Translation of "Beneden" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Beneden" in a sentence and their turkish translations:

- Kom naar beneden!
- Kom naar beneden.
- Kom beneden.

Alt kata gel.

- Kom naar beneden!
- Kom naar beneden.

Aşağıya gel.

- Ze zijn beneden.
- Zij zijn beneden.

Onlar alt kattalar.

Naar beneden?

Aşağıya mı?

- Ik ben naar beneden gerend.
- Ik rende naar beneden.
- Ik liep naar beneden.

Ben aşağıya koştum.

Touw naar beneden.

İpi sarkıtalım.

Ze wonen beneden.

Onlar alt katta yaşıyor.

Kom naar beneden!

Aşağıya gel!

Ik ben beneden.

Ben alt kattayım.

Iedereen naar beneden!

Herkes aşağıya!

Tom is beneden.

Tom alt katta.

- Hij kwam naar beneden.
- Hij is naar beneden gekomen.

O aşağıya geldi.

- Laat ons naar beneden gaan.
- Laten we naar beneden gaan.

Aşağı gidelim.

Beneden in de sleufcanyon.

Kanyon yarığına indik

En naar beneden druppelde.

ve aşağıya doğru aktı.

Meteen weer naar beneden.

...hemen geri daldım.

Ik ga naar beneden...

Aşağı indiğimde,

Tom rende naar beneden.

Tom aşağıya koştu.

Tom keek naar beneden.

Tom aşağıya baktı.

We gaan naar beneden.

Aşağıya gidiyoruz.

Waarom is Tom beneden?

Niçin Tom alt katta?

De keuken is beneden.

Mutfak alt katta.

Tom is beneden, nietwaar?

Tom alt katta, değil mi?

- Kom naar beneden!
- Kom naar beneden.
- Bukken!
- Op de grond!
- Ga liggen!
- Omlaag!
- Neer!
- Kom beneden.
- Kom ervan af!

Yavaşla!

Daar is ze, daar beneden.

Orada, aşağıda! Dana!

Het zuigt je naar beneden.

Sizi resmen içine çekiyor!

Het zuigt me naar beneden.

Tanrım, beni içine çekiyor.

Ik zie een bos beneden.

Altımızda bir orman görebiliyorum.

Dan ben ik sneller beneden.

Bu daha hızlı aşağı inmemi sağlar.

Daar gaat hij naar beneden.

Görünüşe göre aşağıya doğru gidiyor.

Helm op. Touw naar beneden.

Pekâlâ, kaskımızı takalım. İpi sarkıtalım.

Naar beneden de vallei in.

Bu kanyondan aşağı ineceğiz.

Het hotel is daar beneden.

Otel oradadır.

Hij komt zo naar beneden.

Yakında burnu sürtülecek.

Jij hoort beneden te zijn.

Alt katta olman gerekiyor.

Hoi Lewis, kom je naar beneden?

Merhaba Lewis, inecek misin?

Probeer niet naar beneden te kijken.

Aşağı bakmamaya çalışın.

Ik moet beneden zien te komen.

Buradan inmenin bir yolunu bulmalıyım.

Daar is ze, daar beneden. Dana.

Bakın, orada, aşağıda! Dana!

Dat is goed. Dat naar beneden.

Tamam, bu iyi. Şunu indirelim.

Dit wordt onze route naar beneden.

Bu aşağı iniş güzergâhımız olacak.

We gooien het touw naar beneden.

Pekâlâ, halatı çıkartalım.

Je kunt de weg beneden zien.

Bakın, aşağıda bir yol var.

We moeten naar beneden. Kom op.

Tamam, aşağı inmeliyiz. Hadi!

Het is hier beneden veel koeler.

Vay canına, burası çok daha serin.

We hoorden hem naar beneden komen.

- Onun alt kata geldiğini duyduk.
- O aşağıya inerken ayak seslerini duyduk.

Wie woont in de kamer beneden?

Aşağıdaki odada kim yaşıyor?

Pap, kan ik naar beneden komen?

- Baba, aşağıya inebilir miyim?
- Baba, aşağıya gelebilir miyim?

We moeten zorgen dat we beneden komen.

Tamam, onun yanına inmenin bir yolunu bulmalıyız.

Ik wil niet beneden zitten zonder terugweg.

Kendimi geri dönüşü olmadan aşağıda bulmak istemem.

Ik moet een weg naar beneden vinden.

Aşağıya inmenin yolunu bulmalıyım.

We gaan naar beneden, richting het bos.

Pekâlâ, ormana doğru ilerleyeceğiz.

We gaan naar beneden en naar rechts.

Pekâlâ, aşağı ve sağa doğru iniyoruz.

...en probeer dan naar beneden te komen.

aşağı ulaşmanın yolunu arayacağım.

Het is een heel eind naar beneden.

Aşağıya kadar uzun bir yol var.

Hij klom uit de boom naar beneden.

O, ağaçtan indi.

Ik heb hem naar beneden horen komen.

Onun alt kata geldiğini duydum.

Gaan we abseilen met het touw, recht naar beneden? Of proberen we zonder touw naar beneden te klimmen?

Halatla dümdüz bir şekilde mi inelim, halat olmadan serbest şekilde mi aşağı inelim?

Het is ver naar beneden. Daar is ze.

Aşağıya kadar uzun bir mesafe var. İşte orada.

Anders breekt hij en val jij naar beneden.

Çünkü dal aşağı düşer ve siz de yuvarlanırsınız.

Voordat ik ga gooi ik deze naar beneden.

Pekâlâ, başlamadan önce bunu atacağım.

...of hier naar beneden. Laten we even kijken.

ya da buradan. Biraz bakalım.

Maar laten we eerst beneden zien te komen.

Ama önce aşağı inelim. Pekâlâ.

Zoals het water de weg naar beneden vindt,

suyun akacağı güzergahta,

Ze viel naar beneden en brak haar linkerbeen.

Düştü ve sol bacağını kırdı.

We zijn beneden als je ons nodig hebt.

Bize ihtiyacın olursa alt katta olacağız.

Volgens de tracker... ...is Dana nog verder naar beneden.

Evet, bakın. Takip cihazı, Dana'nın... ...hâlâ o tarafta olduğunu gösteriyor.

Ik wil hier niet rondhangen. Ik wil naar beneden.

Burada oyalanmak istemiyorum. Aşağı inmek istiyorum.

Dus we gaan een andere weg naar beneden zoeken.

Tamam, şimdi başka bir iniş yolu bulacağız.

Dus je wilt springen? Het is ver naar beneden.

Atlamak istiyorsunuz! Bu uzun bir mesafe.

Tot nu toe bleef onze reactie ver beneden peil.

Şimdiye kadar, müdahalemiz yeterliliğin yakınından dahi geçmedi.

Gaan we abseilen met 't touw, recht naar beneden?

Halatla dümdüz bir şekilde mi inelim,

Of proberen we zonder touw naar beneden te klimmen?

halat olmadan serbest şekilde mi aşağı inelim?

Het lastige wordt... ...richting houden als we beneden zijn.

Bunun zor olan yanı, aşağıdayken yönümüzü belirlemek olacak.

- Doe je raam omlaag.
- Doe je raam naar beneden.

Pencereni kapa.

Help mij alstublieft om dit naar beneden te krijgen.

Bunu aşağı indirmeme yardım et.

Wanneer we naar beneden keken zagen we veel gebouwen.

Aşağı baktığımızda, birçok bina gördük.

Daar ga ik niet mee vechten. We gaan naar beneden.

Bu girişmeyeceğim bir mücadele. Aşağı ineceğiz.

Dus ik kan dit eten, of... ...even graven, hier beneden.

Bunu yiyebilirim ya da... Yeri kazabilirim. Hemen şurayı.

Als je van de trap afvalt, ben je gauw beneden.

Merdivenlerden düşersen, hızlıca aşağı inersin.

Laat iemand naar beneden komen om me binnen te laten.

Beni içeri almak için biri aşağı gelsin.

Daar gaat hij op af, zie je het karkas daar beneden?

Aradığı şey şurada, leşi görüyorsunuz, değil mi?

...waarna het luipaard naar me toesprong en me naar beneden trok.

ve o anda pars üstüme atladı ve beni yere yıktı.

Het is hier beneden veel groener dan boven op de canyon.

Burası kanyonun üst kısmından çok daha yeşil.

Het is meer dan honderd meter. Ik kan onmogelijk naar beneden.

Onlarca metre olmalı. Buradan aşağı inmeye imkân yok.

We gaan naar beneden en kijken... ...hoe het met de medicijnen is.

Tamam, aşağı inip şu şeylere... Şu ilaçlara bir bakalım.