Translation of "Westen" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Westen" in a sentence and their turkish translations:

Waar is het westen?

Peki batı ne tarafta?

- Tom ging naar het westen.
- Tom is naar het westen gegaan.

Tom batıya gitti.

Ontwikkelde het Westen het krachtig,

Batı mantık yürütmeyi güçlü bir şekilde geliştirdi

Heeft het Westen alles verloren?

Batı her şeyi kaybetti mi?

Waar is dus het westen?

Peki batı ne tarafta?

We gaan naar het westen.

Batıya gidiyoruz.

De wind waait uit het westen.

Rüzgar batıdan esiyor.

Het eiland ligt ten westen van Japan.

- Ada Japonya'nın batısında yer alır.
- Ada Japonya'nın batısına doğru uzanır.

- Hij is bewusteloos.
- Hij is buiten westen.

O kendinde değil.

Nu was redeneren niet uitgevonden door het Westen.

Akıl yürütme Batı tarafından icat edilmedi.

Dus je denkt dat het westen daar is...

Yani batının şu tarafta, kanyon yarığının arkasında

- Ze gingen naar het westen.
- Ze gingen westwaarts.

Onlar batıya yöneldiler.

Omdat het Westen werd afgeleid door twee grote evenementen.

iki önemli olaydan ötürü Batı'nın dikkatinin dağılması.

Die stad kan je ten westen van Londen vinden.

Şehir Londra'nın batısında bulunmaktadır.

De toren helde een beetje over naar het westen.

Kule batıya doğru hafifçe eğildi.

In het noorden ligt Schotland, in het zuiden Engeland, in het westen Wales, en nog verder naar het westen Noord-Ierland.

Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.

Toen ik invloog zag ik een bergrug in het westen...

Aşağı doğru uçarken batıda sıradağlar gördüm.

We moeten naar 't westen om het wrak te vinden.

Enkazı bulabilmek için batıya gitmemiz gerekiyor.

Het Embarradorp dat we zoeken... ...ligt 40 km naar het westen...

Aradığımız Embarra Köyü 43 kilometre batıda,

Machiavelli is een figuur die in het Westen vaak bespot wordt,

Machiavelli, Batı'da genellikle alay edilen bir kişilik,

Von Hindenburg en Ludendorff, nemen het commando over in het westen.

von Hindenburg ve Ludendorff, emri al batıda.

In plaats ervan koos het Westen ervoor om in slaap te vallen.

Bunun yerine Batı uyumayı seçti.

En het Westen vergat bij te sturen en zich aan te passen.

ve Batı değişmedi ve uyum sağlayamadı.

Culturen uit het Oosten en het Westen ontmoeten elkaar in dit land.

Doğunun ve batının kültürü bu ülkede buluşur.

De zon komt op in het oosten en gaat onder in het westen.

Güneş doğudan doğar ve batıdan batar.

Ze is maar zes km naar het Westen... ...maar dit is geen simpele wandeling.

Yalnızca altı kilometre batıda ama bu bizim için kolay olmayacak.

Laten we dat wrak vinden. We vliegen richting het westen over zeer ruig terrein.

Hadi gidip enkazı bulalım. Batıya, dünyanın en zorlu arazilerinden birinin üzerinden uçuyoruz.

Door de wind zijn we zo'n 6 km ten westen van het wrak uitgekomen.

Rüzgâr sayesinde, enkazın altı kilometre batısına savrulduk.

Wat bedoel ik als ik zeg dat het Westen ervoor koos om te gaan slapen?

Batı uyumayı seçti derken ne demek istiyorum?

De Berlijnse Muur werd gebouwd om te voorkomen dat Oost-Duitsers naar het Westen zouden vluchten.

Berlin duvarı Doğudaki Almanların Batıya kaçmasını engellemek için inşa edilmiştir.

Maar laat je niet ontmoedigen. De wildernis is verraderlijk. Nu dat we weten waar het westen ligt...

Ama bunun sizi yıldırmasın. Vahşi doğa şaşırtıcıdır. Artık hangi yönün batı olduğunu biliyoruz,