Translation of "الأراضي" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "الأراضي" in a sentence and their turkish translations:

على الأراضي المتزايدة

Örgütler ve bürokrasinin temellerini attı.

عوض حكم الأراضي المحتلة.

Saldırı ve zaferlere daha önem veren, her zaman saldırılarda bulunan olan bir ordu olacaktı.

تباع الأراضي رسميا من السماء

Cennetten resmi olarak tapuların satıldığı

الدوق يمتلك الكثير من الأراضي.

Dük bir sürü arazi tutuyor.

كما ترون، بسبب قضايا مثل استحقاقات الأراضي،

Toprak üzerindeki hak sahiplikleri, kira sözleşmeleri

بها مساحات هائلة من الأراضي الصالحة للزراعة،

büyük genişlikte ekilebilir araziye sahip

حيث أن الفيروس نشأ في الأراضي الصينية.

"Virüs Çin'de ortaya çıktı,

قواته من خلال الزحف إلى الأراضي المجرية المعادية.

Macar Kralı başlangıçta, düşmanın Macar topraklarında ilerleyerek Bayezid'in birliklerini yenmeye çalıştığı bir savunma stratejisini tercih etti.

‫تزدهر حيوانات اللقام‬ ‫في الأراضي المثلجة المحيطة بطرف الكوكب،‬

Volverinler, Dünya'nın üst kısımlarını çevreleyen donuk topraklarda boy gösterir.

وواصل غارتة الى الجنوب باتجاه الأراضي العثمانية خلال الأشهر القليلة المقبلة

önümüzdeki birkaç ay boyunca güneyde Osmanlı topraklarına baskın yapmaya devam etti.

ويسعى اللوردات المحليون الأقوياء الآن لتأكيد سيطرتهم على بقية الأراضي الإقليمية

ve güçlü yerli hükümdarlar şimdi kendi hakimiyetlerini

أدرك فلاد أن جيوش محمد يقاتلون في الأناضول ، واستعد لمهاجمة الأراضي العثمانية

Mehmed'in ordularının Anadolu'da savaş halinde olduğunu farkeden Vlad Osmanlı topraklarına yağmaya soyunur

مع تمركز معظم القوات العثمانية في الأناضول، داهمت القوات المجرية عمق الأراضي الصربية،

Anadolu'daki çoğu Osmanlı askeri gibi, Macar birlikleri de Sırp topraklarına ilerleyerek

مما أثار استياء سيجيسموند، الذي ربما سعى للسيطرة على هذه الأراضي بعد الحرب.

bu, belki de savaştan sonra bu topraklar üzerinde kontrolü ele geçirmeye çalışan Sigismund'u rahatsız etti.