Translation of "سمعت" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "سمعت" in a sentence and their turkish translations:

- سمعت ضجة غريبة.
- سمعت صوت ضجة غريبة.

Tuhaf bir gürültü duydum.

وعندما سمعت هذا،

Bunu duyduğumda,

سمعت ذلك منك.

Onu senden duydum.

سمعت امرأة تصرخ.

Bir kadının çığlık attığını duydum.

سمعت هاتفي يرن.

Telefonumun çaldığını duydum.

سمعت الكثير عنك.

- Sizin hakkınızda çok şey duydum.
- Senin hakkında çok şey duydum.

‫لقد سمعت أصوات القوارب...‬

Teknelerin sesini duymuşlar.

لقد سمعت الكثير عنك

Senin hakkında oldukça çok şey duydum.

سمعت اليوم شيئاً جديداً.

Bugün yeni bir şey duydum.

سمعت أن روبرت مريض.

- Robert'n hasta olduğunu duydum.
- Robert'ın hasta olduğunu duyuyorum.

سمعت كل شيء بوضوح.

Ben her şeyi açıkça duydum.

سمعت ليلى صوتا مألوفا.

Leyla tanıdık bir ses işitti.

سمعت ليلى ضجّة قويّة.

Leyla gürültülü bir ses duydu.

سمعت ليلى هاتفها يرنّ.

Leyla cep telefonunun çaldığını duydu.

سمعت من الدول الاسكندنافية وإنجلترا

İskandinavya'dan ve İngiltere'den duyulduğu

هل سمعت ذلك يا مايك؟

Onu duydun mu, Mike?

أذكر أني سمعت قصة مشابهة.

Ona çok benzer bir hikaye duyduğumu hatırlıyorum.

سمعت تلك القصة من قبل.

Hikayeyi duydum.

سمعت والدتي تغني في الحمام.

Annemin duşta şarkı söylediğini duydum.

أجبته تلقائياً عندما سمعت اسمي.

Adımı duyduğumda otomatikman cevap verdim.

سمعت بأن توم سيتزوج قريبا.

Tom'un yakında evleneceğini duydum.

هل سمعت الأخبار على المذياع؟

Radyodaki haberi dinledin mi?

سمعت أنك لاعب تنس بارع.

Ben, iyi bir tenis oyuncusu olduğunu duyuyorum.

هل سمعت من فاضل مجدّدا؟

Fadıl'dan bir daha duydun mu?

سمعت ليلى ضجّة في الخارج.

- Leyla dışarıda bir ses duydu.
- Leyla dışarıda bir gürültü duydu.

ولكنني سمعت صوتاً جديداً هذه المرة،

Ama bu sefer, yeni bir ses duydum.

لقد سمعت هذه الأغنية من قبل.

Ben bu şarkıyı daha önce duydum.

كلما سمعت هذه الاغنية أتذكر طفولتي

- Bu şarkıyı her duyduğumda, çocukluğumu düşünürüm.
- Ne zaman bu şarkıyı duysam, çocukluğumu hatırlarım.

لقد سمعت أنك تعزف على البيانو.

- Senin piyano çaldığını duyuyorum.
- Duyduğuma göre piyano çalıyormuşsun.

أريدك أن تفكر فيم سمعت في البداية،

başlangıçta duyduğunuz şey hakkında,

لذلك، ابحث عن ما رأيت أو سمعت،

Yani, gördüğünüz ya da duyduğunuz şeyleri keşfedin,

عمّ صمت للحظة ومن ثم سمعت صراخها،

Kısa bir sessizlikten sonra bağırdığını duydum:

عندما سمعت صوت هذه الآلة لأول مرة،

Bu çalgının sesini ilk duyduğumda

أتت إلى هنا فور ما سمعت بالأمر.

O, onu duyar duymaz buraya geldi.

- هل سمعت ذلك الصوت؟
- أسمعت ذاك الصوت؟

O sesi duydun mu?

سمعت صوت اصطدام حوالي العاشرة ليلة الأمس.

Dün gece yaklaşık saat onda bir kaza duydum.

وبينما كنت في مكب النفايات، سمعت ذلك الصوت،

Çöpteyken bir ses işittim,

‫سمعت ذلك الصرير الغريب،‬ ‫ولكن هذا كل شيء.‬

Tuhaf bir çatırtı duydum ama hepsi bu.

أتساءل عما إذا كنت قد سمعت فيلم الشوق

Hasret filmini duydunuz mu acaba

لقد سمعت عنهم من قبل‏، ولكنني لم أشاهدهم‏.

Haklarında bir şeyler duymuştum ancak onları daha önce hiç görmemiştim.

سمعت أن عيونهم كانت بيضاء‏، وشعرهم كان أحمرَ‏.

Duyduğum kadarıyla, beyaz gözleri ve kızıl saçları vardı.

ما أن سمعت الجرس حتى ردت على الهاتف.

O, zilin çaldığını duyar duymaz telefona cevap verdi.

لا شك أنك قد سمعت هذه القصة من قبل.

Bu hikayeyi daha önce duymuş olacaksın.

أتذكر أني سمعت هذه الموسيقى في مكان ما من قبل.

O müziği bir yerde duyduğumu hatırlıyorum.

إذا كنت تمشي في الحديقة و سمعت صوت كلب يعوي خلفك ،

Parkta yürürken arkandan bir köpek havlıyorsa