Translation of "نصف" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "نصف" in a sentence and their turkish translations:

‫والدب هضمها نصف هضم.‬

ve ayı tarafından sadece yarısı sindirilmiş.

نصف تربة العالم متآكلة.

Dünyadaki toprakların yarısı bozulmuş sayılıyor.

اعلان نصف المجتمع عدوا

toplumun yarısını düşman ilan ediyor

كم ثمن نصف كيلو؟

Yarım kilosu ne kadar?

المعرفة هي نصف المعركة.

Bilmek işin en zor tarafıdır.

نصف هذه التفاحات فاسد.

Bu elmaların yarısı çürümüş.

حسن السؤال نصف العلم.

Güzel soru bilginin yarısıdır.

المذهل هو أن نصف المشاهدين

Şaşırtıcı biçimde, izleyicilerin yaklaşık yarısı

مدة كل منها نصف ساعة،

Her biri yaklaşık yarım saatti

ولديّ تليّف في نصف رئتي،

Bir ciğerimin yarısında akciğer fibrozisi var.

تطلبت تنسيق حركة نصف مليون

Avrupa’da şimdiye kadar görülen en büyük ordu olan yarım milyon

بما يقارب نصف الكمية المنبعثة؛

yaklaşık iki katı artış gösteriyor,

أعطني نصف كيلو من التفاح.

Bana yarım kilo elma verin.

إذا تم تقسيم سطح قاعدة البراميت الكبيرة إلى نصف نصف البراميت ، يظهر الرقم pi.

büyük pramit'in tabanının yüzeyi pramit'in yarısının iki katına bölünürse pi sayısı çıkıyor karşımıza

يتم إسقاط أكثر من نصف القضايا.

davaların yarısından fazlası savuşturuluyor.

لقد مات نصف مرجان الحاجز المرجاني العظيم.

Büyük Set Resifi'ndeki mercanların yarısı ölmüş.

إذا كان ما يقارب نصف مواطنيه الشباب

okuyup yazamayan hiçbir ülke

‫باقتراب الشمس أكثر من نصف الكرة الشمالي،‬

Güneş, kuzey yarı küreye iyice işlemeye başladıkça...

لقد قمنا بمراقبة نصف هذه المراكز مبدئياً،

Merkezlerin yaklaşık yarısını temel olarak gözlemledik,

لدي نصف ما لديه من كتب فقط.

Bende onun sahip olduğu kitapların sadece yarısı var.

نصف الطلاب المتخرجين من الثانوية حاليًا في أستراليا

bugün Avustralya'da liseyi bitiren öğrencilerin yarısı

نصف هؤلاء الذين يُدعون خبراء سيكونون على خطأ

Bu uzman addedilenlerin yarısı hatalı çıkacak.

وأكثر من نصف البشرية يعيشون على هذه المساحة

İnsanlığın yarısından fazlası bu alanda yaşıyor,

على الرغم من أني درست لامتحان نصف الفصل...

İlk vizeme çalışsam da

وقد أكون وصفت نصف رجال ذلك العقد في بريطانيا.

ve BK'deki Y Kuşağı erkeklerin muhtemelen yarısını.

وحوالي نصف وفيات السجن الإجمالية بما فيها حالات الانتحار،

ve intihar dâhil, hapishanede gerçekleşen ölümlerin neredeyse yarısı

‫قبل أقل من نصف قرن،‬ ‫كان يستحيل رؤيتها هنا.‬

Son 50 yıla yakın bir süredir onları burada görmemiz imkânsızdı.

يعادلُ هذا نصف إجمالي ما ينفقُ على التعليم في أمريكا.

Bu, ABD'de eğitime harcanan para toplamının yarısı ediyor.

وذلك لأن نصف الكمية التي نستمر بإطلاقها في الغلاف الجوي

bunun sebebi atmosfere salınımına devam ettiğimiz karbonun yarısı,

‫يبلغ عدد الصغار نحو نصف مليون.‬ ‫وينجو القليل منهم فقط.‬

Yarım milyon kadar yavru yapıyorlar. Çok azı hayatta kalıyor.

أحرقت محركاتها الخمسة الهائلة F1 نصف مليون جالون من الكيروسين والأكسجين

Beş devasa F1 motoru , sadece iki buçuk dakikada yarım milyon galon gazyağı ve sıvı

تبعه نصف أسطول الإمداد عن قرب والذين كان متجها لإغلاق الميناء

Yedek filonun bir kısmı, limanı kuşatmak için yakınlarda takip ediyordu.

من نصف قرنٍ بقليل وتحديداً ثمانين عاماً ما نعرفه اليوم من

içinde komik ölüm, bugün dünyada bildiklerimiz , küresel ısınmadan

بحلول ذلك الوقت، في أفضل الحالات، لن أكون حتى عشت نصف حياتي.

O zamana kadar, en iyi senaryoda, ömrümün yarısı bile geçmemiş olacak.

‫ونصنع أحجاراً من الثلج،‬ ‫ونصنع هذه القبة الصغيرة ‬ ‫على هيئة نصف دائرة.‬

Buzdan bloklar oluşturup böyle küçük bir yarı küre yapabiliriz.

فإذا وجدنا أن أكثر من نصف النساء لديهن أحد أشكال المشاكل الجنسيّة،

Kadınların yarısından fazlası aynı tür cinsel problemi yaşıyorsa

ألا يجب سكب كل البحار في نصف الكرة الجنوبي من هنا في المحيطات؟

bütün denizlerin okyanusların'da burdan bu şekilde güney yarım küreden aşağıya dökülmesi gerekmiyormu

سوف تقطع اشجار نصف الغابة لبناء فنادق تستضيف السياح الذين جائوا لزيارة الغابة .

Ormanın yarısı ormanı ziyaret etmeye gelen turistleri barındıracak oteller yapmak için kesilecek.

بدأت الوحدة في العمل ضد البروسيين في عام 1793: في معمودية النار الوحشية ، أصبح نصف

Birim, 1793'te Prusyalılara karşı harekete geçti: vahşi bir ateş vaftizinde,