Translation of "Klas" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Klas" in a sentence and their turkish translations:

Ze stond voor de klas.

Sınıfın önündeki duraktaydı.

- Slapen in de klas is niet toegestaan.
- Slapen in de klas mag niet.

Sınıfta uyumaya izin verilmez.

- Ik ben de langste van de klas.
- Ik ben de langste in onze klas.

Sınıfımızda en uzun benim.

- Hij is de grootste in de klas.
- Hij is de grootste van de klas.

O, sınıfta en uzun boyludur.

In welke klas zit je zus?

Kız kardeşin hangi sınıfta?

Onze klas bestaat uit 40 jongens.

Bizim sınıfımız 40 oğlandan oluşur.

Heb je vrienden in je klas?

Sınıfında arkadaşların var mı?

- Jij bent de slechtste studente in de klas.
- Jij bent de slechtste student in de klas.
- Jij bent de slechtste leerling in de klas.
- Jij bent de slechtste leerlinge in de klas.

Sen sınıftaki en kötü öğrencisin.

Mary en ik zitten in dezelfde klas.

Mary ve ben aynı sınıftayız.

Ik ben de langste van de klas.

- Sınıftaki en uzun kişi benim.
- Sınıfta en uzun boylu olan kişiyim.

Hoeveel leerlingen zitten er in jouw klas?

Sınıfında kaç tane öğrenci var?

Je moet beter opletten in de klas.

Sınıfta daha dikkatli olmalısın.

Hij is de langste in zijn klas.

- O, sınıfında en uzundur.
- Sınıfın en uzunu o.
- Sınıfın en uzun boylusu.

Hoeveel jongens zijn er in deze klas?

Bu sınıfta kaç oğlan var?

Er zitten veertig leerlingen in deze klas.

Bu sınıfta kırk öğrenci var.

Hij is de grootste in de klas.

O, sınıfta en uzun boyludur.

Ik ben de langste in onze klas.

Sınıfımızda en uzun benim.

Hij was de slechtste van de klas.

O sınıfın alt kısmındaydı.

Er zijn 40 leerlingen in deze klas.

Bu sınıfta 40 öğrenci var.

In die klas zijn er veertig leerlingen.

Bu sınıf kırk öğrenciden oluşur.

Hoeveel jongens zijn er in jullie klas?

Sınıfınızda kaç tane erkek vardır?

Ik gradueerde als eerste van mijn klas.

Sınıf birincisi olarak mezun oldum.

Er zitten veertig leerlingen in onze klas.

Sınıfımızda kırk öğrenci vardır.

Ik ben de beste van de klas.

Sınıfımın birincisiyim.

Er zijn vijfendertig studenten in deze klas.

Bu sınıfta 35 öğrenci var.

Wie is de grappigste in jouw klas?

Sınıfınızın en komiği kim?

- Loop niet in de klas a.u.b.
- Niet rennen in de klas, graag.
- Alsjeblieft niet rennen in het klaslokaal.

- Lütfen sınıfta koşma.
- Lütfen sınıfta koşmayın.

Je mag in de klas geen lawaai maken.

Sınıfta gürültü yapmamalısınız.

De helft van mijn klas houdt van honden.

Sınıfımın yarısı köpeklerden hoşlanır.

Elena is het grootste meisje van de klas.

Elena sınıftaki en uzun kız.

- Ze stond voor de klas.
- Ze was docent.

O bir öğretmendi.

Ik heb het langste haar van de klas.

Benim saçım sınıfımda en uzundur.

Er zitten ongeveer veertig studenten in haar klas.

Sınıfında kırk civarında öğrenci var.

Niemand in zijn klas is sneller dan hij.

Sınıfında hiç kimse ondan daha hızlı değildir.

Fatima is de oudste leerlinge van onze klas.

Fatma, sınıfımızdaki en büyük öğrencidir.

Het aantal jongens in onze klas is dertig.

Sınıfımızdaki oğlan sayısı otuzdur.

De leraar van die klas was een Moslimbekeerling.

O sınıfın öğretmeni sonradan Müslüman olmuş biri.

Dus we praten niet over seks in de klas.

bu yüzden sınıfta seks hakkında konuşmuyoruz.

Geen meisje in mijn klas is mooier dan Linda.

Sınıfımdaki hiçbir kız Linda'dan daha güzel değildir.

Niemand in zijn klas kan sneller lopen dan hij.

Onun sınıfında hiç kimse ondan daha hızlı koşamaz.

Hij is groter dan alle andere jongens in zijn klas.

Sınıfındaki bütün çocuklardan daha uzun boyludur.

Hij is een van de populairste leerlingen van de klas.

O, sınıftaki en popüler öğrencilerden biri.

Ze kan beter zingen dan wie ook in haar klas.

O sınıfındaki başka birinden daha iyi şarkı söyleyebilir.

Wie is volgens jou het slimste kind in je klas?

Sence sınıfındaki en zeki çocuk kim?

Niemand in zijn klas kan zo snel rennen als hij.

Onun sınıfında hiç kimse ondan daha hızlı koşamaz.

Geen enkele student in onze klas is intelligenter dan Kate.

Sınıfımızdaki hiçbir öğrenci, Kate'den daha akıllı değildir.

Ik was een van de beste leerlingen van de klas.

Ben sınıftaki en iyi öğrencilerden biriydim.

Hij kan beter tennissen dan iedere andere jongen in zijn klas.

Sınıfındaki başka bir çocuktan daha iyi tenis oynayabilir.

Hij kan sneller zwemmen dan elke andere jongen in zijn klas.

O, sınıfındaki başka bir çocuktan daha hızlı yüzebilir.

Je moet niet kwaad spreken over andere jongens in zijn klas.

Sınıfındaki diğer oğlanlar hakkında kötü konuşmamalısın.

Die naar onze klas was gekomen om over dat onderwerp te spreken.

ve o soruyu ona sormasını teşvik ettim.

Bob is de enige leerling in onze klas die Spaans kan spreken.

Bob, bizim sınıfta İspanyolca konuşabilen tek öğrenci.

Hij is net zo slim als elke andere jongen in de klas.

- O da sınıftaki diğer çocuklar kadar zekidir.
- O, sınıftaki herhangi bir diğer çocuk kadar akıllıdır.

En dan moeten ze na drie minuten hun idee aan de klas verkopen.

Ve bir fikri sınıfa sunmadan önce yaklaşık üç dakikaları var.

Denk je echt dat Tom de beste Franse spreker in jouw klas is?

Tom'un sınıfındaki en iyi Fransız konuşmacı olduğunu mu düşünüyorsun?

Toen ik op een openbare school werkte, had ik tien-vijftien leerlingen in de klas.

Ben devlet okulunda çalışırken bir sınıfta 10-15 öğrencim vardı.

De gemiddelde grootte van de meisjes in de klas is meer dan een meter vijfenvijftig.

Sınıftaki kızların ortalama büyüklükleri, bir metre yirmi beş santimetreden daha fazladır.

- Ze spreekt beter Engels dan elk van haar klasgenoten.
- Ze spreekt het best Engels van haar klas.

İngilizceyi sınıfta en iyi konuşuyor.

Ik heb net met je leraar Frans gesproken en hij zegt dat je het goed doet in de klas.

Az önce Fransızca öğretmeninle konuştum ve o senin onun dersinde iyi olduğunu söylüyor.