Translation of "Zwarte" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Zwarte" in a sentence and their turkish translations:

- Houdt ge van zwarte katten?
- Hou je van zwarte katten?

- Kara kedileri sever misin?
- Siyah kedileri sever misin?

- De zwarte is van mij.
- Het zwarte is van mij.

Siyah olan benimki.

Tom beoefent zwarte magie.

Tom kara büyü uyguluyor.

De zwarte hond rende.

Siyah köpek koştu.

- Waarom houd je van zwarte koffie?
- Waarom hou je van zwarte koffie?

Neden kahveyi koyu seviyorsun?

Zwarte stoffen absorberen het licht.

Siyah kumaş ışık emer.

Ze droeg een zwarte hoed.

- O, siyah bir şapka giyiyordu.
- Siyah bir şapka takıyordu.

Tom heeft een zwarte fiets.

Tom'un siyah bir bisikleti var.

De zwarte is van mij.

Siyah olan benimki.

Tom draagt een zwarte stropdas.

Tom siyah bir kravat takıyor.

Tom droeg een zwarte spijkerbroek.

Tom siyah kot giydi.

De zwarte kat rent snel.

Siyah kedi hızlı koşar.

Tom heeft een zwarte kat.

Tom'un siyah bir kedisi var.

Tom heeft een zwarte auto.

Tom'un siyah bir arabası var.

Is die zwarte zak van jou?

Bu siyah çanta senin mi?

Ze heeft een kleine zwarte hond.

Onun küçük siyah bir köpeği var.

Zij heeft een kleine zwarte hond.

Onun küçük siyah bir köpeği var.

Tom heeft een zwarte hond, niet?

Tom'un siyah bir köpeği var, değil mi?

Ik wil bruine schoenen, geen zwarte.

Ben kahverengi ayakkabıları istiyorum, siyah olanları değil.

- Heb je het op de zwarte markt gekocht?
- Heeft u het op de zwarte markt gekocht?
- Hebben jullie het op de zwarte markt gekocht?

Bunu karaborsadan mı aldın?

- Ik geloof niet dat zwarte katten pech brengen.
- Ik geloof niet dat zwarte katten ongeluk brengen.

Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.

Met name voor zwarte vrouwen met kanker.

özellikle siyahi kadınlarda kanserde.

Er kwam zwarte rook uit de schoorsteen.

Bacadan siyah duman çıktı.

Tom rijdt in een zwarte auto, toch?

Tom siyah bir araba kullanıyor, değil mi?

Napoleon Bonaparte was bang voor zwarte katten.

Napoleon Bonaparte siyah kedilerden korkardı.

Ik geef de voorkeur aan de zwarte.

Ben siyahı tercih ederim.

Zwarte wolken dreven over de stad heen.

Siyah bulutlar kent üzerinden geçiyordu.

De zwarte hond ziet de witte kat.

Siyah köpek, beyaz kediyi izliyor.

In zwarte en bruine gemeenschappen in de middenklasse,

siyahi ve Latin asıllı orta sınıf topluluklarda

Ik zag een zwarte kat het huis binnenrennen.

Eve doğru koşan siyah bir kedi gördüm.

De zwarte telefoon kost meer dan de witte.

Siyah telefonun beyazdan daha fazla maliyeti var.

Het witte paard is hoger dan het zwarte.

Beyaz at siyah olandan daha uzun.

Hij koopt de tabak op de zwarte markt.

O, karaborsadan tütün satın alır.

Ik hou meer van koffie dan van zwarte thee.

- Kahveyi siyah çaydan daha çok severim.
- Ben kahveyi siyah çaydan daha fazla severim.

Er zit een enorme zwarte weduwe in mijn kamer!

Odamda büyük bir kara dul örümceği var!

Ik heb een witte hond en een zwarte hond.

Benim beyaz bir köpeğim ve siyah bir köpeğim var.

Hij heeft twee katten: een zwarte en een witte.

Onun iki kedisi var biri beyaz biri siyah.

Ik heb een zwarte hond en nog een witte.

Benim bir siyah bir de beyaz köpeğim var.

En bemiddelend tussen de blauwe oceaan en de zwarte eeuwigheid,

ve mavi okyanus ve siyah sonsuzluk arasında bulunur,

Als zwarte man in Amerika sprak me dat wel aan.

Amerikalı bir siyah olarak, bu kafamda çınladı durdu.

Obama is de eerste zwarte president in het Witte Huis.

Obama, Beyaz Saray'daki ilk siyahi başkan.

Ik wil een blauwe, een rode en een zwarte potlood.

Ben bir mavi, bir kırmızı ve bir siyah kurşunkalem istiyorum.

Om niet te hoeven toestaan dat zwarte families er zouden zwemmen.

halka açık havuzu boşaltmaya karar verdiler.

Ze was gekleed in een rood bloesje en een zwarte rok.

O, kırmızı bir bluz ve siyah bir etek giymişti.

Technologie heeft nieuwe vensters geopend in de zwarte doos van onze geest.

Teknoloji, birer kara kutu olan zihinlerimize yeni pencereler açtı.

Die niet graag gestoord wordt. De populatie zwarte neushoorns neemt langzaam toe.

Rahatsız edilmekten hoşlanmıyorlar. Siyah gergedan nüfusu yavaşça artmakta.

De historische bron van de verkettering van zwarte mannen en blanke mannen

siyah ve beyaz erkeklerin şeytanlaştırılma hikayeleri

Vlak voor ze in winterslaap gaan, gaan deze zwarte beren de stad in.

Bu kara ayılar, kış uykusuna yatmadan hemen önce kendilerini şehre atıyor.

Maar de zwarte inkt instrueert je hersens voedsel in de lege ruimte te projecteren.

Ama siyah mürekkep beyninizin boşlukta yiyecek var sanmasını sağlıyor.

Vroeger vond ik zwarte thee altijd lekkerder dan koffie, maar de afgelopen tijd drink ik beide ongeveer evenveel.

Ben siyah çayı kahveye tercih ederdim ama son zamanlarda ikisinden de çok miktarda içiyorum.