Translation of "السؤال" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "السؤال" in a sentence and their turkish translations:

السؤال هو...

İşte soru şu...

السؤال هو السؤال الحقيقي ، لكن هل المشكلة معنا؟

asıl sorulacak soru şu ama sorun koltukta mı bizde mi

السؤال الأول هو--

İlk sorunuz--

حسناً السؤال الأخير،

Sorduğum son soru

‫السؤال هو لماذا؟‬

Soru neden olduğu.

السؤال الجديد هو،

Yeni soru şu,

يسأل ترامب السؤال:

Trump'a şu soruyu soruyor:

أجب على السؤال.

Soruyu cevapla.

فكرت في السؤال،

Bu soru hakkında düşündüm.

وبالتالي، السؤال هو، لماذا؟

O hâlde, cevaplanması gereken soru: neden?

هل تذكرون السؤال الثاني ؟

İkinciyi soruyu hatırlıyorsunuz değil mi?

ثم طرحت السؤال المخادع:

Sonra tuzak soruyu sordu:

أبدينا السؤال الأكثر خصوصية:

Özel bir soru sormak istedik:

السؤال الصحيح هو بالضبط

doğru soru ise tam olarak şu

هذا السؤال ليس سهلاً.

- Bu soru kolay değildir.
- Bu soru kolay değil.

كنت أنتظر هذا السؤال.

Bu soruyu bekliyordum.

حسن السؤال نصف العلم.

Güzel soru bilginin yarısıdır.

حسناً، هل أجبت على السؤال ؟

peki, cevabı buldunuz mu?

أعتقد مع ذلك أن السؤال

Ancak bu davranışın iyi mi kötü mü olduğu sorusunun

مثل السؤال: كيف تسوء الأمور

bir şeyleri nasıl doğru ve yanlış yaptığımız --

السؤال التالي هو ما السبب؟

Sıradaki soru şu: Neden?

واجهنا أنا وسيمون السؤال المصيري:

Simone ve ben temel bir soruyla yüzleştik:

أترون، عندما يفهم الناس السؤال،

İnsanlar soruyu anladığında

والآن السؤال الأكبر على البال

ve şimdi akıllara ki en büyük soru

يجب أن يكون السؤال هكذا

soru böyle olmalı

السؤال الذي سوف يخترق القلب

yüreğini sızlatacak o soru sorulur

الصديق الذي مهما كان السؤال،

düşüncesi her neyse ona göre bir cevapla gelmeyi

لست أستعوب هذا السؤال أبدا.

Ben bu soruyu hiç anlamıyorum.

لن يجيب جون على السؤال.

John soruya yanıt vermez.

عليك أن تجيب على السؤال.

Soruyu cevaplamalısın.

وبعدها رآها معلمون كُثر وطرحوا السؤال،

daha fazlası gördükçe daha fazlası sordu,

هل لديكم الجواب عن هذا السؤال ؟

Bu soru için bir cevabınız var mı peki?

لكن يثير ذلك السؤال المثير للاهتمام.

Fakat bu durum da ilginç bir soruya yol açar.

بالطبع السؤال هو، لماذا يحدث هذا؟

Tabii ki asıl soru, neden böyle olduğu.

السؤال هو، ماذا يحدث بعد ذلك؟

Asıl soru şu, şimdi ne olacak?

لماذا يأتي هذا السؤال إلى أذهاننا؟

Bu soru neden bizim aklımıza geliyor ?

- هذا هو السؤال.
- هذه هي المسألة.

Soru bu.

أريد الإجابةَ على السؤال الأخير أولاً.

Önce son soruyu cevaplamak istiyorum.

لذا، سأترككم مع هذا السؤال الواحد -

Öyleyse, sizi bu tek soruyla baş başa bırakacağım.

في كل مرةٍ تردّدنا فيها عن السؤال،

bir şeylerden kaçındığımızda

هو السؤال حول سبب نجاح الديناصورت المبهر.

dinozorların nasıl bu kadar başarılı olduğudur.

ولكن السؤال الاكبر الذي نواجهه اليوم هو

Ama bugün karşılaştığımız önemli soru şu:

هل السؤال عما إذا كان سيتم النزوح؟

yer değiştirecek mi sorusu çok yanlış bir soru

أي طالب يمكنه الرد على هذا السؤال.

Herhangi bir öğrenci o soruyu cevaplayabilir.

قال: "ستذهب إلى الصيدلية، وستسأل هذا السؤال.

''Eczacıya gideceksin ve şunu soracaksın.

لأننا نعرف الأجابة عن هذا السؤال أليس كذلك؟

çünkü hepimiz cevabını biliyoruz, öyle değil mi?

بأن أسأل هذا السؤال، ومن ثم أجيب عنه،

"Daha iyi takımlar, hasta bakıcılar daha az hata mı yapıyorlar?"

اسأل نفسك هذا السؤال الجوهري: لماذا تدّخر المال؟

Kendinize şu temel soruyu sorun: Ne için para biriktiriyorsunuz?

يا إلهي هذا هو السؤال الصحيح لألف سنة

hay aklınla bin yaşa işte doğru soru bu

كلنا لدينا هذا السؤال في الاعتبار ، أليس كذلك؟

Hepimizin aklında bu soru var değil mi?

إذا كان هناك طريقة ، فإن الجواب على السؤال

bir yöntem var mı sorusunun cevabı ise

فإنكم تجيبون هذا السؤال يوميًا من خلال أفعالكم.

onu her gün hareketlerinle cevaplıyorsun.

عليك أن تضع علامة استفهام في نهاية السؤال.

Bir sorunun sonuna soru işareti koyman gerekir.

وربما العديد منكم قد تساءلوا حول نفس السؤال.

Ve belki birçoğunuz aynı soruyu kendine sormuştur.

و بدلاً من السؤال عن اهتماماتنا و شغفنا،

ve ilgi ve tutkularımızın ne olduğunu sormak yerine

ظل يسألني نفس السؤال مراراً وتكراراً، "هل تشعرين بهذا؟"

Hep aynı soruyu sordu, ''Onu hissediyor musun?''

وإذا كان الأمر كذلك، أجيبي عن السؤال بكل الوسائل،

Eğer durum buysa sorulan soruyu her koşulda yanıtlayın.

لقد كان هذا السؤال الجوهري محورياً في حياتي العملية.

Bu önemli soru hayatım boyunca işimin merkezi oldu.

كيف هي صحّتك؟ - كنت سأطرح عليك السؤال نفسه. - حسناً...

Sağlığın nasıl? -Ben de sana aynı şeyi soracaktım. -Yani...

السؤال يعطي نتيجة حتى عندما لا تحصل على إجابة.

Bu soru işe yaramadığında bile işe yarıyor.

يجيب العالم المسطح على هذا السؤال على النحو التالي:

düz dünyacılar ise bu soruyu şöyle cevaplıyor

عندما أقول تعاليم الذرة ، يتبادر إلى ذهني السؤال الأول

mısır pramitleri deyince benim aklıma ilk şu soru geliyor

تم إخفاء الإجابة على هذا السؤال منذ ملايين السنين.

bu sorunun cevabı ise milyonlarca yıl öncesinde saklı

لذا فإن السؤال هو ، ما الذي يسبب هذا الارتفاع؟

Öyleyse asıl soru, bu artışa ne sebep oluyor?

والآن، السؤال الذي يجدر أن تسألوه لأنفسكم في هذه اللحظة،

Bu noktada kendinize sormanız gereken soru şu,

ولكن يمكننا توسيع نطاق ذلك السؤال، لأنه سؤال جيد جداً

Fakat, bu soruyu genişletebiliriz çünkü çok güzel bir soru --

المُحاوِرة: حسنًا، نيك، أنا مُتأكدة من أنك تتلقى هذا السؤال كثيرًا.

Moderatör: Nick, eminim bu soruyu çok fazla duyuyorsundur.

لأنه خبير في تغيير الأجندة. تم توجيه هذا السؤال إلى ترامب

çünkü gündem değiştirme konusunda uzman. Bu soru Trump'a yöneltildi

ما يحدد هذا السؤال هو ما الذي تريده حقا في هذه الحالة.

Bu soru, o durumda gerçekten olmasını istediğinin şeyi tanımlar.

وعندما ظهرت كتابة fasa aga على الشاشة ، طرح السؤال على أذهان الجميع

birde ekranda faşo ağa yazısı çıkınca herkesin aklına şu soru geldi

وبعبارة أخرى ، كم دقيقة مرت في الكون بالتوازي ، يمكن حساب إجابة السؤال بهذه.

yani bir diğer deyimle paralel evrende şu an kaç dakika geçti sorusun cevabı işte bunlarla hesaplanabilir

إذا تركنا الحقيقة أو السؤال الخيالي جانبًا ، فإنهم جميعًا يعبرون ، كما أعتقد ، عن

Gerçek ya da kurgu sorusunu bir kenara bırakırsak, bence hepsi çok karakteristik ve tutarlı bir tavrı