Examples of using "Rug" in a sentence and their turkish translations:
Sırtınızı dik tutun.
Kediler sırtlarını kabartırlar.
Onun sırtına masaj yaptı.
Onun sırtına masaj yaptı.
Sırtım serttir.
Tom, Mary'yi sırtında taşıdı.
Sırtınızı açın.
Tom sırtüstü uzandı.
Tom'un sırtı ağrıyor.
O sırt üstü yatıyordu.
Tom sırt üstü uzanıyor.
Sırt üstü uzanıyordum.
Hadi oradan!
Birisi sırtıma vurdu.
- Sırtım hâlâ acıyor.
- Sırtım hala ağrıyor.
Tom'un arkasında saklı bir şeyi var.
O sırtüstü uzandı.
O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.
O, sırtında bir çanta taşır.
Yaşlının sırtı ağrıyordu.
Sırtım ağrıyor.
O, onu sırtından bıçakladı.
Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?
Biz iflasın eşiğindeyiz.
Bunlardan biri bana arkadan vurdu.
Tom, sırtında bir bıçakla öldü.
Bunun uyarısı da sırtlarındaki canlı renk.
O bana sırtını döndü.
Şuna bakın. Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?
- Bilirsin, ekmek aslanın ağzında.
- Bilirsin, para kolay kazanılmıyor.
- İyi para kazandığımı düşünüyor musunuz?
- Sizce iyi para kazanıyor muyum?
Bu işi bitirmeye hazırım.
Sırtımdaki ağrıyla yaşamayı öğrendim.
Arkamdan benim hakkımda konuşan insanları sevmem.
Herkes benim arkamdan benim hakkımda konuşuyor gibi hissediyorum.
Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.
Eğer su tabancası istiyorsan sadece para biriktirmek ve onu kendin almak zorunda kalacaksın. Senin için sürekli oyuncaklar alamam. Verecek param yok.