Translation of "Saying" in Turkish

0.065 sec.

Examples of using "Saying" in a sentence and their turkish translations:

- Stop saying that!
- Stop saying that.

Böyle söylemeyi bırak!

- You were saying...?
- You were saying?

Söylüyor muydun?

- What're you saying?
- What are you saying?

Ne diyorsun?

- What are you saying?
- What is she saying?
- What is he saying?

O ne diyor?

Saying 'B' today

bugün 'B' deyiveriyor

He was saying

laf söylüyordu

Saying countless coins?

çatır çatır paraları saysak diyen?

Everyone's saying it.

Onu herkes söylüyor.

I'm just saying!

- Sadece diyorum!
- Ben sadece söylüyorum!

I'm saying no.

Hayır diyorum.

I'm saying nothing.

Bir şey söylemiyorum.

What's Tom saying?

Tom ne söylüyor?

Stop saying that!

Böyle söylemeyi bırak!

- Will you stop saying that?
- Could you stop saying that?

Bunu söylemeyi keser misin?

I ain't saying nothing.

Hiçbir şey söylemiyordum.

Without even saying goodbye."

bir hoşçakal bile demedim." dedi.

That goes without saying.

Söylemeye gerek yok.

I like this saying.

Bu deyişi seviyorum.

What is he saying?

- O ne diyor?
- Ne söylüyor?

What was I saying?

Ne diyordum?

Sorry, you were saying?

Affedersin, ne diyordun?

What were you saying?

Ne diyordun?

I regret saying that.

Bunu söylediğime pişmanım.

That's all I'm saying.

Bütün söyleyeceğim bu.

That's what I'm saying.

Söylediğim şey bu.

So what're you saying?

Yani ne diyorsun?

What were they saying?

Ne diyorlardı?

I'm not saying anything.

Ben hiçbir şey söylemiyorum.

I remember saying that.

Onu söylediğimi hatırlıyorum.

I wasn't saying that.

Ben onu söylemiyordum.

I regret saying this.

Bunu söylediğime pişmanım.

Please stop saying that.

Lütfen onu söylemeyi bırak.

That's what everyone's saying.

Herkesin söylediği budur.

Tom denied saying that.

Tom bunu söylediğini inkâr etti.

What are people saying?

İnsanlar ne söylüyorlar?

What are they saying?

Ne konuşuyorlar?

Tom is saying something.

Tom bir şey söylüyor.

Tom isn't saying anything.

Tom hiçbir şey söylemiyor.

What're you saying, Tom?

Ne söylüyorsun, Tom?

Tom isn't saying why.

Tom nedenini söylemiyor.

What was Tom saying?

Tom ne diyordu?

Are you saying no?

Hayır mı diyorsun?

What are you saying?!

Ne söylüyorsun?!

I'm not saying that.

Onu söylemiyorum.

Is the dog saying,

Köpek acaba,

What's your favorite saying?

En sevdiğin özdeyiş nedir?

I'm not saying why.

Nedenini söylemiyorum.

That's my favorite saying.

- Bu benim en sevdiğim söz.
- O benim en sevdiğim deyiş.

Sami wasn't saying anything.

Sami hiçbir şey söylemiyordu.

Sami kept saying this.

Sami bunu söylemeye devam etti.

What are you saying?

Ne diyorsunuz?

- Are you saying that that's wrong?
- Are you saying that's wrong?

Onun yanlış olduğunu mu söylüyorsun?

- I'm not just saying that.
- I am not just saying that.

Ben sadece onu söylemiyorum.

- Don't go off without saying good-by.
- Don't leave without saying goodbye.

Vedalaşmadan gitme.

Just saying, nice side benefit.

Benden söylemesi, bu iyi bir yan etki.

Their body language is saying,

Beden dilleri şöyle diyor:

We all know the saying,

Hepimiz şu deyişi biliyoruz:

Anyway we were saying chest

Neyse sandık diyorduk

He insists on saying 'A'

'A' demekte diretiyor

He reminds us by saying

diyerek bize hatırlatmalarda bulunuyor

Pardon me for saying so.

Öyle söylediğim için beni affet.

I understand what she's saying.

Onun dediğini anlıyorum.

She left without saying goodbye.

- O veda etmeden gitti.
- O veda etmeden ayrıldı.
- O veda etmeden terk etti.

This saying suddenly became popular.

Bu atasözü aniden popüler oldu.

Your body is saying yes.

Senin vücudun evet diyor.

Are you not saying anything?

Herhangi bir şey söylemiyor musunuz?

He left without saying anything.

Herhangi bir şey söylemeden gitti.

You know what I'm saying?

Ne söylediğimi biliyor musun?

That's not what I'm saying.

Söylediğim bu değil.

We were just saying goodbye.

Biz sadece vedalaşıyorduk.

You're not saying very much.

Çok fazla söylemiyorsun.

Are you saying that's true?

Onun doğru olduğunu mu söylüyorsun?

Tom left without saying anything.

Tom bir şey söylemeden ayrıldı.

That's exactly what I'm saying.

Şu an dediğim de tam olarak bu!

Tom nodded without saying anything.

Tom bir şey söylemeden başı ile onayladı.

Tom didn't regret saying no.

Tom hayır demekten pişman olmadı.

What I'm saying is true.

Söylediğim doğrudur.

Why aren't you saying anything?

Neden bir şey söylemiyorsun?

I don't recall saying that.

- Böyle söylediğimi hatırlamıyorum.
- Öyle dediğimi anımsamıyorum.

I know what I'm saying.

Ne söylediğimi biliyorum.

I know what you're saying.

Ne söylediğini biliyorum.

I'm just saying it's complicated.

Sadece bunun karmaşık olduğunu söylüyorum.

I'm not saying it's impossible.

İmkansız olduğunu söylemiyorum.

I'm just saying it's possible.

Sadece bunun mümkün olduğunu söylüyorum.

I'm not saying anything else.

Başka bir şey söylemiyorum.

Would you stop saying that?

Onu söylemeyi keser misin?

I'm saying I'm not sure.

Emin olmadığımı söylüyorum.

Tom keeps saying he's innocent.

Tom masum olduğunu söylemeye devam etti.

No one is saying that.

Hiç kimse onu söylemiyor.

What you're saying is true.

Ne diyorsun doğrudur.

This saying became popular overnight.

Bu atasözü bir gecede popüler oldu.

Finish what you were saying.

Söylediklerini bitir.

I mean what I'm saying.

Ben ciddiyim.