olacağım.

- I will speak to her alone.
- I will speak to him alone.
- I'll talk to him alone.
- I'll talk to her alone.
- I'll speak to him alone.
- I'll speak to her alone.
- I'll speak with him alone.

Onunla yalnız konuşacağım.

I was alone.

Yapayalnızdım.

She's not alone.

Yalnız da değil.

She works alone.

Yalnız çalışır.

He is alone.

O yalnızdır.

I walked alone.

Tek başıma yürüdüm.

Are you alone?

Yalnız mısın?

She came alone.

O tek başına geldi.

Tom ate alone.

Tom yalnız başına yemek yedi.

Tom walked alone.

Tom yalnız başına yürüdü.

He stayed alone.

O yalnız kaldı.

Leave us alone.

Bizi yalnız bırak.

Tom died alone.

Tom yalnız öldü.

Was Tom alone?

Tom yalnız mıydı?

You're not alone.

Yalnız değilsin.

I'll come alone.

Yalnız geleceğim.

He was alone.

O yalnızdı.

Tim isn’t alone.

Tim yalnız değil.

We're alone here.

Burada yalnızız.

I'm all alone.

Tamamen yalnızım.

Tom came alone.

Tom yalnız geldi.

Leave them alone.

Onları yalnız bırak.

She's traveling alone.

O yalnız seyahat ediyor.

Tom lived alone.

Tom yalnız yaşıyordu.

I'm not alone.

Yalnız değilim.

I wasn't alone.

Yalnız değildim.

Were you alone?

Yalnız mıydın?

Tom isn't alone.

Tom yalnız değildir.

They aren't alone.

Onlar yalnız değiller.

They're now alone.

Onlar şimdi yalnız.

We're going alone.

Yalnız gidiyoruz.

They're there alone.

Onlara orada yalnızlar.

You are alone.

Tek başınasın.

You're all alone.

Hepiniz yalnızsınız.

Tom acted alone.

Tom tek başına hareket etti.

Tom sat alone.

Tom yalnız oturdu.

Tom stood alone.

Tom yalnız durdu.

Tom was alone.

Tom yalnızdı.

Tom works alone.

Tom yalnız çalışır.

We're now alone.

Şimdi yalnızız.

We're quite alone.

Oldukça yalnızız.