Examples of using "يمتلك" in a sentence and their turkish translations:
Dük bir sürü arazi tutuyor.
Toım'un Bostonda da evi var.
Bu olanağa sahip insan sayısı çok ama çok az.
yine karıncaların insana benzer bir özelliği daha var
Napolyon ayrıca, genelkurmay başkanının muazzam kişisel niteliklere sahip olduğunu keşfetti -