Translation of "Onderdeel" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Onderdeel" in a sentence and their turkish translations:

onderdeel van een groeiende, heimelijke miljarden-dollar-industrie.

büyüyen gizli multi milyar dolarlık bir endüstrinin parçası.

Voedsel is een belangrijk onderdeel van elke missie.

Yiyecek her görevin önemli bir parçasıdır.

Onderdeel van overleven is... ...geen onnodige risico's nemen.

Hayatta kalma yollarından biri, gereksiz riskler alınmayacak zamanı bilmektir.

Ze gebruikt me als onderdeel van haar jachtstrategie.

Beni av stratejisinin bir parçası olarak kullandı.

Kijk, dit touw is duidelijk onderdeel van de kouderoute.

Bakın, bu halat soğuk zincir güzergâhının bir parçası olmalı.

Onderdeel van overleven in 't wild is vindingrijk zijn...

Vahşi hayatta kaynaklar bulmalı ve değerlendirmelisiniz.

Hij ziet het als onderdeel van de gift-economie.

hediye ekonomisinin bir parçası olarak görüyor.

Sami gaat dit huis als onderdeel van zijn erfenis opeisen.

Sami bu evi mirasının bir parçası olarak talep edecek.

Sami dacht dat terrorisme een onderdeel was van de islam.

Sami terörizmin İslam'ın bir parçası olduğunu düşünüyordu.

Dus, kikkerdril of speervissen? Voedsel is een belangrijk onderdeel van elke missie.

Kurbağa yumurtası mı, zıpkınla balık avlamak mı? Yiyecek her görevin önemli bir parçasıdır.

Het was allemaal onderdeel van mijn soep maar de uien deden nog steeds pijn.

Hepsi çorbamın bir parçasıydı ama soğanlar hala yakıyordu.

Bitterheid en wraak zijn geen onderdeel van mijn karakter. Het leven is te kort. Men moet geen tijd besteden aan bitterheid en wraak.

Acılık ve intikam benim karakterimin bir parçası değildir. Hayat çok kısa. Bir insanın acılık ve intikam üzerine zaman harcamaması gerekir.