Examples of using "Lage" in a sentence and their turkish translations:
Batarya zayıf.
Tom'un düşük tansiyonu var.
Tom'un pes bir sesi var.
Norveç'in çok düşük bir nüfus yoğunluğu var.
Adam alçak sesle konuştu.
O hep düşük maaşından yakınıyor.
Ayrıca yaprakların ısı verme değeri çok düşük,
Süt nispeten düşük ısıda tutulmalıdır.
Ben, bu elbiseyi düşük bir fiyata satın aldım.
Fakat alçalan güneş fokun silüetini ortaya çıkarıyor.
Düşük frekanslı gürlemelerle... ...ki bazısı o kadar düşüktür ki insanlar duyamaz...
Ben size düşük bir fiyatla iyi yemek sunmayı umuyorum.
Düşük hava basıncı insanların nefes almasını ve yeterli oksijen almasını daha zor hale getirir.