Examples of using "Rende" in a sentence and their turkish translations:
O koştu.
Tom koştu.
Bir köpek koşuyordu.
Niçin koştun?
Sonunda telefon kulübesini görünceye kadar koşmaya devam etti.
Hırsız kaçtı.
Tom aşağıya koştu.
Siyah köpek koştu.
Koştum.
Tom hayatını kurtarmak için koştu.
Ben annemin yanına koştum.
O, ona erişti.
O, can havliyle koştu.
Tom yukarı koştu.
O, sınıfa koştu.
Ayı beni kovaladı.
Koşuyordu ve yardım istiyordu.
O en hızlı koştu.
Bir kedi caddeyi koşarak geçti.
Çocuk annesine koştu.
Tom kaçtı.
Mary koştu.
O, mümkün olabildiğince hızlı koştu.
Tom treni yakalamak için koştu.
Köpek kediyi kovaladı.
- Kedi, bir farenin peşinden koştu.
- Bir kedi bir fareyi kovaladı.
Tom elinden geldiği kadar hızlı koştu.
Çocuk kaçtı.
Oraya zamanında varmak için koştu.
Yakalanmamak için kaçtı.
Tom sahilde çıplak ayakla koştu.
Eve koştum.
Mary koştu.
- Treni yakalayacak kadar hızlı koşmadı.
- Treni yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.
Tom ofisin dışında koştu.
Sen bahçede koştun.
Mary ağlayarak kaçtı ve yatak odasının kapısını çarptı.
John son treni yakalamak için istasyona koştu.
O ne olduğunu görmek için dışarıya koştu.
Kedi kaçtı.
Elimden geldiği kadar hızlı koştum fakat otobüsü kaçırdım.
Ben aşağıya koştum.
Köpek kediyi kovaladı.
- Mümkün olduğunca hızlı koştum, ama son trene yetişemedim.
- Koşabildiğim kadar hızlı koştum, ama son trene zamanında yetişemedim.
Kate babamın restoranına doğru koştu.
Dışarıya koştum.
muhtemelen insanların ona kötü davranmasına, ateş etmelerine şaşırdı, o yüzden hemen kaçmadı.