Examples of using "Ain't" in a sentence and their turkish translations:
Öyle olmadığını söyle.
bir işe yaramıyor.
O sevimli değil mi?
O sevimli değil mi?
O Amerika değil mi?
Hiçbir şey söylemiyordum.
- Her şey bitmiş sayılmaz.
- Son sözümü söylemedim.
- Henüz her şey bitmedi.
- Daha bir şey görmedin ki.
- Henüz bir şey görmedin.
- Sen daha ne gördün ki?
Henüz bir şey görmediniz!
Henüz hiçbir şey görmediniz.
giyen birini gördünüz mü?
Sevimli değil mi?
Henüz hiç çocuğum yok.
O eskisi gibi değil, biliyorsun.
Üçte iki kötü değil.
Kimsenin bunun için zamanımız yok mu?
Ne olursa olsun sana yardım etmiyorum.
İnan bana, o özür işe yaramayacak.
Ben dönek değilim.
- O benim tarzım değil.
- O benim stilim değil.
Onun söyleyebileceği şey hakkında endişeli değilim.
- Son sözümü söylemedim.
- Henüz her şey bitmiş sayılmaz.
Ücretsiz öğle yemeği olarak böyle bir şey yok.
Şişman kadın şarkı söyleyene kadar opera bitmedi.
Hayat dikensiz gül bahçesi değildir.
Hayat kolay değil.
"Süperdin Tom." "Bu gördüklerin daha hiçbir şey."
Bozuk değilse tamir etme.
Bütün gün bekleyemem.
Bu kasaba ikimize yetecek kadar büyük değil.
Burada yaşayan şey artık burada kalmayacaktır.
Öyle olmadığını söyle.
Böyle tünellerde ilerlerken kaybolmak hiç eğlenceli değildir.
Bu olmayacak.
Bu normal değil.
- Sanıldığı kadar iyi değil.
- Söylenildiği kadar iyi değil.
Hayat kolay değil.
Dünya ile ilgili sorun insanların çok az bilmesi değil fakat öyle olmayan çok şey bilmeleridir.
Boru değil bu.
Ne olursa olsun, hiç kimseye bunun hakkında bir şey anlatmayacağım.
Henüz bitmedi.