Examples of using "Onzichtbaar" in a sentence and their turkish translations:
Hava görünmezdir.
Görülebilir olmadığını düşündüğümüz şeyleri gördük.
Ancak bunların çoğu bizlerin görebildiği olaylar değil.
Ancak bunların büyük bölümü çoğunlukla bize görünmezdir.
Maymunların algılamadığı kızılötesi ışık tünedikleri yerleri ortaya çıkarıyor.
Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.
Verecegim sir çok basit: insan ancak yüregiyle baktigi zaman dogruyu görebilir. Gerçegin mayasi gözle görülmez.