Translation of "Rug" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Rug" in a sentence and their turkish translations:

Recht je rug!

Sırtınızı dik tutun.

Katten krommen hun rug.

Kediler sırtlarını kabartırlar.

Hij masseerde haar rug.

Onun sırtına masaj yaptı.

Ze masseerde zijn rug.

Onun sırtına masaj yaptı.

Mijn rug is stijf.

Sırtım serttir.

- Tom droeg Mary op zijn rug.
- Tom droeg Mary op z'n rug.

Tom, Mary'yi sırtında taşıdı.

Ga op je rug liggen.

Sırtınızı açın.

Tom lag op zijn rug.

Tom sırtüstü uzandı.

Tom heeft een zere rug.

Tom'un sırtı ağrıyor.

Hij lag op zijn rug.

O sırt üstü yatıyordu.

Tom ligt op zijn rug.

Tom sırt üstü uzanıyor.

Ik lag op mijn rug.

Sırt üstü uzanıyordum.

- Rot op!
- Je kunt me de rug op!
- U kunt me de rug op!
- Jullie kunnen me de rug op!

Hadi oradan!

Iemand sloeg me op mijn rug.

Birisi sırtıma vurdu.

Mijn rug doet nog steeds pijn.

- Sırtım hâlâ acıyor.
- Sırtım hala ağrıyor.

Tom verstopt iets achter zijn rug.

Tom'un arkasında saklı bir şeyi var.

Hij ging op zijn rug liggen.

O sırtüstü uzandı.

Ze draagt een rugzak op haar rug.

O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.

Hij draagt een tas op zijn rug.

O, sırtında bir çanta taşır.

De bejaarde had pijn aan de rug.

Yaşlının sırtı ağrıyordu.

- Ik heb rugpijn.
- Mijn rug doet pijn.

Sırtım ağrıyor.

Ze heeft hem in de rug gestoken.

O, onu sırtından bıçakladı.

Zie je die kleine gifbuidel op zijn rug?

Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?

We staan met de rug tegen de muur.

Biz iflasın eşiğindeyiz.

Eén van hen sloeg me op de rug.

Bunlardan biri bana arkadan vurdu.

Tom stierf met een mes in zijn rug.

Tom, sırtında bir bıçakla öldü.

Die heldere kleur op hun rug is een waarschuwing.

Bunun uyarısı da sırtlarındaki canlı renk.

Zij staat met haar rug naar mij toe gekeerd.

O bana sırtını döndü.

Kijk eens. Zie je die kleine gifbuidel op zijn rug?

Şuna bakın. Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?

Het geld groeit me niet op de rug, weet je.

- Bilirsin, ekmek aslanın ağzında.
- Bilirsin, para kolay kazanılmıyor.

Denk je dat het geld mij op de rug groeit?

- İyi para kazandığımı düşünüyor musunuz?
- Sizce iyi para kazanıyor muyum?

Ik ben klaar om dit achter de rug te hebben.

Bu işi bitirmeye hazırım.

Ik heb geleerd met de pijn in mijn rug te leven.

Sırtımdaki ağrıyla yaşamayı öğrendim.

Ik hou niet van mensen die achter mijn rug over me kletsen.

Arkamdan benim hakkımda konuşan insanları sevmem.

Ik voel me alsof iedereen achter mijn rug om over mij praat.

Herkes benim arkamdan benim hakkımda konuşuyor gibi hissediyorum.

Ze is erin geslaagd op de minst gevaarlijke plek te gaan zitten. Op de rug van de haai.

Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.

Als je dat waterpistool wilt hebben, moet je er zelf maar voor sparen. Ik kan geen speelgoed voor je blijven kopen. Het geld groeit niet op m'n rug.

Eğer su tabancası istiyorsan sadece para biriktirmek ve onu kendin almak zorunda kalacaksın. Senin için sürekli oyuncaklar alamam. Verecek param yok.