Translation of "المجتمع" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "المجتمع" in a sentence and their turkish translations:

ويتفكك المجتمع.

Toplum konseptini yok ediyor.

المجتمع مقسم.

Toplum bölünmüştür.

وتكلم عن قضايا المجتمع،

ve toplumsal duvarlardan bahsediyor.

يقولون ذلك في المجتمع

yahu diyorlar ki toplumda

اعلان نصف المجتمع عدوا

toplumun yarısını düşman ilan ediyor

يستطيع من خلاله المجتمع الطبي

bunu kolektif olarak izleyebilecekleri

والموسيقي كانت تتبنى قضايا المجتمع

ve müzik aslında toplumsal duvarlara işaret ediyordu

والان نحن ننظر الى المجتمع،

Şimdi topluma baktığımızda,

وتوقعاتنا حول الرجال في المجتمع

beklediğimiz şeylerde bir yanlış vardır.

‫خُلد ذلك عبر المجتمع والثقافات،‬

Bu yüzden, bu hayvana karşı duyulan korku toplum ve kültürler aracılığıyla

وتتمثل الجبهة الثانية في المجتمع.

İkincisi ise toplum.

وبدأت العمل مع المجتمع المحلي

ve deprem sonrası bu korkunç dönemi atlatmalarında onlara yardım etmek için

نحتاجُ لنكون ضمن ذلك المجتمع.

O toplulukta olmaya ihtiyacımız var.

أن المجتمع لا يريد وجودهم.

toplumun onları istemediklerini,

أن المجتمع المهيمن كان الأتراك

işte o baskın yapılan topluluk Türklerdi

هناك الكثير منهم في المجتمع

bunlardan toplumda bolca vardır

حتى لا يرى مستوى المجتمع

toplumun seviyesini görmesin diye

إنّ دان لا يخدم المجتمع.

Dan topluma kötülük yapıyor.

ودوري بصفتي معلمة هو بناء المجتمع.

Bir öğretmen olarak görüyorsunuz, ben toplum inşası adına görevimi biliyorum.

وعبرت عن النموذج الذي يريده المجتمع.

toplumun özenmesini istedikleri modeli ortaya koyuyor.

الابطال هم الشجعاء الذين يقودون المجتمع،

Kahramanlar cesur, yiğit, başkalarına önderlik edebilen,

فهم يهتمون بالقضايا التي تؤرق المجتمع،

topluma zorluk veren sorunların üstüne giden

لذلك عندما يخلق المجتمع معايير شخصية،

Yani teknik olarak, toplum öznel standartlar yarattığında,

حتى وافق المجتمع على تحريم العبودية،

Ancak toplum köleliğin yasaklanmasında uzlaştıktan sonra

فاذا كانت معاير المجتمع للحلم الامريكي،

Amerikan rüyasına dair toplumsal standardımıza göre, Amerikan rüyasını

وقد دمر المجتمع بسبب ادمان المخدرات،

Topluluklar, bu bağımlılık yapan madde tarafından yok ediliyordu

كانت ايجابية وتوعي المجتمع وضد المخدرات.

yapıcı, toplumsal bilinç sahibi ve uyuşturucu karşıtıydı.

الذي يُريدني المجتمع أن أتكيّف معه.

özgür hissetmeye başladım.

وفي المجتمع، نحن نحاول اكتشاف ذلك.

ve sosyal hayatta bunu anlamaya çalışıyoruz.

في الواقع ، تم انتقاد المجتمع نفسه

aslında toplumun ta kendisi eleştirildi

أسلوب لا يتبع الكثير في المجتمع

yine toplumda çok fazla izlenmeyen bir tarz

ورفع مستوى الوعي بالتاريخ في المجتمع

ve toplumdaki tarih bilincini arttırmak

يختفي هذا المجتمع من تلقاء نفسه

o topluluk kendiliğinden yok olur

يمكن العثور على مكان في المجتمع

toplumda kendine yer bulabiliyor

بل تشكل تهديداً على المجتمع والديمقراطية.

Demokrasi ve toplum için de bir tehdit.

لن يساعد ذلك المجتمع في شيء،

ve topluma faydalı da olamazdım.

نحن نعيش في هذا المجتمع المتاح دائمًا

Sürekli online olduğumuz bir toplumda yaşıyoruz

في تعريفنا أن التعليم هو جوهر المجتمع.

temelinin eğitim olduğunu öğretmesiyle güçlü bir araç olabiliyor.

معدل البطالة أرتفع بمعدل 21% في المجتمع.

Kentsel işsizlik oranı %21'e fırladı.

الآن، في المجتمع الحديث، هناك جدال مستمرّ

Şimdilerde çağdaş toplumlarda,

إذن، ما الذي يجب على المجتمع فعله؟

Peki toplumun ne yapması gerekiyor?

حتى أنه يسعى المتطرفون الفاشيون إلى المجتمع.

Faşistler bile topluluk arayışında,

هو حلم كثير من الناس في المجتمع

toplumda bir çok kişinin hayalidir

الخطة بسيطة إذا كنت تريد تدمير المجتمع

bir toplumu yok etmek istiyorsanız plan çok basit

هذا المجتمع ليس له مخرج سوى التعليم.

Eğitimden başka bir çıkışı yoktur bu toplumun.

ليس علينا الاختيار بين المواد الأكاديمية وتطوير المجتمع.

Akademi ve sosyal gelişim arasında seçim yapmak zorunda değiliz.

كمثال، في السبعينيات، المجتمع وافق على العبودية الشرعية.

Örneğin, 1700'lerde toplum yasal kölelik konusunda uzlaşmıştı.

إجراء المحادثات هو أصعب الأمور في المجتمع الديمقراطي

Sohbet, demokrasi konseptindeki en zorlu şey

فقد طوروا تطبيقا جديداً ليشمل كل أفراد المجتمع.

tüm topluluğa yararlı yeni bir uygulama geliştirdiler.

لأن بإمكانهم بالفعل أن يوضحوا لنا كيفية تطوير المجتمع

Çünkü onlar gerçek anlamda toplumumuzu nasıl geliştireceğimizi bize gösteriyor

أقرو ان هذه الحرب لن تحدد فقط المجتمع الحضاري،

savaşın sadece şehirli insanları değil,

يخبرنا المجتمع أن على الرجال أن يكونوا أقوياء ومسؤولين،

Toplum bize, erkeğin güçlü ve güvenilir olması

ولكنها في النهاية، كانت قادرة على الذهاب لكلية المجتمع

Ama nihayetinde devlet üniversitesine giderek

وبعد فترة يبدأ في الاستبعاد من المجتمع ويصبح وحيدا

ve bir süre sonra ise toplumdan dışlanmaya başlıyor ve yalnızlaşıyor

الطريقة لإحضار هؤلاء الناس إلى المجتمع تقع علينا ، أصدقائهم.

o insanları topluma kazandırmanın yolu ise bizlere yani o kişilerin arkadaşlarına düşüyor

لكن المجتمع لا يزال يظهر انقسامًا بسبب التعقيد الثقافي

Fakat toplum hala daha kültür karmaşasından kaynaklı bölünme gösteriyor

لا يرغب المجتمع المصري او العربي بانتشاره داخل المجتمعات

Şii çevrelerde, özellikle de İran'da, geleneksel yasal evliliği

‫و قدرة أكبر على العمل في المنزل وفي المجتمع, و‬

daha güçlü bir ekonomik güvenlik,

من المفيد أن تقوم المحكمة بإعادة تشكيل علاقتها مع المجتمع،

Mahkeme, kişinin toplumla ilişkisini yenilemesine yarar.

لم يكن هؤلاء الناس محبوبين في المجتمع لكننا أحببنا سيط

toplumda bu insanlar sevilmezdi ama biz Seyit'i sevdik

لأنه كان حقًا أحد الأشياء المعروفة خطأ في المجتمع PTT

Çünkü gerçekten toplumda yanlış bilinen şeylerden bir tanesiydi PTT

الطلاق في المجتمع المصري حيث تقول الارقام الرسمية القادمة من

her iki dakikada bir yeni bir boşanma davası meydana geldiğini söylediği

ما هو متداولٌ لدى المجتمع المصري الزواج العرفي حيث تم

istikrar olan kadınları sömürmeyi ve metalaştırmayı amaçlayan gizli bir suç

المجتمع المصري لكن يتبقى الخوف الاكبر ان يفتح الزواج المؤقت

davaların yüzde on sekizine tekabül ediyordu . Bir kedi

بدون حكومة و جيشي يسيطر على العراق و انقسام المجتمع

Hükümet edilemeyen yerlerde kontrol, silahlı milis grupların eline geçti ve toplum, ayrışmaya başladı.

كان هذا غير مقبول على الإطلاق. لم يرغب المجتمع بذلك مرة واحدة

bu kesinlikle kabul edilemez bir şeydi. Toplum bir kere bunu istemiyordu zaten

هل تعلم الان الكثير من الناس في المجتمع يقيمون هذا الطبق الآن

şimdi farkında mısınız? şu anda toplumda bir çok insan buna çanak tutuyor

الناس الذين لديهم مثل هذه الأكاذيب يلاحظون في المجتمع على أي حال

bu kadar yalan ile içli dişlı olan insan ise toplumda fark ediliyor zaten

لكل شخص بصفته عضوا في المجتمع الحق في الضمانة الاجمتماعية وفي أن تحقق بوساطة المجهود القومي والتعاون الدولي وبما يتفق ونظم كل دولة ومواردها الحقوق الاقتصادية والاجتماعية والتربوية التي لا غنى عنها لكرامته وللنمو الحر لشخصيته.

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.